2. Bölüm bırak kolumu👉🏻👈🏻😭😠

30 5 20
                                    

Bu gün matematik sınavı olacaktık. Ve bilin bakalım kimler hiç bir şey bilmiyor? BİZ! Yani şaşırtıcı bir durum değildi. Sıramızda otururken Esra'yla, eylülle Göknurun soru hakkında tartışmasını izliyorduk.

Her zamanki gibi! "Ya Eylül malı nasıl -2 çıkıyor aptal mısın?" Diyerek yine yakındı Göknur. Eylül ona göz devirdi "Asıl sen aptal mısın amına koyduğum!" Onların tartışmasını izlerken Esra'yla düşük alacağımızı bildiğimiz için uğraşmayı kestik. Zil çaldığında hepimiz farklı sınıflara gidecektik.

Eylül'den

Sınıfımı bulmuştum. Şansıma cam kenarındaki sıra denk gelmişti ve rahatça oturdum. Yavaş yavaş sınıf dolmaya başlıyordu. Gelen kişileri süzerken birden tanıdık yüzü gördüm. Merih. Sınıfa girdiğinde direkt gözleri beni buldu. Ellerinde yine deri eldivenleri vardı. İlerleyip tam önümdeki sıraya oturdu.

Sırtını görebiliyordum. Hatta sırtından önümü göremiyordum maşşallah. (Eylül😉 anlamadık sanki) Sonra yanıma aynı serviste olduğun üst sınıflardan bir çocuk oturdu. Gülümsedi "Naber?" Dedi. Ben de ona gülümseyip "İyidir senden?" Dedim. Merih yüzünün bir kısmını bize çevirdi ve tek kaşını kaldırdı. sonra önüne döndü. Çocukta "İyidir bende. Matematiğim de iyidir kopya veririm." Dedi göz kırparak.

Ben de ona gülümsedim "Çok makbule geçer sağol" diyerek cevap verdim. Sonra içeri gözetmen hoca girdi ve sınav kağıtlarını dağıtmaya başladı. Kağıdım önüme geldiğinde çocuk biraz daha yanıma yaklaştı ve soruları hızlıca çözmeye başladı. Bu gün de ballıydım matematikten kalmayacağım gibi duruyor. Soruları çözdüğünde sadece bir iki boşum vardı ve sıraya "teşekkür ederim:)"

yazdıktan sonra bana bir şey değil dermiş gibi kafasını salladı. Sonra ayaklandım ve kağıdımı verip kapıya yöneldim ve koridora çıktım. Yüzümde güller açıyordu maşşallah Allah bozmasın. Mutlu mutlu sınıfa gidecekken kolumda bir el hissettim ve arkamı döndüm. Kolumdan tutan kişi Merihti.

Bunu cidden beklemiyordum ve afallamıştım ona baktığımda düz bir ifadeyle bana bakıyordu. "Daha ne kadar bakışmayı düşünüyoruz?" Dedi sorusuyla karnımda kelebek değil yumruk, tekme gibi acı eşiği yüksek olan baskılar hissettim. Burnuma gelen ferah feromon kokusu daha da gerilmeme neden oluyordu.

"Ne?" Diyebildim sadece. Bir süre yüzüme baktı ve derin bir nefes verdi "Ne zaman benimle konuşmayı düşünüyordun diyorum" dedi. Bunu beklemediğim için idrak etmem biraz zaman alıyordu. Hala kolumu sıkıca tutuyordu sonra hafifçe gözlerini kıstı "Ve tüm sorularını cevaplayan çocuk kim?" Ona kaşlarımı çattım. Ne ima ediyordu ki? "Ne demeye çalışıyorsun?" Diyerek sordum. "Bir şey demeye çalışmıyorum... sadece-" onun sözünü kestim "Bir şeyim olsa da olmasa da ... sen benim neyimsin ki bana bunu soruyorsun?" Bunu dememi beklemiyor olacaktı ki şaşırmış bir ifade vardı suratında.

Kolumu ondan çekmeye çalıştım ama daha sıkı tuttu. "Bırak kolumu acıtıyorsun" Dedim ona bakarak. Bunu dediğimde anında kolunu çekti ve suçluymuş gibi gözlerini kaçırdı. "Acıttıysam üzgünüm. Zarar vermek istemem hiç bir zaman" dedi sessiz bir sesle. Açıkçası buna pek inanmamıştım çünkü, binlerce vukuatları vardı okulda. Ona bir şey desem mi demesem mi diye düşünürken zil çaldı. Ve ben de bir şey demeden sınıfa çıkmayı tercih ettim. Aslında bu kadar tepki göstermezdim ama... Of gösterdim işte amına koyayım BANANE.

İkra'dan

Eylülün anlattıklarıyla şokun üstüne şok geçiriyorduk! "NE OHA WATTPAD!" diyerek bağırdım heyecanla. Göknur gözlerini devirdi "Hayırdır lan o" dedi. Ben de ona gülerek "Hayıra bayır😉" dedim. Ve Esra anlamsızca bana baktı. "Kızım! Çocuk sana demis ki artık bir adım at rahat edelim demis! VE ASLA ZARAR VERMEK İSTMEM FALAN DEMİŞ YANİ SEVİYOR İŞTE!" Esra da kafasını salladı "Bence de yani. Ve sen niye trip yapıyorsun Eylül kıskanmış işte sormuş çocuk ne ima edecek?" Eylül derin bir nefes aldı "Of ne bileyim ya gaza geldim bir an... O böyle mevzuya gider gibi sorunca." Dedi Eylül. Göknur bu dört şahıstan da nefret ettiği için pek hoşnut olmamıştı. "Bence sen sana soruları veren çocuğa istek at" Göknurun kafasına bir tane geçirdim ve gülümsedim "Canım arkadaşım benim. Sus konuşma." Göknur bana "öyle olsun" der gibi baktı ve sustu. Sonra eylülle Esra'ya gülümsedim "Hadi yine iyisiniz çifte düğün yapmış oluruz" Dedim ve kahkaha attım. Benim dışında herkesin gülmemesinr rağmen komikti bence.

Esra gözlerini devirdi "Kuzey benden uzak Allah'a yakın olsun" dedi Eylül ona güldü "Aynen aynen. Nazlanma şimdi bal gibi çocuk nesini sevmiyorsun?" Esra ona bakıp gözlerini kıstı "Sen merihi neden tersledin canım benim? Ben de o yüzden istemiyorum" dedi. Eylül zort! Okulun son haftaları olduğu için hem bahardı hem de kimse çok takılmıyordu sınavlara falan. Tamamen eğlenmek için geliyorduk. Dersler de bol geçiyordu yani. Bunları konuşurken zil çaldı ve öğle arasına girdik. Yine her zamanki yerimizde oturuyorduk. Biz sahanın arkasındaki banklarda otururduk hep.

Genelde Denizler de sahada basket oyanardı arada onları izleyip varsayım yapardık. Boş muhabbet yaparken birden Göknurun eski manitası Alper geldi. Yanımıza doğru mı geliyordu ben mi yanlış görüyordum? Yanımıza gelmesiyle hepimiz sessiz kaldık. Göknur, Alpere ne diyeceğini bekleyerek bakıyordu. Alper benim gibi bir betaydı. Normal bir tipti yani. "Gel iki dakika konuşacağız" dedi Göknur kaşlarını çatmıştı "Benim seninle konuşacak bir şeyim yok.Siktir git" dedi.

Bir süre daha tartıştıktan sonra ,Alper derin bir nefes aldı ve göknuru kolundan tuttu. Hepimizin gözleri büyüdü. "Napıyorsun lan se-" demesine kalmadan Alper yüzüne yumruk yedi.

İvetttt bir bölüm sonu daha bu sefer az oldu ama canımız sağolsun neyseee bay bay kurbrn vereneeee

şekerli pilav Where stories live. Discover now