Bölüm 4

46 5 7
                                    

İyi okumalar

Sakura

Kapımın adeta kırılacak gibi çalınması ile uyandım. Henüz alışamadığım için oda beni yabancı gibi hissettirmişti.

Oda tam benim hayallerimdeki odaydı. Genişti. Bir adet kişisel banyosu vardı ki bu benim için harika bir şeydi. Önceden kaldığım yerde banyoyu Sasuke ve Naruto ile paylaşıyordum. Bu hiç hoş değildi. Heleki Narutonun banyodan çıkmak yerine saatlerce şarkı söylemeyi tercih etmesi katlanılabilir değildi.

Odamdan kısaca bahs edeyim. Duvar beyaza yakın bir pembeydi. Kapının hemen yanında büyük bir dolap dolabın karşısında ise cama bakan bir yatak vardı. Karşıda kalan duvarda kocaman bir makyaj masası ve bir adet çalışma masası vardı. Yatağın yanında yatağın boyunca uzanan bir kitaplık vardı. Komodin ve onun üstündeki çilek şeklindeki lambayı da es geçmeyelim. Kitaplıkta bir sürü kitap ve oyuncaklar vardı. Makyaj masasının üstü de kalabalık duruyordu. Çalışma masasının üstünde bir adet laptop ve tablet duruyordu. Bu oda tam anlamı ile vaovdu.

Odamı incelemeyi bitirdiysek artık kırılmak üzere olan kapımı açabilirim.

Kapıyı sert bir şekilde açtım. Karşımda kızıl bir çocuk görünce şaşırdım. Çocuk aşırı tanıdık gelmişti.

"Sakura Haruno?" Dedi meraklı bir sesle. Baştan aşağı beni süzme işlemine geçmişti ki kapıyı yüzüne kapatacak gibi olduğumu fark edince kendini topladı. "Seni gezdirmekle sorumlu öğrenci benim."

Aferin demek geldi içimden. Neden içimde kalsın ki?

"Aferin." Çocuk muhtemelen karışmış saçlarıma baktı ve gülümsedi.

"Ben Sasori. Tanıştığıma memnun oldum. Hadi gel sana burayı gezdireyim." Cana yakın bir sesle konuşmuştu. Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarttır derler. Ben yılan olmadığım için beni ikna edememişti.

"Başka gezdirecek biri yok mu?" Dedim. Herhangi bir kız gezdirse daha rahat hissederdim. Bunu o da çok iyi biliyordu.

"Seninle ilgilenecek kişi benim. Şuan başka birini bulmak çok zor olur ama eğer çok istiyorsan bulabiliriz." Dedi. İki saniyelik bir düşünme süresinden sonra kendimi gereksiz yere iş çıkartan biri olarak düşündüm. Haklı bir düşünceydi. Beni gezdirmesi gereken kişi oysa bunu o yapmalıydı. Benim keyfim için değiştiremezdi.

"Hayır hayır. Sorun yok. Üstümü değiştirip geliyorum on dakika bekler misin?" Sasori kafasını evet anlamında salladı. Ona gülümseyip hemen odama girdim.

Dolabımı açtım. Dolapta gerçekten ama gerçekten çok fazla kıyafet vardı. Bu kadar önemsediğini düşünmemiştim. İki üç kıyafet görürüm sanmıştım. Her neyse. Elime gelen beyaz çizgili siyah eşofmanı ve lacivert sweati aldığım gibi giydim. Saçlarımı hızlı bir şekilde taradım ve ayağıma bulduğum herhangi bir spor ayakkabıyı geçirdim. Tarz dediğin budur. Bu kombinle Bahar Candanı'n gidemediği mangala gidebilirdim.

"Hazırım." Diye çıktım odadan. Sasori korku içinde bana döndü. Çok mu bağırmıştım yoksa o mu çok hasasstı? Bence o çok hassastı.

"Sesin hep böyle yüksek midir yoksa bana özel mi?" Onu takmadan asansöre yürümeye başladım.

"Kulaklarının bu kadar hassas olması benim suçum değil." Bana hemen yetişti ve lafını esirgemedi.

"Senin yüksek sesle konuşman da kulaklarımın suçu değil." Gözlerimi devirdim. Yüksek sesle güldü. Komik bir şey yokken gülüyordu. Bu hiç normal değildi. Lütfen biri beni kurtarsındı.

Konoha Çetesi (SasuSaku NaruHina NejiTen ShikaTema İnoSai) حيث تعيش القصص. اكتشف الآن