65.BÖLÜM FİNAL

En başından başla
                                    

     Ortada can sıkıcı bir sessizlik olmuştu. "Ha bir de yeni başyargıcı seçtim" dedim. Papatya, "Babamdan iyi olacağı kesin.Hain adam! Bak yine sinirlendim. Neyse kimi seçtin bakayım?" dedi.Ben, "Şeyyy... Cücebiber. Kendisi sihriminilerin personel başkanıymış" dedim. Hepsi hep bir ağızdan "Çekiçkafa" yani dedi ve kahkaha ile güldüler. Kendimi tutamayıp ben de gülmeye başlamıştım. "Evet ya hakikaten kafası aynı bir çekiç" dedim. Hezaren, "Sen onun hikayesini bilmiyorsun anlatayım mı?" dedi. Şimşek gülme krizi geçiriyor, "Anlat anlat" diye kahkahalarla çırpınıyordu. Ben, "Çok merak ettim anlatsanıza" dedim.

     Hezaren, "Bu adam benim dayımın uzaktan bir akrabasıydı. Doğuştan diğer sihriminilerden farklı olarak kafası çekiç şeklinde doğmuş. Kendi annesi babası bile onu istememiş. Düşünsene bir ayağa kalkıyormuş tak diye kafasının üzerine düşüyormuş. Hatta uzun süre yuvarlanarak gittiğine dair rivayetler var. Neyse,bu bir gün sahil boyunda gördüğü güzel bir sihriminiye aşık olmuş. Dayıma, ona açılmak istediğini ancak cesaret edemediğini anlatmış. Dayım da onun adına gidip güzel sihrimini ile konuşmuş. Ancak kadın o kadar güzelmiş ki dayım ona aşık olmuş. Kızla çıkmaya başlamışlar. Çekiçkafa her seferinde kızla aralarını yapıp yapamadığını sormuş. Dayım hep, ayarlamaya çalışıyorum,biraz daha senden bahsediyorum, o da konuşmalarımın tesiri ile sana aşık oldu diye oyalamış durmuş. Çekiçkafa dayanamamış bir gün kızın yanına gitmiş. Sihrimini ile aralarında bir şeyin olduğuna inandığı için ona sürpriz yapmak adına onu yanağından öpmek istemiş. Ancak kafası ile bedeni arasındaki dengeyi sağlayamadığından kızın üzerine düşüvermiş. Çekiç kafası güzel sihriminiyi ezmiş. Kız gidip, Zümrüdüanka Mahkemesi'ne bunu şikayet etmiş. Çekiçkafa herkese rezil olmuş.O gün bu gündür Çekiçkafa dayımı sevmez. Şimdi ikisi de aynı konseyde ben o konseyin nasıl komik olacağını merak ediyorum" dedi. Ben de onlarla beraber gülmeye başladım. Tam da Başyargıç olacak kişiyi seçmiştim. Neyse o somurtkan eski başyargıçtan sonra Çekiçkafa çok daha renkli olacaktı. Arkadaşlarla yemek ve sohbetten sonra kendime gelmiştim.

     Saraya, odama gitmezden önce Karamel'in yanına uğramayı düşündüm. Odasının önüne geldim. Kapıyı ufakça tıklattıktan sonra içeri girdim. Gördüğüm manzara karşısında şok olmuştum. Karamel ayağa kalkmış, kolundaki serumu sökmüş, pijamalarını çıkarmış ve uzun yeşil bir elbise giyerek pencereden dışarı bakıyordu. Kafasını çevirip bana baktı. Yüzünde bir ton makyaj vardı. Saçlarını da düzleştirmişti. "Karamel seni böyle gördüğüme çok sevindim" diye yanına gittim ve sarıldım. Bana donuk bir bakış fırlatarak, "Emin misin kraliçem?" dedi. Ben, "Nasıl yani?" diye sorduğumda, "Bilirsin işte, benim yeniden kendime gelmem kimsenin işine gelmez. Hele senin hiç gelmez. Kazandığın üne bir anda bir ortak çıkabilir. Yani tahta bir ortak daha gelmesi canını sıkmasın" dedi. "Bak Karamel" diye söze başladım. Ellerini tuttum ve yüzüne bakarak, "İstersen bu taht senin olsun. Hatta tahtı da geçtim, al tacım da senin olsun. Ben buradan gideceğimi söylemiştim. Bunu hatırlıyor musun?" dedim. Karamel kafasını çevirerek, "Evet hatırlıyorum" dedi. Ben, "Bak, dün gece çok buruk bir taç giyme töreni vardı. Burada kalışımın tek nedeni sensin. Seni yalnız bırakmamak için ben buradayım. Yoksa Dünyaya gidip kendime yeni bir hayat kurma fikri içindeydim. Ama şartlar beni istemediğim bir şey yapmaya yönlendirdi" dedim.

     Karamel bana baktı ve, "Haklısın kusura bakma. İşte ne yapacağımı nasıl davranacağımı bilemiyorum. Bir yandan suçluluk bir yandan bencillik beni ele geçirmiş durumda. Ama artık toparlanacağım. Herşeyden önce şu hasta odasından çıkacağım. Seninle bahçede biraz hava alalım mı?" diye sordu. Ben, "Çok iyi olur. Biliyor musun Hezaren, Papatya, Okyanus ve Şimşek de aşağıdalar. Gel hem değişik bir gün geçirmiş olursun. Ayrıca bugün konseyde seninle ilgili de önemli kararlar aldık" dedim. "Nasıl yani?" dedi Karamel merakla. "Gel aşağıya inelim. Yürürken sana anlatayım" dedim ve biz yürüdükçe aşağı doğru süzülen sarayın merdivenlerinden yürüdük.

ALTIN ASALI EJDERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin