6.Bölüm"Sürü"

850 53 11
                                    

Hoşgeldiniz efenimmm

Umarım beğendiğiniz bir bölüm olur.

Keyifli okumalar kalp💗

**•̩̩͙✩•̩̩͙*˚ ˚*•̩̩͙✩•̩̩͙*˚*

Kahvaltı masasında sıcak bir kahve yudumlarken, kapı hızla açıldı ve bir kurt, telaşla içeri daldı. "Alfam, böyle bir zamanda rahatsız etmek istemezdim ama sınırda olay çıkaran vampirleri yakaladık. Gelip ne yapılacağına karar vermenizi daha uygun gördük." dedi nefes nefese.

Darrel, derin bir iç çekişle masadan kalktı ve odanın içindeki herkesin dikkati ona çevrildi. Luis ve ben, onun peşinden ayağa kalktık. Darrel, bana döndü.

"Eğer yorgunsan gelme." Ama gözlerindeki bakış, aslında benim de gelmemi istediğini söylüyordu.

Kısa süre sonra luna olacaktım ve sürüyle ilgili işlere karışmam önemliydi. "İyiyim, gelebilirim," diyerek onun peşinden yürümeye başladım.Aslında biraz yalan söylemiştim iksiri içsem de ağrı geçmiyordu. Arkamdan Xiana da ayağa kalktı ve bizimle birlikte yola çıktı.

Yürüyerek ilerlediğimiz toprak yolda, Xiana'nın hayıflanışını duydum. "Neden araba kullanmıyorsunuz ki?" Sesindeki şaşkınlık ve rahatsızlık karışımı bir ton vardı.

O demese, bu sürüde araba kullanmadıklarını fark etmezdim bile. Veards sürüsü her zaman doğanın bir parçası olmayı tercih etmişlerdi, makine ve metalin soğuk dokunuşundan uzak durarak.

Luis, alaycı bir gülümsemeyle ona döndü. "Çünkü küçük hanım, biz insan değiliz ve ayrıca..."Cümlesini bitirmeden sinirle ona baktı.

Gözlerindeki kızgınlık, sözlerinden daha çok şey anlatıyordu. "Ayakların var, yürü işte." dedi. Ses tonu sert ve keskindi, sanki bu konuda daha fazla tartışma istemiyormuş gibi.

Xiana'nın yüzünde bir an için şaşkınlık belirdi, sonra yerini inatçı bir ifadeye bıraktı.

O da Luis'e dik dik bakarak, "İyi ama, hızlı hareket etmemiz gerektiğinde ne yapacağız?" diye sordu. Bu soru, sürünün geleneklerine ve yaşam tarzına meydan okuyordu.

Ben de sessizce onların arasında durdum, bu eski ve yeni dünyalar arasındaki çatışmayı izlerken. Sürü olarak doğayla uyum içinde yaşamayı seçmiştim çoğu zaman insan dünyasından uzak durmaya çalışmıştım, ama Xiana'nın modern dünyanın getirdiği soruları ve meydan okumaları göz ardı etmek de mümkün değildi.

Luis laf anlatmaktan usanmış gibi derin bir nefes aldı. "Ayakların var dedim iki saniye önce. Kurduna dönüşüp koşarsan yetişirsin."Sonrasında kimse bir biriyle sohbet etmedi.

Sessizce ilerleyen sürümüz, sınırın soğuk ve gri çizgisine yaklaştıkça, etrafımızdaki kurtlar da dikkat kesilmişti. Yol boyunca hiç konuşmadan, sadece ayak seslerimiz ve rüzgarın fısıltısı eşlik ediyordu bize. Sınırın hemen ötesinde, dizlerinin üstüne çökmüş iki adam gördük.

Yüzlerindeki kurumuş kan izleri, onların daha önce bir mücadele yaşadıklarının kanıtı gibiydi. Saçları kahverengi, birbirlerine o kadar benziyorlardı ki, kardeş olduklarına şüphe yoktu.

Birisi sağda, diğeri solda, ikisi de ikişer kişi tarafından tutulmuş, diz çöktürülmüş bir vaziyetteydi. Onlara yaklaştığımızda, kurtların birkaçı etrafımızda dolaşmaya başladı, sanki herhangi bir tehlikeye karşı bizi koruyorlardı.

Adamın biri, sağ taraftaki, gözlerini kaldırıp bize baktı. Gözlerindeki ifade, yaşadıkları acının ve korkunun derin izlerini taşıyordu. Diğeri ise başını eğmiş, sessizce kaderini bekliyordu.

Mühür İzi (+18) Wo Geschichten leben. Entdecke jetzt