1. bölüm: Kızgın boğa

59 8 24
                                    

Göknur: Alfa
İkra: Beta
Eylül: omega (ezik)
Esra: Alfa
Merih: baskın Alfa
Aden: Delta
Deniz: Delta
Kuzey: baskın Alfa

'ikranın ağzından'

Göknur, Esra ben ve Eylül Sahanın arkasındaki banklarda oturuyorduk. Havadan sudan konuşurken ayak ucumuza gelem basket topuyla bakıştık. Atan kişilere baktığımızda üst sınıflardaki Deniz olduğunu gördük.

Göze göze geldikten sonra bize bakarak konuştu; "Topu at" bu geri zekalılığına şaşırmamak gerek.. Göknura baktığımda anasına bacısına sövüceğini anladım.

Aslında sövmese çok iyi olurdu çünkü, Karşımızda olan elamanlar yüzyılın deltalarıydı. Yani sövmemesi daha hayırlıydı ama nafile. Göknur derin bir nefes aldı ve konuşmaya başladı. "Ulan geri zekalı, biz sana topu atmak zorunda mıyız? Kafanı gözünü kırmadan siktir git!" Göknurun, Denizin kafasını kırabilmesi olağan mı diye düşündüm bir an. Neden olmasın ki? Arkasındaki Aden de bize doğru bakmaya başladı.

Deniz gözlerini kıstı ve yüzüne yine o küçümseyici bakışını takındı (Zorbik göt🖕) "pardon? Benim kafamı gözümü kim kırabilmiş bu zamana kadar? Gördünüz mü hiç?" Dedi. Biz zort olmuştuk çünkü doğru söylüyordu ama bozuntuya vermedik. Esra gözlerini devirdi ve soğukça konuşmaya başladı "Tamam al topunu git hadi. Bir işe yara." Bunu söylerken arkadan diğer arkadaşları geldi. Aden tartıştığımızı anlayınca Denizin kolumu hafifçe tuttu. "Tamam ya gel hadi. Büyütmeyelim" Eylülle biz karışmamayı tercih etmiştik çünkü bunlarla uğraşılmaz. (Asla göt korkusu değil)  Deniz'in her boka sinirlenmesi bizim okulda meşhurdur zaten o yüzden çok takmadık. Genellikle sinirlendiğinde çok Fazla feromon yaydığından çok yanına yaklaşan olmuyordu.

Ama ben feromon kokusu almadığım için şanslıydım (Ağlayın🖕) Göknur, Adene ters ters baktı. Göknurun da götü korkaktır ama işte bazen yiyor böyle şeyler. Sonra biraz daha arkada olan Kuzeyle Merih yanımıza geldi "Ne oluyor oğlum?" Dedi kuzey yüzündeki sırıtışla.

Kuzey içlerinden daha sakin olandı diyebiliriz daha komikti ve her zaman gülüyordu. Ha bir de okulun başından beri Esra'nın peşinden ayrılmaz olmuştu. Ama bizimki pek yüz verme taraftarı değildi. Esra, Kuzeyin geldiğini görünce derin bir iç çekti ve imdat dermiş gibi bana baktı.  Merih'in ellerinde her zamanki gibi  deri eldivenleri vardı. Neden taktığını bilmiyorduk ama Eylül hep hoş durduğunu söyleyip duruyordu.

Merih, biraz daha uzakta duruyordu. Hep öyleydi gördüğümüz kadarıyla. El şaka hareketlerinden de hoşlanmazdı. Hatta geçen ay bir arkadaşı, bir el şakası yaptı diye çocuğun ağzını burnunu kırmışlardı. Garip insanlardı biraz. Merih, olayla ilgileniyormuş gibi değildi doğrudan Eylüle bakıyordu. Sonunda olaya ben de el attım "Hadi bir şey olduğu yok. Kızgın boğanızı alın da gidin" Dediğim şey ile deniz bana dönmüş ve sinirli bir şekilde bana bakmıştı. Asla götüm korkmadı yanlış anlaşılmasın. Sadece tedirginlik. Eylül beni dürttü "ahaha susun artık geri zekalıkar ebemizinkini görücez" Dedi sahte bir şekilde gülümseyerek. Merih eylüle bakıp duruyordu. Aden derim bir nefes aldı ve "Hadi Deniz. Yürü!" Eylül fermon kokusunu aldığı için yüzümü ekşitti ve bana doğru fısıldadı.

"İkra ben bu kokunun içinde ölücem galiba." Göknür durumu anlamış olmalı ki yine o bal damlayan ağzını açtı "Aynen hadi leş gibi fermon kokuyor yürüyün!" Aden Göknura kısa bir bakış attıktan sonra Denizi uzaklaştırdı. Kuzey de Esra'ya bakıp göz kırptıktan sonra Merihi de alıp uzaklaştılar. Eylül boğazını tutarak konuştu "Ölücem sandım amına koyayım! Dördü de ne biçim fermon kokuyor!" Göknur ona güldü "Hakikaten ben Delta olsam varya üff çok iyi olurdu." Ben de göknura bakıp kaşlarımı çattım "lan  Göknur sen bizim canımızı önemsemiyor musun kızım? Ne diye atar yapıyorsun çocuğa?" Göknur biraz düşündü "Ne bileyim lan bir anlık sövesim geldi" Esra ona güldü "alfa iç güdüsü yavrum" dedi.

Ardından eylül göz devirdi "Ben ölcem en sonunda. Ayrıca hepinizin mi götü korkmuyor? Ya bir tane çaksalardı zort" ona güldükten sonra göknur böbürlendi "Ben varken kimse çakamaz size" Esra Göknurun kafasına hafifçe vurdu "Aynen canım Aynen. Bu performansını sınıftaki kızlara da göster çok makbule geçer" dedi gülerek. "Oğlum şu an bizim boku yememiz gerekmiyor muydu? Deniz bize ebemizinkini gösterirdi bence." Dedi Göknur düşünerek. Sonra Eylül güldü "Kızım anlasana kuzeyinki bizim arkadaşımız olduğu için torpilliyiz" diyerek göz kırptı. Esra ellerini dua eder gibi açtı "Allahım sen beni bu ıstıraptan kurtar yarabbim." Ona güldükten sonra, "Yalnız kurtulmak istiyorsan çocuğa şans ver ızdırap değil heyecan olur." Dedim ben de. Esra'nın öldürücü bakışlarından sonra susmaya karar verdik.

Çünkü şu an müdürün odasında zorbiklenmiş kızlar olup şikayet etmemiz gerekirken, rahat bir şekilde sıyrılmıştık. Sonra aklıma gelen matematik sınavıyla gözlerimi açtım "Allah kahretsin yarın Matematik sınavı var. Hem de kelebek sistemli şansa bakar mısınız?" Dedim. Göknur, "Siktir o yarın mıydı?" Diyerek gözlerini açtı. Zil çaldıktan sonra sınıfa doğru çıktık.

Evet cringe omegaversemizin ilk bölümu. Ben çilek. Bu Karpuzun hesabı. İlk 5 bölümu benim kalemimden okuyacaksınız. Ben genellikle yazım kurallarına dikkat etmeye çalışıyorum. Bazı bölümleri diğerleri de yazacak. O yuzden yazım seklimiz değişebilir. Ciddiye almayınız

Ve iyi krize girmeler (cringe krizi) belki 2. Bölümü de yayinlariz bu gün. Yorum yapin da gülelim.

şekerli pilav Where stories live. Discover now