Bölüm 6

9 2 6
                                    

"Zaman en iyi yazardır. Her zaman mükemmel sonu yazar."
-Limelight

Eylem Efser 2008, Ispanya/Mayorka

Eylem Efser 2019, Ispanya/Mayorka

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Eylem Efser 2019, Ispanya/Mayorka

⚠️DUYURU⚠️Bölüm başlarına yazdığım alıntıların, tarihlerin, yerlerin ve koyduğum fotoğlafların bir anlamı olabilir

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.



⚠️DUYURU⚠️
Bölüm başlarına yazdığım alıntıların, tarihlerin, yerlerin ve koyduğum fotoğlafların bir anlamı olabilir. Okumadan veya incelemeden geçmeyin derim.

O sabah alarmıyla uyandı. Güzel bir kahvaltı yapmak istedi ama yapamadı. Sabah birşeyler yemek midesini bulandırıyordu. Kahvaltıyı es geçip evinin balkonuna çıktı. Derin bir nefes aldı. Manzarayı inceledi dikkatli bir şekilde. Mayorka Sahili. Hep buraya giderdi çocukken. Babasını kaybedince gitmeyi bırakmıştı. Artık eskisi kadar güzel gözükmüyordu gözüne. Eskiden kardeşi, annesi ve babasıyla birlikte buraya gelirlerdi. Saatlerce yüzer, meyve yerlerdi. Kardeşi eve gitmek istemez sürekli mızıkçılık yapardı. Her gittiklerinde en az bir tane fotoğraf çekerdi. Artık kendisi gitmesede kardeşi cadılar bayramı ve yazın oraya gittiğinde hep ona fotoğraf atardı. Cadılar bayramındaki fotoğrafları favorisiydi. En sevdiği dizilerin karakterlerinin kostümlerini giyerdi. Hatta bir keresinde cadı kostümü giymişti. Çok klişeydi ama yakışmıştı ona. Altında yıldızlı bir külotlu çorap ve üstünde bol siyah bir elbise vardı. Ona fotoğraf attığında ne çok gülmüştü bu haline. Kendisi yaşayamamıştı bu hayatı belki ama kardeşinin hayatından zevk alması için herşeyi yapardı. Tek isteği onun mutlu olması ve güzel zaman geçirmesiydi. Annesini ve babasını kaybetmesine rağmen çoğu arkadaşından daha neşeli gözüküyordu. Ama değildi. Kardeşini iyi tanıyordu Aren. Eylem iyi değildi.

Telefonun çalmasıyla irkildi. Komodinin üzerindeki mavi kılıflı telefona uzandı. Arayan kardeşiydi. Tarihe baktı. Cumartesi. Her hafta sonu ya pazar yada cumartesi arardı onu. Hafta içi ikiside kendi işleriyle meşguldü. Kendi işlerinde en iyileriydiler. Tesisteyken "Kırmızı Kardeşler" olarak bilinirlerdi. Çok bir anlamı yoktu bu lakabın. Tesiste cellat olmak isteyen herkese renk testi yapılırdı. Yeşil, mavi, turuncu ve kırmızı olmak üzere dört renk bulunuyordu. Bunlar her sınıfta tablo halinde yapıştırılmıştı. En altta yeşiller vardı. Tehlikesiz ve acemi olanlar çoğunlukla bu renk çıkardı. Hemen üstünde maviler. Maviler zeki ve acemi olanlardı. Tesiste çoğunluk mavi çıkardı. Mavinin üstünde kalın sarı bir çizgi vardı. Tablo "Sarının üstü" ve "Sarının altı" olarak ikiye ayrılırdı. Sarı çizginin üstünde turuncu vardı. Turuncular tehlikeli ve kurnaz olurlardı. Birinin turuncu çıkması onu özel kılardı. Tesiste bütün cellatlardan farklı eğitim alırlardı. Aslında üçüncü senesi dolan kişilere yapılırdı renk testi. Ancak ailesi varlıklı olanlar geldikleri an yaptırırlardı bu testi. Yeşil çıkınca testin sahte olduğunu söylerlerdi.

YaralarWhere stories live. Discover now