"inatçının tekisin gerçekten"

13.5K 2.4K 1.4K
                                    

"İtiraf edeyim, yine Sabsung'a falan gelirsin sanmıştım ama işe bak, annemin evinde buldum seni

اوووه! هذه الصورة لا تتبع إرشادات المحتوى الخاصة بنا. لمتابعة النشر، يرجى إزالتها أو تحميل صورة أخرى.

"İtiraf edeyim, yine Sabsung'a falan gelirsin sanmıştım ama işe bak, annemin evinde buldum seni."

Utanç. Hayatımın birçok döneminde utanmışımdır. Ufak ya da değil birçok bu duruma düştüğüm an da olmuştur. En basitinden kahvemi verip afiyet olsun diyen baristaya 'size de', yardım ettiğim birisi teşekkür ettiği için alakasızca 'afiyet olsun' dediğim bir sürü an!Bunların büyük utançlar olduğunu düşünürdüm. Şu ana kadar.

Alaylı ve şaşkınlıkla bakan sarı gözler tüm bedenimin utançtan yanmasını sağlarken kulaklarımda ve ensemde hissettiğim ısı bambaşkaydı. Düşüp bayılsam da kurtulsaydım şuradan.

Sertçe yutkunup onu süzdüm. Siyah kotu, beyaz tişörtüyle gayet basitti. Bu basitliği ise vücudunun büyüklüğü ve bedenin kalıbı dünyanın en şık kıyafetlerini giymiş gibi gösteriyordu.

"Senin ne işin var burada?"

Bu soruyu ben sorduğumda afallamış, ardından sahte bir şekilde gülmüştü. Bakışlarım hızlıca çevrede gezinip Yoongi'yi ararken onun ve Taehyung'un arabası dışında hiçbir şey görememek daha da germişti beni. Nasıl gidecektim ben buradan?!

"Bunu sen mi soruyorsun gerçekten? Asıl senin ne işin var annemin yanında? Sen mi görüşmek istedin, şikayet mi ettin beni?"

Bu sefer ben şaşırken gözlerim irice açılmış, dudaklarım büyük bir itiraz için aralanmıştı.

"Saçmalama! Ben niye seni şikayet edeyim çocuk muyum?"

"Ah, öylesin bence."

Kolları göğsünden çözündüğü gibi üzerime iki büyük adım atarak gelmeye başladığında gözlerim kocaman açıldı. Ben de onunla eş zamanlı geriye birkaç adım atmaya başlayıp aramızdaki mesafeyi korumaya çalıştım. Bir elim tedbir amaçlı hafifçe öne uzandı.

"Ne geliyorsun üzerime, manyak mısın?"

Elinde tuttuğu kart gibi şeyi arka cebine sıkıştırırken daha emin bir şekilde gelmeye başlamıştı üzerime ki o an yapacağım en mantıklı şeyi yaptım. Dehşetle arkasını gösterdim.

"Arkandaki ne senin?"

Enayi. İnanıp bir anda durarak başını çevirdiğinde bir an bile düşünmeden arkamı dönüp koşmaya başladım. Tabana kuvvet şimdi bile ayaklarımın altı yanmaya başlamışken arkama bakmıyordum.

Koşma konusunda iyiydim ama şu an gerginlikten nefesimi pek fazla kontrol edebildiğim söylenemezdi ki içinde bulunduğum arazinin de onların olduğu var sayılırsa yapabildiğimi yapacaktım şu an.

Midem kasılırken istemsiz bir merakla omzum üzerinden kısaca arkama baktım ve koşudan dolayı kayan bakış açımla sadece silüet olarak gördüm onu. Kötü haberse o da koşuyordu ve benden sonra başlamasına rağmen az bir mesafe vardı aramızda.

fast and furious love |taekookحيث تعيش القصص. اكتشف الآن