8.Bölüm"Zafir Gölü"

584 43 4
                                    

**•̩̩͙✩•̩̩͙*˚ ˚*•̩̩͙✩•̩̩͙*˚*

Masaya oturduğumda Xiana'nın özlem dolu bakışlarıyla karşılaşmama şaşırmadım.

Genellikle her anımızı birlikte geçirmemize rağmen, aramızda hep bir mesafe vardı.

Yemekler masada önümüzde duruyordu, ama her sabah tekrarlanan o döngünün içindeydim. Masada ne kadar güzel yemekler olursa olsun, çoğunu yemeden kalkacaktım.

Umursamadan Xiana'ya baktım. O ve ben karşı karşıyaydık, Luis ise Derral'ın karşısındaydı.

"Ee, ne yapıyorsun?" diye sordum. Dün görüşmüş olsak da, bizim için uzun bir zaman geçmiş gibiydi.

"Artık Veards sürüsündenim," gülümseyerek söyledi.

Sözlerine karşılık hem gülümsedim hem de şaşırdım; ağzımdan kaçan aa sesine engel olamamıştım. Xiana bileğindeki dövmeyi, üstündeki kıyafetin bileğini kıvırıp dövmeyi gösterdi.

Xiana'nın bileğinde pentagram içinde bir kurtadam silüeti vardı. O an, ne zaman luna olacağımın düşüncesi aklımda döndü durdu.

"Sana yakışmış bu dövme," dedim. Xiana utangaç bir gülümseme gönderip ciddileşti.

"Ne zaman luna olacaksın? Sürüde herkes bunu bekliyor," Ben de onun yaptığı gibi masaya eğilip ona doğru yaklaştım. "Bilmiyorum ki," dedim. Derral, daha hazır olmadığımı söylüyordu.

Derral'ın bakışlarını üzerimde hissettiğimde, ona bakmamak için kendimi zor tuttum. "Bugün tören için biraz düşünmem gerekiyor, büyük ihtimalle yarın yapacağız." dediğinde, içimde bir umut yeşerdi. Ciddi miydi?

Luna olma töreni sırasında sürünün dövmesi yapılırdı ve bu benim için çok özel bir anlam taşıyordu. Derral'ın sözleriyle şok olmuş bir şekilde ona döndüm. "Gerçekten mi?" diye sordum, sesimde inanamamanın hafif titremesiyle.

Gözleri tabağımda kalan yemeğe kaydığında, onun ciddiyetini anladım. "Evet, gerçekten. Ve şunu da unutma, o tabak bitecek bu akşam yemek yok." Tabağımdaki yemeğe bakarken, bu törenin benim için ne kadar önemli olduğunu ve Derral'ın da bunu bildiğini hissettim. Yemeğimi bitirmek için çatalıma sarıldım, bu akşam aç yatmak istemiyordum.

Yemeğimin yarısını bitirmişken Derral'ın ayağa kalkışını izledim. "Nereye?" diye sordum, sesimde endişeyle karışık bir rahatsızlık hissediliyordu.

Her adımıyla, içimdeki kurt ve ben ondan uzaklaşmasına tepki gösteriyorduk.

"Tören için gerekli şeyleri hazırlamaları için gidip törenin yarın yapılacağını bildireceğim." dedi. Sözlerini bitirir bitirmez, saçımdan hafifçe öpüp, masanın diğer tarafında bekleyen erkek sürü üyesinin yanına doğru ilerledi.

Onun her hareketi, törenin yaklaştığının ve benim Luna olma yolunda bir adım daha atacağımın işaretiydi.

Gözlerim onun arkasından giderken, yemeğimi bitirip bitirmemek arasında kararsız kaldım.

Ancak Derral'ın sözleri aklımda yankılandı; bu akşam aç yatmak istemiyordum. Çatalımı sıkıca tutarak, tabağımdaki son lokmaları yemeye devam ettim.

Kahvaltıdan sonra Derral'ı bir daha görememiştim. Xiana yanıma yaklaştığında, içimde bir huzursuzluk belirdi. "Ross anne bitki toplamamız gerektiğini söyledi, sıkılmamamız için bu görevi aldım," dedi gülümseyerek. Ross anne kimdi acaba?

"Ross Anne?" diye sordum. Xiana şaşırdı.

"Ross Anne, yarı cadı yarı kurt olan tek kadın aynı zamanda sürünün şifacısı," dedi.Aklıma Dylan ile yaptıkları o küçük tartışma geldi.

Mühür İzi (+18) Where stories live. Discover now