5.BÖLÜM

8 0 0
                                    

Selammm arkadaþlar. Öncelikle bölüme yorum ve oy çok az geliyor belki bunun sebebi bölümlerin az olmasıdır. Şöyle söylim size bölümler kýsa olucak ama yaklaşık 120 bölüm falan olacağı için böyle olmasını uygun gördüm. Kitap tamamlanınca zaten çoğu bölüm birleştirilecek. ALTTAKi KÜÇÜK YILDIZA TIKLASANIZ ÇOK SEViNiRiM. Şimdiden iyi okumalarr.

Kaan'ı zorla dışarıdaki parka oturtturarak, konuşmaya başladım. "Kaan biliyorum buraya geleli daha iki gün oldu ama seninle bir dost gibi konuşmak istiyorum."

"Bişey mi oldu?" diyerek gözlerini irileştirdi. "Yok yok. Kötü birşey olmadı." İrileşen gözleri yavaş yavaş normale döndüğünde konuşmama devam ettim. "Sadece Ayça hakkında konuşmak istiyorum."

Kaşlarını çatarak "Onun hakkında tek bir kelime bile etmek istemiyorum." dedi. Aralarındaki sorunu anlayamıyordum. Neden birbirlerinden bu kadar nefret ediyorlardı. "Neden durduk yere tartışıyorsunuz. Her onu gördüğünde, yüzünde nefretten başka birşey görmüyorum." Kaan derin bir nefes aldı."Aslında olay çok öncelere dayanıyor. Bunu kimseye anlatmadım ve anlatmayacağımda. Bizim aramızda olan nefretle kalmıyor. Ben ondan resmen tiksiniyorum."

Benim Bora'da hissettiğim şeyi Kaan, Ayça'da hissediyordu. Onu anlayabiliyordum. "Biliyormusun Kaan. Buraya geleli iki gün oldu ama senin Ayça' da hissettiklerini ben Bora'da hissediyorum." Kaan'nın gözleri fal taşı gibi açıldı.

"Nasıl yaa. Siz hiç konuşmadınız ki? Ne güzel biz sizi shipliyorduk bee. İkinci günden yapma." Kaan'da Bade gibiydi. Amaçları sadece dalga geçmekti ama bundan hoşlanmıyordum." O sizin gibi değil. Sabah arabayla bana çarptı,büronun önünde arabamı o çektirdi. Üstelik bana laf sokup,sinir ediyor."

Kaan şaşırmış gibi yaparak elini ağzına koydu. " Vay be bizim Bora ne çıktı böyle. Bak sana ne diyeceğim. Ben senin avukatın olayım. Bora'yı dava edelim. Sende benim avukatım ol Bade ile Volkan'a dava açalım." Söylediği şeye hafif kahkaha atarak cevap verdim. "Olabilir aslında ama benim daha yeni aldığım bir dava var zaten. Ayrıca bu benim ilk davam." Kaan biraz düşünceli bir şekilde konuşmaya başladı. "Ben sana yardım edebilirim. Eğer istersen."

Biraz düşündüm fakat bu benim ilk davamdı,benim çözmem gerekiyordu. "Başka bir davada artık Kaan. Bu benim ilk davam ve benim çözmem gerek." Bu davayı çözmem gerekiyordu. "Peki o zaman kızılcık. Sana iyi çalışmalar. Ben içeriye geçiyorum."

"Heyy! Dursana, daha sorduğum soruya cevabı vermedin." Arkasını dönüp bana hafifçe gülümsedi. "En yakınıma bile bu soruyun cevabını söylemedim Açelya. Belki en yakın zamanda." Dedi Kaan göz kırparak.

Biraz bankta oturup, düşünmeye karar verdim. Sahi, benim dava için araştırma yapmam gerekiyordu. Hemen kolumda takılı olan saat'e baktım. Biraz erken olsada benim için geç olmuştu.

İse başladığım iki gün içinde kendimde çok değişiklik hissediyordum. Unutkan ve tembel biri olmaya başlamıştım. İşimden mi soğuyordum? Hayır bu olamaz. Yıllarca çalıştım bu makama ulaşmak için. İkinci günden pes edemem. Çözmem gereken bir davam vardı. Oturduğum banktan kalkıp,ofise geçtim.

Bade ve Volkan aynı şekilde bir konu hakkında konuşuyorlardı. Kaan kitap okumaya başlamış, Bora ise karşımda durmuş,dik dik bana bakıyordu. "Bana o pis gözlerinle bakmayı kes." diyerek, tüm ofistekilerin bize bakmasına sebeb oldum.

"Hop hop durun gençler. Açelya ne bu tavır kız." dedi Kaan alaycı bir ses tonu ile. Bora gözlerini devirip, arka koltukta oturmaya gitti. Bade hemen yanıma gelerek kolumu tuttu. "Açell kız noldu." Önüme düşen saç tutamını kulağımın arkasına koyarak cevap verdim. "Bir sorun yok,Bora dışında"

Bora oturduğu koltuktan bana bakarak seslendi. "Merak etme kızıl kafa bende sana çok merkalı değilim." Pislik,kendini beğenmişin tekiydi. "Bende sana ölüp bitiyordum yaa,yazık oldu." diyerek dalgaya vurdum. Bana meydan okumak istiyordu fakat daha gerçek avukat Açelyayı görmemişti. Ofisten hızla çıktım ve bazı dosyaları almak için savcı Sarp Bey'in odasına doğru yol aldım. Büronun en bencil ve kibirli avukatı Bora olmalıydı.

Kapıyı hafif tıklatarak içeriye girdim. Sarp bey ile Ayça sesli bir şekilde tartışıyordu. "Sana duygularına yenik düşme dedim Ayça. Beni dinlemeyeceksen başka bir aja.." dedi Sarp bey konuşmasını yarıda keserek bana baktı. Galiba orada olduğumu yeni farketmişti.

Ayça hemen dışarıya çıktı. Sarp bey yanıma gelerek konuşmaya başladı. "Gelmeden önce haber vermen gerekiyordu güzellik." Güzellik mi Ne saçmalıyordu bu savcı? "İsmim Açelya Sarp Bey" diyerek bu kelimeden hoşlanmadığımı belirttim. Sarp Bey hafifçe sırıttı ."Güzel olduğunu kabul etmiyormusun yani?" dedi bana daha çok yaklaşarak. Bir adım geriye atıp boğazımı temizledim.

"Almam gereken dosyalar vardı. Bu yüzden geldim. Gelirkende kapıyı tıklayıp içeriye girdim. Söyleyecek başka bir sorunuz var mı Sarp Bey." dedim ciddiyetle. Arka tarafa döndükten sonra ilerleyip eline bir dosya aldı ve bana doðru gelmeye başladı.

"Aradığın dosya bumuydu?" diye sordu bana. Elindeki dosyayı daha dikkatle inceledim. Benim aradığım dosya Sarp beyin elindeki dosya ile aynıydı. Peki o nerden biliyordu o dosyayı alacağımı? Hafif bir yutkundum. "Ev..Evet o dosya da siz nerden.." tam o sırada benim sözümü keserek konuşmaya başladı. "Bu dosyayı alacağını biliyordum zaten. Korkmana gerek yok." Kalp atışlar hızlanıyordu. Her bu odaya geldiðimde çok fazla stres yapıyordum.

Başımı dikleştirip gülümseyerek cevap vermeye çalıştım. "Yok ya zaten korkmamıştım. İşimin ilk günleri ya alışmakta zorluk çekiyorum." Sarp bey az önceki gibi sırıttı. Sanki herşeyi biliyormuş gibiydi. Beni önceden tanıyormuş gibi..

Sarp bey kendi koltuğuna oturup bana kısılk gözlerle bir bakış attı "Alışırsın alışırsın merak etme. Diğerlerine ayak uydurmaya çalış." Hızlı bir şekilde elindeki dosyayı alarak cevap verdim.

"Tamam sayın savcımm. Dediğiniz gibi ayak uydurmaya çalışıyoum." İki kolunu birbirine bağladı ve arkasına yaslandı. "Bana sayınn savcı demene gerek yok Açelya." Söylediği şey ile hafif bir irkilmiştim. Diğer savcılar bildiğim kadarıyla hiç avukatlar ile samimi olmuyordu. Yaptığım stresten ellerim titremeye başladı. Aldığım oksijen sanki bana yetmiyordu. Bu odada farklı bir koku geliyordu. Yoksa sarmaşık mı vardı bu odada? Boğazımı tutarak yere çöktüm. Sarp bey endişeli bir tavırla yanıma geldi. "İyimisin Açelya. Bir sorun mu var."

Bir sorun vardı. Benim sarmaşıklara alerjim vardı. Kısık bir sesle konuşmaya çalıştım. "Sar..Sarmaşık..lara alerjim va..var." Hala boğazımı tutuyordum. Gereğinden fazla korkmuştum ve hala korkuyordum. "Nefe..s al..alamıyor..um." diye söylendim.

Oksijenim kesilmişti ve Dünya artık bana karanlık geliyordu. Gözlerim kapanmışmıydı acaba? Sarp bey odadan bir hışımla çıkıp bağırmaya başadı. "Kaan, Bade çabuk gelin. Açelya iyi değil." Artık hiçbirşeyi duymuyordum. Koku her hücreme işlemiş gibiydi.

Yere,boğazımı tutmuş bir şekilde
Sadece seslerini duyabiliyordum. Gözlerim kapalıydı ve zihnimi ayık tutmaya çalışıyordum. Kaan ve Bade hızlı bir şekilde başıma gelmişti. "Açelya noldu iyimisin?" diyordu Bade. Kaan çok korkmuş olmalı ki hiç konuşmadı. Bade'nin ayak seslerini duyabiliyordum. Kapının oraya kadar gidip birisine seslenmeye başladı.

Kime seslendiğini tam olarak duyamyordum. Gözlerimi hafif araladığımda ayakkabısı siyah ve beyaz çizgisi olan biri başımdaydı. Kafamı kaldıracak gücüm olmadığından sadece ayaklarını görebiliyordum.

Sarp bey'in sesi geldi bi anda. "Onu bırak ben götürebilirim." Onu derken neyi kastettiklerini anlayamamıştım. Zihnim kapanmak üzereydi. Gözlerim çok fazla yanıyordu. "Onu senin eline bırakacağımımı sandın?" dedi Bora. Bir dakika başımda duran kişi Boramıydı?

Artık dayanıcak gücüm kalmamıştı .Kapattım gözlerimi. Herkezi susturdum. Artık kimsenin sesi gelmiyordu. Belki ben ölmüştüm,onlar beni duymuyordu.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: May 11 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

AVUKATLARIN OYUNU Where stories live. Discover now