5.BÖLÜM

14 1 0
                                    

Şaşkın bir şekilde hem Lance'a hemde Andreas'a bakıyordum. Lance bu konuda ciddimiydi. Gerçekten Andreas'ın amacı bu olamazdı değil mi? Tamam belki önceden amacı benim güçlerimi ele geçirmekti ama şimdi değişmiştir değil mi? Değişmese bunca şeyi benim için neden yapsın ki.Gerçi ne yaptı. Hayatına girdiğinden beri belirsizlik içinde yaşıyorum. Artık bu belirsizlik beni yeterince sıktı.Birden boğazıma saplanan acıyla inledim. Artık nefes alamıyordum.
''Öhö öhööğ.A-an öhö.''
İkisi hala atışmaya devam ediyorlardı beni fark etmemişlerdi bile.
-Andreas'ın ağzından-
-Yeter artık buna bir son vermelisin.
- Beni buraya hapsettiler anlıyor musun. Sadece bir kaç saatliğine insan vücudunu ele geçirince istediğim yere gidebiliyorum. Onun dışında o yaptıkları lanet yüzünden hayatımı bu saçma salak yerde geçirmek zorunda kaliyorum. Ama eğer onun güçleri benim olursa özgür olurum.''
-Buna izin vermeyeceğim Lance.
-Hadi ama yapma. Bunu seninde hala istediğini biliyorum.Düşünsene o güçle neler yapabileceğimizi.
-Yeter artık.
Birden Lance'ın arkasında gittikçe güçlenen bir ışık gördüm.
''Prenses!''Güneş gibi parlıyordu.Bu ışık gittikçe arttı ve tüm Gehennayı kapladı. Gözlerimi kapamak zorunda kalmıştım. Gözlerimi açtığımda gehenna sis ve bulutlardan tamamen arınmış her yer yeşermiş ve kocaman bir ırmakla karşımda duruyordu.
Lance yerde kıvranıyordu. ''Bu düşündüğümden çok fazla.''
Prensesinde bilinci kapanıyordu ve yere düşecekken yakaladım.
''Tuttum seni.''
Bana gülümsedi ve bilinci tamamen kapandı.
-Anais'in ağzından -
Gözlerimi açtığımda tamamen farklı biyerdeydim.Kocaman bir yatakta yatıyordum. Oda fazlasıyla büyük ve gösterişliydi.
''Burasıda neresi? Nerdeyim ben? Andreas! Beni duyuyor musun?''
Kapı açıldı ve birisi ''Prenses uyandı'' diye bağırmaya başladı. Birisi gelip hemen elimden tuttu. Çok güzel bir kadındı.
''Kızım.Ah,bizi çok korkuttun.''
Kızımmı?
''Senin için çok endiselendik.'' dedi solumda duran adamda.
''S-siz kimsiniz? ''
İkiside bana şaşkın bir şekilde bakmaya başladı.
''Andreas nerde?''
Güzel olan kadın anlayışla başını salladı ve yanındakine(sanırım hizmetli)birşeyler fısıldadı.
Bir kaç dakika sonra Andreas odaya girdi ve tek dizinin üzerine çöküp.
''Beni emretmişsiniz majesteleri''
Dedi.
''Kızım seninle konuşmak istediğini söyledi.'' dedi solumdaki adam.
''Sizi yalnız bırakıyoruz.'' dedi ve odadaki herkes çıkmaya başladı. Herkes çıkana kadar Andreas aynı pozisyonda durmuştu.Herkes çıktığında ''Andreas neler oluyor?''
Andreas ayağa kalkıp basucuma geldi.
''Uyandığına çok sevindim.''
''Nasıl yanı uyandığıma ne zamandır uyuyorumki?''
''Bir buçuk senedir.''
''Ne!?''
''Evet. En son gehennada çok fazla enerjiyi bir anda açığa çıkardığın için bilincini kaybetmistin Prenses.''
''Peki nerdeyiz?''
''Sonyada.Daha deminki anneniz ve babanizdi.''
''Ama benim annem ve babam dünyadaki...''
''Evet biliyorum öyle düşünüyorsunuz fakat onlar sizin koruyucu meleklerinizdi asıl anneniz ve babaniz burdakiler siz dodugunuz andan itibaren sizi korumak için böyle birşey planlanmıştı ki zaten siz gehennada o gucu açığa çıkardığınız icin sonya kurtuldu. Yoksa yıllardır donmuş bir haldeydi.''
''A-ama bu...Kafam çok karıştı .''
''Alışırsınız Prenses. Şimdi izninizle gitmek zorundâyim. Yapmam gereken görevler var.''
''N-nasil yanı artık seninle zaman geçiremeyecek miyim?''
Birden ne sordugumu farkedip kızarmıştım.
''Buna gerek kalmadi. Artık koruyucu meleginiz değilim. Sadece bir hizmetkarim. Şimdi izninizle.''
Dedi ve arkasına bakmadan odadan çıktı. Neden böyle davrandığını anlamamistim.
Odaya iki kiz girdi ve
''Akşamki kutlama için hazirlanmalisiniz prenses. Biz sizi hazırlamakla gorevlendirildik.''
''Ne kutlaması?''
''Uyanmaniz şerefine Kral ve Kraliçe yapiyor efendim.''
''A-anliyorum.''
Olculerimi alıp bana gore kıyafetler getirmislerdi. Rengarenk ve çeşit cesit. Hepsinin çok pahalı olduğuna eminim.
''Size birşey sorabilirmiyim?''
''Tabikide efendim.''
''Andreas burada ne ile gorevlendirildi.?''
''Ş-sey o askerlerimize liderlik yapıyor.Onların eğitiminden sorumlu.''
''Bu görevi ona kim verdi?''
''Kral Lucas.''
''Yanı babammi?''
''Evet efendim.''
''Gitmem gerek.''
''Ama efendim daha saciniz..''
Cümlesini tamamlamadan odadan cikmistim. Koridorda ilerlemeye başladım. Koridorda birsuru portre,vazo vb şeyler vardı. Yolu bilmediğim sonradan aklıma geldi. Bu koridorda git git bitmiyordu. Karşıda bu tarafa doğru yuruyen bir adam vardı. Sonunda sorucak birisi.
''Pardon bakarmisiniz?''
''Evet buyrun hanımefendi.''
Çok resmi konuşuyordu ve çok yakisikliydi giysilerinden hizmetli gibi gözükmüyordu ama şuan bunu merak etmiyordumda zaten.
''Ben kralın odasını ariyorumda.sanırım kayboldum''
''Kralin odasını neden aradiginizi sorabilirmiyim?''
''Onunla konusmam gerekiyor.''
İlk önce beni yukardan aşağıya suzdu.Elbisenin üzerine asılan arma gözüne takilmisti. Bir kaç saniye armayi inceledi ve ''Beni takip edin lütfen'' dedi.
Biraz yurudukten sonra kocaman bir salona çıkmıştık ve ileride de kral ve kraliçe vardı. Onlara anne ve baba demek garibime gidiyordu.
''Kralım bu hanımefendi sizinle konuşmak istediğini söyledi.''
''Ah demek Gerard'ın Prensi Finn ile tanıştınız."
" Aslında tanıştığımız söylenemez,baba."
Finn şaşırıp bana bakmıştı."Baba mı?"
"Tanıştırıyım benim kızım ve Sonya'nın Prenses'i Anais."
"B-ben bilmiyordum,kabalığımı affedin lütfen Prenses." dedi ve önümde eğildi.
"C-cidden b-buna gerek yok lütfen kalk."
Kral ve kraliçe bize gülmeye başlamışlardı.
''Gerard krallığı ile bağlarımız çok iyidir. Bu yüzden Finn buralara çok sık uğrar. Değil mi Finn?" Bunları kral söylemişti.
'' Evet buraları çok iyi biliyorum."
"O zaman Prensesimizede senin yardım etmeni istiyoruz. Sonuçta buraları hiç bilmiyor."
"Tabi kralım, emredersiniz."
"Baba benim seninle konuşmam gereken bisey var."
"Tabi,buyur kızım."
''Yalnız."
"Ah,izninizle."
Babam elimden tutup beni kocaman terasimiza çıkardı.
''Seni dinliyorum."
"Baba A-andreas neden...hayir.. Andreas'in bana ogreticegi seyler vardı. Ama galiba simdi askerlerin lideri olmus.''
''Ah evet. Sonuçta biz geri döndük ve burdasin. Burada kendi kişisel öğretmenlerin sana herşeyi ogreticek.Andreas' a gerek kalmadı.''
" Hayir baba ben Andreasi istiyorum.Y-yani kişisel öğretmenim olarak."
"A-andreas'imi ? ... P-peki. Ben halledicem. Sen nasıl istersen kizim."
"Çok teşekkürler Babacim.İzninizle."
Babamın yanından ayrılıp bahçeye çıkma karari aldım. Saclarim hala yapılmamış ve daginiktilar. Bahçeye çıktığımda Andreas'in bu ağacın altında uyuduğunu gordum. Yavaşça yaklaşıp yanına oturdum.Oda oturur pozisyondaydi. Çok yorulmuş olmalı. Sacları rüzgarda uçuşuyordu. Güneş ışıkları siyah saçlarına parıltı katıyordu. Onu hayranlıkla izlediğimi farkedip yüzümü gökyüzüne çevirdim cidden neler oluyordu bana. O sırada omzumda bir ağırlık hissetmiştim. Andreas'ın başı uyurken omzuma düşmüştü. Evet, aşık oldum.Ben imkânsız olana aşık olmuştum.

Du hast das Ende der veröffentlichten Teile erreicht.

⏰ Letzte Aktualisierung: Aug 12, 2015 ⏰

Füge diese Geschichte zu deiner Bibliothek hinzu, um über neue Kapitel informiert zu werden!

SONYAWo Geschichten leben. Entdecke jetzt