10.Bölüm

9 3 0
                                    

Alperen'in kolunu tutup durdurmak isterken beni uzaklaştırmaya çalışırken ittiği için yere düşmüştüm. Kolumu taşa sürttüğüm için sıyrılan et yüzünden kanayan koluma bakmıştım yüzümü buruşturarak.

Onur hemen yanıma gelip koluma bakarken Alperen'e küfür ettiğinde kaşlarımı çattım. Bilinci yerinde değildi beni iterken. Bile isteye yapmamıştı. Alperen dolu gözleriyle telaşla koluma bakıyordu. Yalnız benden güçlüydü sanırım, o ne güçtü. Bir an uçacağım falan sanmıştım.

"Bırak! Git buradan!" Dediğimde Onur bana inanamaz gibi bakmış ve ayaklanıp Alperen'e kötü bir bakış attıktan sonra yere attığı çantasını alıp hızla gitmişti. Alperen de dayak yemişti.

"A-Almila, ben iste-" Ayağa kalkarak sözünü kestim. "Biliyorum, bilerek yapmadığını ama kavga etmeni istemiyorum. Bir daha kavga edersen gerçekten seninle bir daha konuşmam. Anlaştık mı? Ne olursa olsun, kavga etmek yok. Bu zamanda kavga edenleri hapse atıyorlar yakalarsalar." Dediğimde başını sallamıştı suç işlemiş küçük bir çocuğun annesinden azar yerkenki hali gibi. Çok sevimliydi, imdat!

"Gel, yaralarına pansuman yapalım." Dediğimde kolumu tutup çevirmiş ve yaraya bakmıştı. Bir şey yoktu, ufak bir sıyrıktı sadece. Küçükken düşünce olanlardan işte.

"Sana da yapalım pan- pans ondan işte." Dediğinde gülüp elini tutarak içeriye girmiştik. Onu koltuğa oturtup banyodan pansuman malzemelerini alıp yanına oturdum.

"Acıyabilir, dayan tamam mı?" Dediğimde onaylamıştı. Pamuğa döktüğüm tentürdiyotu kaşına nazikçe bastırdığımda kaşları çatılsa da toparlamıştı. Açık yarayı yakardı ama azıcık mı acımıştı?

"Acımıyor mu?" Dediğimde gülümseyip kaşlarını kaldırmıştı. "Daha büyük acılarım oldu zamanında. Ölümlerden döndüm, bu hiçbir şey." Dediğinde o gülse de ben gülememiştim. Kim bilir eski tarihi zamanda ne tür savaşlarda ne tür yaralarla mücadele ediyordu insanlar.

Tüm yaralarına pansuman yapıp moraracak yerler için de buz getirmiştim. Sonrasında da krem sürecektim.

"Kolun-" Pamuğa döktüğüm tentürdiyotu koluma bastıracakken elimden almıştı. "Ben yaparım." Desem de o kadar nazik bir şekilde sürmüştü ki acısa da gülümsememe engel olamamıştım. Az önceki vahşi haliyle şimdiki hali aynı kişiye mi ait diye düşündürüyordu.

"Tamamdır, çok acıyor mu?" Dediğinde göz devirdim. Kendi haline bakmadan bana ufak bir sıyrık için sorduğu soruya rağmen başımı iki yana salladım.

"I-ıhm acımıyor hiç." Dediğimde gülüp eğilmiş ve yaraya üflemeye başlamıştı. Bu kadar yaklaşması yutkunup aceleyle geri çekilmeme sebep olmuştu.

"O buzu eritme, yüzüne tut. Bir 10 dakika sonra krem süreceğiz. Tamam mı?" Dediğimde gülüp onaylamıştı. Kolumdaki yaraya yara bandı yapıştırmasına da izin vermiştim.

Az daha kolumu sargıya alacaktı ki buzun süresi dolduğunda kremi sürmüştüm. Morarmaya yüz tutan kısımlara biraz da masaj yaparak sürmüştüm. Hastaneye mi gitseydik?

Ama o arkasına yaslanıp televizyonu açtığında diziyi açmıştı. Gülüp eşyaları toparlayıp yerlerine götürdüğümde zil çalmıştı. Onur olduğunu bildiğimden sinirle gidip kapıyı bağırarak açmıştım.

"Bak artık şikayet edeceğim, sapık mısın ya!?" Karşımda gördüğüm babamla ne dediğimi fark edip eşelememesi için dua etsem de babam kaşlarını çatıp içeriye girdiğinde kendime sövmekle meşguldum.

"Kim o sapı- oğlum!? Bu haline ne?" Babamın endişeli sesiyle oflayıp derin bir nefes almış ve bavulunu içeriye çekmiştim. Bu sürede telefondan Alperen'le çok yakınlaşmışlardı.

"Almila!? Koluna ne oldu? Siz kavgaya falan mı karıştınız? Ne bu hal!?" Babamı oturtup sakince anlatacağımı söyleyip önce kahve yapayım dediğimde ben gidip geldiğimde anladığım üzere Alperen her şeyi anlatmıştı. Olduğu gibi.

"Yürü, şikayet etmeye gidiyoruz. Taciz etmiş seni ve sen eve mi dönüyorsun!?" Babamın sinirini geçirmek çok zor olacaktı.

"Baba, lütfen polisle falan uğraşmak istemiyorum. İş ciddileşirse ben giderim polise, şimdilik engel olabiliyorum tamam mı? Lütfen güven bana, bir şey yok." Dediğimde zar zor da olsa ikna etmiştim. Bir iki hafta burada kalacağını söyleyince Onur'un engelini kaldırıp onu uyarmıştım. Babam mahkemeye kadar taşırdı bu olayı.

Sokak KedisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin