Sonunda 3. Kata ulaşınca söylediği numaraya doğru yürümeye başladım. Olabilecek en kötü halini görmemek için dualar ederken derin nefes alıp açtım kapıyı. Hızlı açmamdan galiba iki kafa da bana doğru dönmüştü. 

Gözlerim önce Emre'nin üzerinde oyalandı. Sonra yatakta boylu boyunca uzanan Savaş'a çevirdim. Kaşı patlamıştı galiba. Yara bandı vardı anlında. Biraz daha gözlerimi çevirince sargılı olan kolunu gördüm.

İçim yanmıştı haline. 

İlk defa kendimi tutmadan hızlı adımlarla yanına gidip sarıldım. Ağzımdan ardı ardına hıçkırık koparken büyük elini saçlarımda hissettim. 

" Şş iyiyim ağlama " dedi. 

Söylemesi kolaydı onun için. 

Onu ne kadar çok sevdiğimi bilmiyordu. Kafamı boynuna çevirip kokusunu soludum. Çok korkmuştum. Ya ona bir şey olsaydı? Ne yapardım ben? 

Kollarımı biraz daha boynuna sararken kapı kapanma sesi duydum. Emre? Emre'yi unutmuştum. Savaş'ı öyle görünce adamı unutmuştum resmen. Ona da ayıp oldu. 

Yavaş yavaş kendimi geri çektim. Saçlarımda ki elini kaydırıp yüzüme getirdi bu defa. 

" Benden kurtulduğunu düşündüğün için mutluluk göz yaşı döküyorsun değil mi? " diye laf atmasıyla, ağlamaklı yüzüme rağmen güldüm. 

" Evet. Yine de kurtulamadım ama " dedim. Bu defa o güldü. Ağrıyan göğsüne rağmen hafif üzerime eğilip sır verir gibi fısıldadı. 

" Kandırdım seni. Kurtulduğunu san diye " Gülen yüzünü kaldırıp bu defa gözlerime bakarak göz kırptı.

" Bunun intikamını almam lazım " dememle yine güldü. Aşık olduğum yüzüne doya doya bakmak istiyordum. Bir kaç saniye sessiz kaldık. Hala gözlerimden yaş süzülüyordu. Tek eliyle uzanıp yaşlarımı sildi. 

" Ağlama yavrum. İyiyim ben " 

" Nasıl oldu bu Savaş? Kaç yıldır kullanıyoruz bu arabayı. Hiç böyle bir arıza vermedi bu güne kadar ?" 

" Bilmiyorum ki. Bakımlarını yaptırmıştım 2 3 ay önce ama anlamadım neden böyle olduğunu. " 

" İyi ki Emre yakınındaymış " dedim. Kaşlarını hafif çattı ama kızmadı. Kafasını olumlu anlamda sallayıp kafamı tutarak göğsüne uzanmamı sağladı. 

" O baktıracakmış " demesiyle bu defa ben kaşlarımı çattım. 

" Kim?" diye sordum göğsünden kalkarken. Hala kaşları çatıktı. " Emre denen o adam işte. Baktıracak neden çalışmadığına. O kadar gerek yok desem de keçi inadı var adamda illa 'baktıracağım' dedi. "

"Baktırsın Savaş. Durup dururken fren tutmuyor? Bu normal mi sence de ?" 

" Ya yavrum araçlarda normal şeyler bunlar. Hem eskidi o da kopmuştur bir şekilde " 

" Olsun. Baksın yine de. Yine aynı şeyleri yaşamayalım " dedim. Gülümsedi. 

" Neden? Çok mu korkarsın?" 

" Ne alakası var? Küçük çocukların var senin. Sana bir şey olursa onlara kim bakacak? " 

" Sen varsın? Onlara benden daha iyi bakarsın. Bakıyorsun da. Senin gibi anneleri olduğu için çok şanslılar " 

Bunlar hep kafasına darbe almasından. Yoksa bu kadar romantik bir adam değil. 

" Onların babalarına da ihtiyaçları var Savaş. İnat etme de baksın Emre " dememle yüzünü buruşturdu. 

~Hümeyra~Where stories live. Discover now