2.Bölüm: "Canavar"

7 1 0
                                    


Bu bölümün şarkıları: Fear of the Water- SYML
War of Hearts- Ruelle

Sizi seviyorum.💖

Canavarlar hep canavarlardı.

Bazen bir takım elbisenin içinde saklarlardı gerçek kimliklerini, bazen saklamaya bile çalışmadan pişkin pişkin etrafta dolanırlardı. Etrafınızda. Ya hayatınızın içine sızarlardı yavaş yavaş ya da hayatınızın içinde doğarlardı.

Benim hayatımın içinde doğmuştu.

Canavarlar hep canavardı.

Sadece şekil değiştirirlerdi ancak kirli ruhları hep aynı kalırdı.

Benim canavarımsa bana yapılanlara göz yuman annemdi.

Gecenin zemherisi, ayazın uğultusuyla karışmışken; enkazlardan uzaklaşırken bulduğum küçük çukura benzer yerde yatarken dizlerimi karnıma çekecek şekilde büzüşmüş bir halde olanları düşünüyordum. Ah, tabi bir de Nefes'i. Hiç aklımdan çıkmıyordu ki.

Enkazla bir ilgim olduğunu düşünmüyordum ama o insanların çatırdayan boyun kemiklerinin çıkarttığı tok ses aklımdan çıkmıyordu. Bana ne olduğuna anlam veremiyordum ama sanki bir çeşit transa girmiştim. O alaycı ifade, küçümser bakışlar eski Katre'den çok uzaktı.

Çok farklıydı.

Hoşuma gitmediğini inkar edemezdim çünkü küçük bir kız çocuğuyken; yatağıma yatar, Tanrı'dan insanların hassas kalbimi kıramayacağı kadar ağır, çelikten bir kalp vermesini dilerdim. Anneme göre diğer çocuklardan daha zayıf ve hassas bir çocuktum ve annem zayıflığımdan tiksinirdi. Çocuk aklımla çeliğin çok güçlü olduğunu düşünmüş eğer kalbim çelikten olursa annemin beni seveceğine ihtimal vermiştim ve böyle aptal bir dilekte bulunmuştum.

Ne kalbim çeliğe dönüştü ne de annem beni sevebildi.

Bakışlarım tek bir noktaya odaklanmışken daldığım buğulu kuyulardan çıktım. Ellerim ile yüzümü ovuşturduğumda saatler önce dört kişinin bedeninden çıkan tok boyun kırılma sesinin kulaklarımda çınlaması, parmaklarımı daha sert yüzüme bastırmama sebep oldu. Gözlerimde hakimiyetini koruyan öfkeyi ve etrafı saran kar beyazı ışığı hatırladım. Sonra yere düşen bedenler zihnime yansıdı, kuru gürültünün ardında kalan donuk dört çift bakış gözümün önüne geldi. Gözlerimi hızla kapatırken bulunduğum yerde iyice küçüldüm.

Yattığım çukur yeterince rahat değildi, ufalanmış küçük taşlar sırtıma batıyordu. Başım yıldızlara dönüktü, gökyüzüyle yüz yüzeydim. Sakinleşmek için kapadığım gözlerimi araladım, yıldızların bu gece yeterince parlak olmamasıyla sesli bir şekilde üfledim ve aklıma takılan sorularla paniği yansıtmadığım kısık sesimle mırıldandım. "Bu nasıl mümkün olmuş olabilir. Böyle şeyler kitaplarda olur sanıyordum ayrıca mümkün olsa bile benim gibi basit birinin böyle bir şey nasıl başına gelebilir?"

Durumu kabullenmiş sayılmazdım ancak mimiklerime hakim olmak benim için açıklaması zor bir şey değildi. Sadece hazmetmem zaman alacaktı.

Zihnimdeki çarklar tekrar hareketlenmiş, dibi derin olan kuyunun içindeki su damlaları titreşmeye başlamış ve yankılar şeklinde ahenkle yüzeye ulaşmıştı. Fısıltılar titreşimle beynimde yankılanırken "Aynaya bak." emrini aldım.

KRİSTALLENMİŞ KARLAR KÜRESİOnde histórias criam vida. Descubra agora