04: Hissizliğin Öldürdüğü Çiçekler

197 36 88
                                    

merhaba, umarım iyisinizdir.

bölüm sonuna geldiğinizde duyuruyu okumanızı rica edeceğim, lütfen geçmeyin.

teşekkür ederim.

keyifli okumalar.

KANLI HATIRALAR PORTRESİ

🫀

seni senden alıp,
geriye bir beden bırakmışlar.
ölümü hiç yaşatmadan,
seni ölmeye zorlamışlar.

yaşadığına inanıp durmuşsun,
sadece kendini kandırmışsın.
aptal bir oyuna kanıp,
kendi infazını vermişsin.

şimdi geçir o urganı boynuna,
aç gözlerini sonsuzluğa.
kalbinde büyüyen korkuları
öldür kendinle beraber.

korkularla yaşanmaz derken,
kendin korkularla büyümüşsün.
daha küçücük olan sen,
şeytanın oyununa aldanmışsın.

🫀

04: Hissizliğin Öldürdüğü Çiçekler

İnsan hayatının üç evreden oluştuğunu söylerlerdi; doğ, yaşa ve öl.

Peki ya yaşam kaç evreden ibaretti?

Sayısızca kez ölümden, sayısızca kez mutluluktan, sayısızca kez acıdan ve sayısızca kez korkudan. Kaç duygu sayılabilir bilmiyorum, çok fazla hissediyorum her şeyi. Her şeyi bu kadar çok hissetmemeliyim yoksa yaşamış sayılmam. Her şeyin fazlası zarar.

Her şeyi fazla hissetmenin sonu hissizliktir, diyordu zihnimin içerisinde dönüp dolanan o ses. Susmuyordu. Tekrar tekrar aynı cümleyi kuruyordu.

Her şeyi fazla hissetmenin sonu hissizliktir.

Karşımdaki adamın gözlerinde hissizlik var; elinde sıkıca tuttuğu silahın ucundaydık, başka bir silah alnıma yaslanmışken ve bu kez ölümün kıyısında gezinen ruh bana aitken hiç endişe etmediğini gözlerinden anlıyorum. Ruhsuz ve boş bakıyordu.

Koridora bir anda dalıp çığlık atan kadın bile o an bir endişe hissetmiş olmalı ama Pars'ın gözlerine endişe kırıntısı asla düşmedi. Kadın o an korkudan donup kalmışken onu oradan uzaklaştıran gözlerimin odağına yerleşen Dora oldu. Kadını itercesine uzaklaştırıp bize döndüğünde en başta olduğu gibi sert bakan gözlerini gördüm.

Belki de o an Dora benim için endişe etti ama Pars hissizce bakmaya devam etti.

"Kim gönderdi seni?" diye sordu Dora sert bir sesle. "Fetih mi? Vural mı? Fuat mı? İlhan mı? Hangisi?" Saydığı isimlerin hiçbirini tanımıyordum, daha önce duymadığıma da emindim. Zaten o an umurumda olan bunlar değil, başıma dayanan silah.

"Sana hangisi lazım, Yarkın?" Sesinin bu kadar yakınımdan gelmesi o an silahın varlığını hissetmem kadar iğrenç bir durumdu. "Kim gönderdiyse gönderdi. Sonuç olarak buradayım ve giderken yanımda bu güzelliği de götüreceğim."

Korkuyu hissetmem gerekiyordu, biliyorum. Korkak bir insanım çünkü. Ama o an korku bile öyle bir sınıra ulaşmıştı ki tepkisiz kaldım. Pars'ın gözlerinden gözlerimi ayırmadım. Korkuyorsam bile bunu gözlerimle anlatıyordum ona çünkü ben onun aksine tüm hissettiklerimi gözlerimde taşırdım.

Kamu telah mencapai bab terakhir yang dipublikasikan.

⏰ Terakhir diperbarui: Apr 26 ⏰

Tambahkan cerita ini ke Perpustakaan untuk mendapatkan notifikasi saat ada bab baru!

KANLI HATIRALAR PORTRESİTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang