Bölüm 10-Salı

6 1 0
                                    

Salı günü gelmişti.Çocuklar evden gideli 2 gün oluyordu.Takvimde ki salı yazısı beni üzse de bazı gerçekleri öğrenmek için gitmeliydim.Elbette üzülüyordum ama yapmam gerekti.Bu gece ona haber vereceğim ve herkes uyuduğun da çıkacaktım.Zaten okul çıkışı haftanın belirli günleri yaptığım part-time işten gelirim vardı bu yüzden orada bir otel tutacaktım.Kaç gün kalacağımı orada karar vereceğim.Okul için hazırlanıp okula varmıştık.Sınıftakilerle sohbet ettiğimiz de Edgar gelmişti.İlk gözü bana döndüğünde ona gülümsedim ve benim yanıma oturdu."Günaydın!" Dediğime karşılık anlımdan öptü ve,"Sana da." Dedi.Neden böyleydi? Bende nasıl böyle hisler uyandırıyordu? Sınıfa Janet girdiğinde Fang iki saniyeliğine ona baktı ama sonra umursamazca önüne döndü.Normal de uzun uzun bakardı.Çok geçmeden hoca geldi ve derse başladık.Dersimiz Byron hocaylaydı."Evet gençler,açalım kitapları!" her zaman ki sert mizacıyla dediklerine kitaplarımızı açtık ve Chester,"Hocam bugün parlıyorsunuz." Dediğine hoca kaşlarını çatarak,"Gevşeklik etme! Neyse,kitapları açtıysanız başlayalım.Dün işlediğim konuyu pratik etmemiz için bir soru,sodyumun elementi nedir?" Bir anda Janet ve Fang aynı anda,"Na!" Dediğinde birbirlerine baktı ve Janet ağzında geveleyerek,"Birşeye de atlamasan olmaz sanki." Fang kaşlarını çatarak,"Farkındaysan derse katılmaya çalışıyorum." Janet'ın cevabı geç gelmedi,"Derse katıl lafıma atlama." Fang hızlıca,"Senden önce dedim.Şimdi de işitme problemlerin mi oldu?" Janet kaşlarını çatarak,"Kimin neyi neresinden işittiği belli." Byron hoca kalemle tahtaya vurduğunda,"Janet ve Fang! Hoca

Bütün gün okulda eğlendim.Her aklıma gideceğim geldiğinde üzülsem de anın tadını çıkardım.


Evet,gitmeme son 2 saat.Mandy'nin on iki de yattığını düşünürsek 2 saat.Mandy'le çok fazla sohbet etmiştim ve hala ediyordum,"Mandy,sen Chesterdan hoşlanıyorsun değil mi?" Anında yanakları kızarınca,"Ne- Ne alakası var be?" Gözleri yerde gezince,"Ah,hadi ama.Hoşlandığın bariz ortada." Bir anda bana dönerek,"O kadar belli oluyor mu?" Gülerek kafamı olumsuz anlamda iki yana salladım,"Hayır sadece ben fazla dikkatliyim." O da rahatlayarak nefesini verdi,"Şükür." Dediğine,"Ona söylemelisin Mandy.Onun da boş olmadığı apaçık ortada." Mandy sıkıntıyla nefesini verdi,"O beni sadece zorbaladığı biri olarak görüyor.Kaç kere bunu en açık şekilde gösterdi. 'Ah Mandy mi? Onu sadece zorbalıyorum.' . 'Hayır onunla aram da asla öyle birşey olamaz.' bunları kaç kere dile getirdi ama ben ondan her gün daha fazla hoşlandım." Üzüntüsü o kadar içtendi ki sırtını sıvazlayarak,"Hayır yanılıyorsun.Onun sana bakışını gördüm.Hatta polislerin bizi aldığı gün.Bir polis sana bağırmıştı Chester da polise öyle bir bakmıştı ki ben bile tırstım amına koyayım.İnsan sevmediği ve sadece zorbaladığı şeyleri yapan birine neden bu kadar değer versin? Sen onun kıymetlisisin Mandy." Mandy,"Teşekkür ederim Collette." Biraz daha birbirimizle sohbet ettiğimizde Mandy uykusunun geldiğini söylerek odasına gitti.Evet işler şimdi ilginçleşiyordu.Büyük bir soluk aldım ve odama gittim.Mandy odasının kapısını kapatmıştı bu benim için iyiydi.Okulda kullandığımız spor çantasına kıyafetleri doldurdum.Birkaç parça aldığımda yanıma biraz atıştırmalık aldım.Bolca su koyduğumda dünden rezerve ettiğim otobüsü bekleyecektim.Herşey hazırdı.Tam kapıdan çıkarken aklıma diğerleri geldi.Mandy,Edgar,Bibi,Crow,Jessie,Jacky,Carl,Leon,Sandy,Nita ve Bee... Bir anda gözüm dolduğunda göz yaşı aşağı doğru süzüldü.Bunu yapmam gerekiyordu.Hadi ama Collette,bu sefer duygularınla değil mantığınla bir işi hallet.Kapıyı açıp çıktığımda yavaşça kapattım ve otobüsün geleceği yere gittim.Bura baya kalabalıktı bu yüzden bende bekleme alanlarından birine oturdum.Kafeteryadan kahve alıp oturduğum da telefonuma baktım.Bizim gruptan mesajlar gelmişti,

Amber:

uyumayan var mi

Leon:

ben

Çelimsiz (Brawl story)Where stories live. Discover now