~|•11•|~

7 1 0
                                    

“Onun Kim olduğu hakkında en ufak bilgim yok Yeji inan bana”

“Deme öyle kalbimi kırıyorsun, Yongbok”

“Sen o lanet çeneni kapat ve buradan defol”

“Pekala”diyerek sırıttı.

“Ama ilk önce, Avada Kedavra!”diyerek Yeji'yi hedef aldı.

“HAYIR! Yeji! Aç gözlerini sevgilim, lütfen aç gözlerini!”

Ama bir faydası yoktu. Yeji ölmüştü Felix'te bunu biliyordu. Arkasını döndüğünde ise o yoktu...

~•~•~••~•~•~
Yeji'nin ölümünden buraya tam 1 hafta geçmişti. Felix ise hala kabuslar görmeye devam ediyordu.  Bu kabuslar her zamankinden daha korkunçtu.

Rüyasında Yeji'nin kanlı bedeninin sürekli onu suçlaması ve en sonunda kalbine bıçak saplaması ile bitiyordu.

Bu süre zarfında o defterden kurtulmaya çalışmış ama her seferinde defteri komodinim üzerinde bulmuştu. Oda en sonunda vazgeçmişti ama o günden sonra bir daha defteri açıp birşey yazmamıştı.

Peki Yeji'nin ölümünde kendini suçluyor muydu? Bunu kendiside bilmiyordu.

“Kaç gündür, doğru düzgün bir şeyler yemedin Felix, hadi aşağı in en sevdiğin ne varsa hazırladım”

“İstemiyorum Hyung,sen ye acıkırsam birşeyler atıştırırım”

“Böyle yaparak kendine zarar veriyorsun...”dedi ve ardından.

“Yeji böyle olmanı istemezdi... O senin hep gülmeni ve mutlu olmanı isterdi sen böyle yaparak emin ol onuda üzüyorsun”

“Ne yapmamı bekliyorsun, hiçbir şey olmamış gibi hayata devam etmemi mi?”

“Hiçbirşey olmamış gibi değil,ama hayata devam etmeni istiyorum!”
Felix sustu. Hiçbir şey söylemedi.

“Yeji'de böyle olsun isterdi...”dedi.
ve tam çıkacakken. “Chan,Minho ve Jeongin bu buraya gelicekler aşağı inip inmemen senin kararın”diyerek odadan ayrıldı.

Hyunjin onun iyiliği için söylüyordu ama oda yapamıyordu. Yatağına oturdu ve düşünmeye başladı,taki komodinin üzerindeki defter parlayana kadar.

Felix almamakta kararlıydı. Bunun ne anlama geldiğini biliyordu. Ama açmayacaktı. Ayağa kalkıp odadan çıkacağı anda başı dönmeye başladı. Geçmesi için gözlerini kapattı.
Ama o an ki dikkatsizliği ile yere düşmüştü. 

Gözlerini açtığında bir sahil kenarında kenarındaydı.

Etrafta kimse yoktu,iki kişi dışında. Genç bir kız ve yanında erkek arkadaşı vardı.

Etrafı incelemeye başladığında tanıdık bir ses ile duraksadı.

“Sencede manzara çok güzel değil mi Felix?” Ses ona aitti, uzun süredir hayatını mahvetmeye çalışan kişi.

Yüzünü çevirdiğinde oradaki kızın o olduğunu farketti. Ama kız kendisiyle konuşmuyordu. Yanındaki çocuk ile konuşuyordu.

“Evet çok güzel,ama senin kadar değil”diyerek genç kızın saç tutanlarını kulağının arkasından geçirdi.

Felix ilk başta o çocuğun ismininde Felix olduğunu düşünsede biraz daha dikkat baktığında o kişinin kendisi olduğunu görerek şaşkına dönmüştü.

“Felix,beni ne olursa olsun asla unutmayacağına dair söz vere bilirmisin?”

Genç oğlan kafasını sallayarak.

“Ne olursa olsun seni asla unutmayacağıma dair söz veriyorum Sevgilim...”dediğinde Felix'in başı yine dönmeye başlamıştı ama gözlerini açtığında ise odasında düştüğü yerdeydi.

Ayağa kalktı. Çekmecesinden kalemini aldı ve defterini eline alarak yazmaya başladı.

‘Kimsin Sen?’

‘Beni hatırlamadın mı Sevgilim?’

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Apr 24 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

𝗟𝗼𝘀𝗶𝗻𝗴 𝗖𝗼𝗻𝘁𝗿𝗼𝗹ᴸᴱᴱ ᶠᴱᴸᴵˣWhere stories live. Discover now