3.Bölüm: "Masallar ve Gerçekler"

7 1 0
                                    


Selamlar.

Hayatımda ilk defa bu kadar istikrarlı bir şekilde yazı yazıyorum. Umarım karşılığını ilerde alır. Bir ışığım varsa dilerim ki parlarım.

Bölüm şarkısı: Lonely Ones- LOVA

Desteğiniz benim için çok değerli.



Küçük bir kız çocuğuyken yapmaktan keyif aldığı çok az şey vardı. Annesi evdeki varlığına dayanamadığı için gürültüsünün az olduğu hobiler edinirdi.

Mesela masal kitabı okumayı çok severdi.

Yine bir gün oda cezası almıştı ki bunun anlamı bütün gün; tuvalet ihtiyacını veya yeme ihtiyacını karşılayamayacağı anlamına geliyordu.

Bu cezalara alıştığı için komidininde atıştırmalıklar, küçük kaplarının içinde bulunurdu hep. Annesi yemek yediğini anlamasın diye küçük kaplar almıştı ve onların içine koymuştu yiyecekleri.

Daha az ses çıkarıyorlardı.

Acıktığı için çekmecedeki kutulara sakladığı yiyecekleri çıkardı ve kapaklarını tombul parmaklarıyla açıp biraz atıştırdı. Çok yememeliydi yoksa akşam aç kalırdı. Hem atıştırıyordu hem de masal kitabını okuyordu.

Masal kitabının adı Kibritçi Kız'dı.

Kibrit satmakla hükümlü olan bu kız, kışın elyel döneminde bile kibrit satıyordu. Çünkü satmazsa annesi ona kızardı, eve almazdı. O da satmak için leyl vaktine kadar, yaptığı kartondan oturağın üstüne otururdu. Ayakları çıplaktı, üstündeki ince yırtık kazak bu soğuk için yeterli değildi. Ama bu kimsenin umurunda değildi.

Oysa olmalıydı. Birilerinin umurunda olmalıydı.

O, daha küçük bir çocuktu.

Ailesini memnun etmek uğruna kendini feda edip soğukta ölen bir çocuktu.

Yanan son kibriti de kendine saklamıştı ve bunu yaptığı için kendini bencillikle suçlamıştı. Ona böyle hissetmesine sebep olan ailenin karşısına geçip, "Bakın o sizin çocuğunuz, onu sevmeyeceksiniz neden dünyaya getirdiniz?" diye haykırmak istiyordu.

Kendi çocuğunu sevmek bu kadar zor muydu sahi? Bir gün kendi çocuğu olursa ona asla böyle davranmayacaktı. Elindeki atıştırmalıkları bıraktı, kutusunun içine koyup tekrar çekmecesine sakladı. İştahı kalmamıştı.

Kibritçi Kızlar hep vardı. Sadece adları değişiyordu.

Katre Linet de o kızlardan biriydi.

Daha sadece altı yaşındaydı ama yaşamaması gereken birçok şeyi yaşadığını düşünüyordu. Gelecekte çekeceği acılardan habersiz.

Dolan gözleriyle Kibritçi Kız'ın kitaptaki fotoğrafına dokundu. Ardından yaklaşan sert adım seslerini duydu.

Onun adım seslerini ezbere bilirdi. Topuğunun en sert kısmıyla basa basa yürürdü çünkü Katre'nin bu tok sesten korktuğunu biliyordu.

Kalbi ağzında atan küçük kız çocuğu donup kaldı, annesinin kızgın adım seslerinin odasına varmasını hareketsizce bekledi. Umarım canı çok yanmazdı.

Annesi odanın kapısını sertçe ittirdi, kilidi bile yoktu kapısının.

Yüzündeki acımasız ifade, bir korku filminin içinden çıkmış gibiydi. Kalbi çok hızlı atıyordu küçük Katre'nin. "Yine o aptal kitapları mı okuyorsun! Psikolojini bozmak için elinden gelen ne varsa yapıyorsun!"

KRİSTALLENMİŞ KARLAR KÜRESİWhere stories live. Discover now