ANKA

🍂

Yazarın Anlatımıyla

Küçük kız annesinin saçını örmesi bittince koşarak odasından çıktı. Çıkar çıkmaz babasının yanına gitti. Kızını gören babası yüzünde gülümseme ile işaret dili ile "Benim güzel kızım prenses gibi olmuş." dedi.

Kızı babasının ellini öpüp avcunu uzattı. Babası elline cebine atınca bir yüzlük çıkarıp kızına verdi. Babası kızına doğru yanağına uzatınca kızı öpmüştü. Kızını kucağına alıp yanaklarına öpücük kondurdu.

"Oh mis gibi kokuyor benim güzel kızım." dedi.

Bu dediğini tabii kızı duymamıştı. Şafak ailesi için en zor anlardı.

"Selim, Selçuklar geldi." diye seslenen eşi ile kapının önüne gelmişti.

"Abi bütün sülale gelseydin." dedi selim.

"Aslında bütün sülale geldik, selim." dedi.

Abisini karşısında gördüğü ayrı şok vardı üzerinde Selim'in. Abisi özel kuvvetlerde kurulan bir timin tim komutanı oluyordu. Arkada topuklu ayakkabı sesi ile gelen kişiye bakmıştı. Ablası Sevda Şafak. Cumhuriyet Başsavcısı oluyordu kendisi. Ailede tek okumayan kendisi oluyordu. Oda soluğu sözleşmeli erlikte almıştı. Selim'in önüne uzatılan el ile ablasına baktı.

"Bugün bayram ya. Küçükler büyüklerin ellerini öper sevgili kardeşim." dedi sevda.

Uzun sarı saçları, köyü kahve gözleri, estetik yaptırdığı burnu ile dikkat çekiyordu. Selim uzatılan elli öptükten sonra "Sen gelir miydin abla?" dedi.

Sevda, kardeşinin kucağında ki Ayana'ya bakıp gülümsedi.

"Sana hiç benzemiyor annesinin kopyası. Maşallah halasının bir tanesi." dedi sevda.

"Hala!" diye bağıran ela ile sevda aşağa baktı.

Yeşil gözlerini kırpıştırarak Sevda'ya bakan küçük kızı eğilip kucağına aldı. Tek derdi küçük kuzeni Ayana'dı. Ela'nın tek kız kuzeni oluyordu. İkizi Eda ile sürekli kavga ediyordu.

Ayana'yı görüp sevinen ela işaret dili ile "Özledin mi?" dedi.

Ayana sadace başını salladı.

"İnanamıyorum Selim herkes niye kapıda duruyor. Gelin içeri." dedi yasemin.

"Yenge vallahi benim öküz kardeşim misafirpervelikten anlamaz." dedi sevda içeri geçerek. Nerede ise bütün şafak ailesi bile buradaydı.

"Ula bok yemenun usağu niye telefonu açmıyorsun." diye başına inen baston ile Selim şok olmuştu.

Babasının başına yeri üfleyip öpen Ayana. Babasına bakıp "Bu amca kim?" dedi.

"Amca biz kardenizli değiliz ki?" diye amcanın yanına gelen Umut.

"Nereliyiz biz haçen?" dedi büyük amca.

"Erzurumluyuz biz amca. Allah için gel buraya. Selim abi kusura bakma bunadı artık." dedi umut.

"Bunak sensin zekasız. Ben eski toprağım." dedi büyük amca.

Selim en son yedi tane adama ve yanlarında ki hanımefendilere bakmıştı. Aralarında kaşlarını çatık şekilde duran kadın vardı. Selim'e tanıdık gelmişti bu kadın.

"Nerede kalıyor acaba? Beyefendi bakar mısınız?" dedi adamlardan beyaz tenli olanı.

"Evet bir sorun mu vardı?" dedi selim.

"Selim Şafak ikamet etti yeri neresi?" dedi.

"Buyrun benim. Ne yapacaksınız?" dedi.

"Selçuk komutanım burada mı?" dedi.