9. B Ö L Ü M

104 14 0
                                    

Hava kararmaya başlarken ara ara arkaya bakıp gelen giden var mı diye kontrol ediyordum. İstem dışı tırnaklarımı kemiriyor zaten yorgun olan bedenime daha çok yükleniyordum.

"Levlâ biraz sakin ol artık." Dedi Emir.

"Daha var mı eve?"

Sadece başını salladı. Tepkilerim çoğu zaman Emir'e abartılı gelir ama bu benim istediğim dışında gerçekleşirdi. Zihnim tamamen kapanıyorda yangının ortasında kalıyormuşum gibi hissediyorum atak zamanlarında.

Yandığımın farkındayım ama kaçamıyorum..

Derin nefes alıp pencereyi açtım.

"Sen iyi misin? Rengin solmuş?" Dedi Emir. Ona bakıp omuz silktim.

Soracak o kadar sorum var ki.. Emir'de bunun gayet farkındaydı. Göz göze geldiğimizde isteksizliği belli oluyordu. Sadece derin nefes alıp son sürat arabayı kullanmaya devam ediyordu.

İşlek bi cadde de bulunan eski bir binaya geldik. Daha önce hiç görmediğim yere merakla bakarken Emir kemerini çözdü.

"Artık eski evlerimizi terk ettik. Buraya yeni taşındım 1 hafta bile olmadı." Dedi.

"Kimse bulmaz değil mi bizi burada?" Dedim. Emir gözlerini kapatıp birkaç saniye durdu. Elimi tutup öptükten sonra elini yanağıma koydu.

"Kimse bulmaz. Söz sevgilim bir daha aynı şeyleri yaşamayacaksın." Dedi. Bu şefkatli sesiyle bunları söylerken bile gözlerim dolmuştu.

Eve geçtiğimizde merakla inceliyordum. Ne kadar eski olsa da gayet iyi bakım yapılmıştı. Beni en çok şaşırtan ise evde bu kadar ayrıntıların olmasıydı. Sanki eve yeni taşınılmış değildi o kadar ayrıntı var ki odalarda tablolar, biblolar, plaklar.. Sanırım yorgunluktan saçmalıyorum.

"Aç mısın?" Diyen Emir düşüncelerimi böldü.

"Değilim. Ama çok uykum var." Dedim. Emir gülümseyip saçlarımdan öptü. Odanın kapısını açıp

"Güzelce uyu dinlen o zaman." Dedi. Başımı sallayıp odanın içine girdiğimde merakla bakıyordum.

Emir'in kollarını karnıma dolayınca korkuyla irkildim. Yüzünü boynuma gömmüştü. Öyle sıkı sarılıyordu ki ne hareket edebildim ne de arkamı dönüp yüzüne bakabildim.

Özlediğim kokusunu içime çektim. Dünyam bu iki koldan ibaretti işte. Emir'e dönüp hasretle ona baktım. Elimle sakallarını okşarken Emir önce avcumun içini öptü.

"Bir daha asla böyle bir şeye izin vermeyeceğim. Kimse seni alamayacak benden." Dedi. Buruk gülümsememi gözlerinde ki yansımamdan gördüm.

Emir alnını alnıma yapıştırdı. Nefeslerimiz birbirine karışırken yutkunup

"Neye bulaştınız siz Emir?" Diye fısıldadım.

"Yemin ederim ben kötü biri değilim"

Cümlesini düşünmeme fırsat bile vermeden dudaklarımızı buluşturdu. Bir öpücük ne kadar duygu barındırabilirse o kadar duygu vardı. Dudakları bataklık gibi battıkça batıyorum. Nefes alabilmek için ayırdığım boşlukta Emir boynuma gömüldü. Sıcak dudakları soğuk bedenime çarpıyor beni uyandırıyordu.

Saat öncesine bakarsak sadece uyumak istiyordum. Ama şimdi Emir'den bir saniye bile ayrılmak istemiyorum. Beni kendine bastırırken öpücüklerinin ardı arkası kesilmiyor dudaklarım, burnum, boynum arası her santimi öpüyordu.

Emir'in dokunuşları beni ısıtmıştı. Sorunlarımı bile paspas altına göndermiştim. Sanki kırılacakmışım gibi beni dikkatle yatağa yatırdı. Ben yeni ısınan parmak uçlarımla Emir'in gömleğini çıkartırken artık ön sevişmeyi çoktan geçmiştik.

Esir -40Günah-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin