Bölüm 3-Oyun

12 1 0
                                    

Sabah kalktığımda gözümü açtım ve her zaman ki gibi yerde uyanacağımı sandım ta ki Mandynin yatağındaydım.Mandy bana ben Mandye sıkıca sarılmış yatıyorduk.İkimizde hemen hemen aynı anda gözlerimizi açtığımız da,"Günaydın." Dedik birbirimize."Eve geldiğimde sen uyuyordun.Grupta ki aptal olay yuzunden yanına çıktım ve ağlıyordun.Uykunda ağlıyordun ve bende seni benim yatağıma indirdim.'Aile.' dediğini hatırlıyorum ve daha fazla ağladığını." Bunları derken bana daha sıkı sarıldı."Teşşekkür ederim Mandy." Dediğimde,"Ne için?" Gülerek cevap verdim,"Her daim yanımda olduğun için."

Üstümüzü giyinip kahvaltımızı yaptık.Hızlıca okul yolunu tuttuk.Gus'ı Mandy'nin annesi,yani yengem okula bırakıyordu.Sınıfın kapısına vardığımız da durakladım.Mandy de fark etmiş olacak ki kapının ağzında durdu.Omzumu suvazladı ve koluma girdi.Derin bir nefes alarak sınıfa girdik.Edgar sıraya oturmuştu ve ufak bir bana bakmıştı sonra tekrar önüne döndü.Bende sıraya geçtiğim de ikimiz de kafamızı başka yöne çevirmiştik.Sınıfta ki herkes bize bakıyordu.Onlara dikkat etmeden kitaplarımı çıkardım ve boş kısımlara resim çizmeye başladım.Edgara bakmamaya özen gösteriyordum ki umrumda olmasın.En sonunda da hoca geldi ve derse başladık.

Dersten çıkışta sıramda biraz vakit geçirdim ama daha sonra duyduğum şeyle kulağımı oraya a yönlendirdim,"Colette'ye çok ağır davrandın Edgar." Kimin dediğini kestirememiştim."Evet Edgar,cidden çok ağır davrandın.Gruptaki dediklerinden bir tanesi bile ağırdı.Kimsenin geçmişini bilmiyoruz." Bunu diyenin Fang olduğunu anlamıştım.Kendi arkadaşına karşı beni savunuyordu bu yüzden Fang'le arkadaşlığımızın güçlendiğini hissettim."O kızın geçmişinde birşey yok,dediğim gibi ailesinin şımarık bir veledi." Bir anda ayağa kalktım ve sıranın kaymasına sebep oldum.Sıranın kayan sesine karşılık herkes bana baktı."Ailemin şımarık velediyim ha?Biliyor musun,keşke öyle olsaydım.Keşke beni şımartacak bir ailem ortalıkta olsaydı.Ortalıkta olmayan 'ailem' için fazla beni şımarttıklarını söylüyorsun.Adamlar ortalıkta yok,hangi sikimde şımartıcaklar?Bir zaman dilimi biliyorsan beni şımartsınlar çünkü daha fazla devam edemeyeceğim." Sınıftan çıktım ve Mandy'nin arkamdan kalktığını gördüm ama Chester onu durdurdu.Koşarak çatı katına çıktım ve tellerle çevrelenmiş kata baktım.Tellere doğru yaklaştım ve yere çöktüm.Dizlerimi karnıma çektim ve kafamı dizlerime gömdüm.Ellerimi de bacaklarımın etrafına doladım.Gözümden akan yaşları serbest bıraktım.Buna neden bu kadar aladığımı bilmiyordum.Aile konusu niye beni bu kadar etkiliyordu?Aile de neden bu kadar hassastım da gözlerim yaşarıyordu hep?Daha fazla ağlarken bir anda kapı açılma sesi duyuldu.Kafamı kaldırmam biraz uzun sürse de giren kişiyi gördüm,Leon.Onu burada görmeyi beklemiyordum.O da beni görünce yavaşça yanıma geldi.O da yanıma çöktü ve bir süre boş durduk."Aile meseleleri değil mi?" Dediğine karşılık bir süre ona baktım daha sonra önüme dönüp,"Ah,olmayan birşeyin meselesi de olmaz.Tek manevi anlamda değil,ciddi anlamda.Hem manevi hem fiziksel olarak orta da bir ailem yok." Dediğime bir süre bana baktı.Daha sonra,"Benim bir zamanlar vardı." Ona döndüm,bir zamanlar?Aile geçici birşey miydi ki? "Bizde sıradan insanlar gibiyiz Colette,fiziksel özelliklerimiz,duygularımız.Ama sadece bir iki tane güçlerimiz var.Annem sıradan bir insandı,babamsa bizim gibi güçleri vardı.Annemin ailesi bu duruma karşı çıkmış ama annem babama öyle aşık olmuş ki gözü hiçbirşeyi görmemiş.Babamın ailesi de karşı çıktı ama babam da anneme çok aşıktı ve onun da gözleri ondan başka birşey görmüyordu.Başka bir yere gittiler ve orada mutlu mesut yaşıyorlardı.Daha sonra bizleri yaptılar,ben ve Nita'yı.Mükemmel bir aileydik,o kadar iyiydik ki hiçbir sorun yaşamamıştık.Bizler babamdan gen aldık,ikimizin de güçleri oldu." Gülümsedi,sanırım anıları aklına gelmişti. "Lakin,yaşadığımız yerin halkı bizi duyana kadar.Güçlerimiz olduğu için cadı damgası yedik.Anneme de belirli lakaplar taktılar.Bir gün bir gece,bütün halk bizim eve geldi.Ellerinde ki ateşlerle evimizi yaktılar.Bize atılan ellerinde tuttuğu odun ateşi benim üstüme atıyorlardı ki annem önüme geçti.Oracıkta annemin ölümünü izledim.Diri diri yanan bedenini.Daha sonra ağızından bir kelime döküldü,'Leon,seni seviyorum oğlum.' " gözünden bir yaş aktı ama daha süzülmeden sildi."Babam da aynı şekilde,o da Nitayı sevdiğini söylemiş.Nita babamın bende annemin yadigarıyım." Yüzünde buruk bir tebessüm oluştu.O tebessümün içinde neler yatıyordu,hangi çığlıklar kopuyordu bilmiyorduk. "Ama bunlarla yaşamamız gerek.Bizim istemediğimiz şeyler olacak.Bunlara alışmamız gerek.Zor olsa da...Seni en iyi ben anlarım Colette." Dediğine gülümsedim ve ona ufakça sarıldım.Neden yaptığımı bilmiyordum ama vücudum benden habersiz istemişti.Leon da bana dostça karşılık verdi ve,"Teşekkür ederim." Dedim.Birbirimizden ayrıldığımız da, "Birkaç at bokunun dediğine mi takılacağız?" evet.  Güldüm ve,"Hayır." Dedim.Beraber biraz daha şaka yaptığımız da zilin çalmasıyla sınıfa gittik.Benim gibi insanlar görmek beni mutlu hissetmişti,artık kendimi yanlız hissetmeyecektim.İkimizi gülerken sınıfa girdiğini gören sınıf şaşkınca,"Vay be,bu ikili ne konuşabilir ki?" Bunu diyenlerin Larry ve Lawrie ikilisi olduğunu gördüm.Herkes onları desteklercesine birşeyler söylerken sırama oturdum,Edgarın yanına.Artık nefret dolu durmuyordu,sakindi.Yerime otururken boş gözlerinde ufak ufak kıvılcımlar gördüm.




Çelimsiz (Brawl story)Where stories live. Discover now