Final part I
જ⁀➴
(Yazardan)
Vakit akşama yaklaşırken hava fırtına bulutları sayesinde çoktan kararmıştı. Yağmur hızla pencerelere ve arabanın tavanına çarpıyor, silecekler yetişmiyordu. Yüzbaşının arabasını Jisung kullanırken siyah lastikler saatlerce taşları ezdi ve patikada ilerlemeye devam ettiler.
Generalle olan karşılaşmadan sonra konuşmamışlardı. Yüzbaşı dalgındı, kafası çok dolu, yüreği çok ağırdı. Konuşacak gibi hissetmiyordu kendisini. İhanetin kara lekesi ak alnını çoktan kirletmişti, aklını en çok kurcalayan şey ise geride bıraktığı arkadaşlarıydı. Geride bıraktığı genç asker Yang Jeongin'di...
Arabanın farları patikayı aydınlatırken bir ormanın içine girmişlerdi. Fırtına bulutları bütün gökyüzünü kaplarken aynı buhran bulutları Yüzbaşı Lee Minho'nun başının etrafında da dönüyordu.
Gözleri patikaya dalmışken elinin üzerinde bir sıcaklık hissetti. Başını hızla sol tarafına çeviren Yüzbaşı, Jisung'un onun elini tutmakta olduğunu gördü. Diğer eliyle direksiyona yön veriyordu, gözleri ise pür dikkat yoldaydı.
"Hiçbir zaman kolay olmayacak." Tombul yanaklı çocuk bir an için gülümsedi. Konuşurken gözlerini bir saniye olsun yoldan ayırmıyordu. "Ama yanında olacağım..."
Jisung cümlesini bitirince dudaklarını birbirine bastırmış, Yüzbaşının bakışları ise oraya kaymıştı. İçinde hissettiği burukluğu toparlayan şey cümleler miydi yoksa çocuğun sesi mi ayırt edemiyordu. Onun elini avucunun içine aldı Yüzbaşı. Güneyli çocuğun esmer tenini sakince okşarken yolcu koltuğunda arkasına yaslanmış, Jisung'u izliyordu.
"Seni öpmek istiyorum."
Konuşmadan önce düşünmek bile o an için zor geliyordu Lee Minho'ya. Yalnızca gülümsemiş ve aklından geçen şeyi söyleyivermişti. Onu öpmek istiyordu... Kimsenin olmadığı bu ormanda, politikacılardan, siyasetten, savaşlardan ve silahlardan uzak bu yerde güneş doğana kadar onu öpmek istiyordu. Sabahın ilk ışıkları ağaçların yapraklarını aydınlatıncaya dek arabada bu Güneyliyi öpmek, ve kulağına güzel sözcükler fısıldamak istiyordu...
"Süper fikir! Bayıldım Yüzbaşı... Ama maalesef şu an pek mümkün olmayabilir."
Jisung üzülmüş taklidi yaparak alt dudağını büzdüğünde Yüzbaşı sırıtmaya başlamıştı. Güneyli hemen ardından kahkaha atsa da hızla gülmeyi bırakmış, yan koltuğa dönmüştü.
Bu sırada Yüzbaşı ise onun dudaklarına erişmenin o anlık mümkün olmadığını anlayınca Jisung'un tuttuğu elini kaldırmış ve hafifçe eğilip üstüne dudaklarını bastırmıştı.
"Sen- Ne..."
Minho dudaklarını Güneylinin elinden ayırmadan bakışlarını ona çıkardığında çocuğun kızardığını gördü. Jisung bu öpücüğü beklemiyor olduğundan yutkunmuş ve hızla önüne dönüp yola bakmaya devam etmişti.
Yüzbaşı gülümsedi, kendi ellerinin arasındaki esmer eli yavaşça çevirip avuç içini açığa çıkardı ve oraya da bir öpücük kondurdu. Dudakları usulca onun tenine değiyor, geri çekilmeden önce birkaç saniye baskı uyguluyordu.
YOU ARE READING
fatal flaws ➵ ◛ °minsung √
FanfictionKuzey Koreli Yüzbaşı Lee Minho ve esir düşen güneyli asker Han Jisung [TAMAMLANDI.] "Seni sevmeye yetebilir mi benliğimden geriye kalan bir avuç cesaret kırıntısı? Tatmin eder mi kaderi, aşkın esiri olmuş gururdan yoksun bizlere acıması için?" Bulut...
