Hastane

7 3 0
                                    

Işığın gözlerime vurması ile gözlerimi güçlükle araladım. Sağ elimi gözlerime siper ettim. Işığa alışan gözlerimi etrafta gezdirince bir hastane odasında olduğumu anladım. İyi de Mirza nerede diye düşünüyordum ki içeri giren yüze baktım. O benim her şeyim diye düşünerek gülümsedim.

"Şükürler olsun uyanmışsın."dedi güzel gözlüm.

"Uyandım! Mirza, özür dilerim sen haklıydın en azından  her şey yoluna girene kadar evden çıkmamalıydım."dedim üzgünce.

"Özür dileme sevgilim elbette dışarı çıkmak istemen en doğal hakkın. Ama lütfen bunu bana bir daha yapma. Bundan sonra daha dikkatli olmanı istiyorum. Tamam mı bana söz ver."dedi endişeyle.

"Söz."dedim.

"Sen yokken öldüm öldüm dirildim. Bunu bize yapanları yakalayıp kanun önüne çıkarıcam sana söz veriyorum."dedi.

"Bir şey yapmanı istemiyorum bırak kendi pisliklerin de boğulsunlar. "Dedim.

"Sen ne dediğinin farkın da mısın? Seni ne hale koyduklarına bir bak. Bunu nasıl affedersin?"dedi sinirle.

"Ne dediğimi biliyorum. Anlamıyorsun değil mi? Bu lanet olası miras kavgası bitsin istiyorum. Ben çok yoruldum gör bunu lütfen?"dedim.

"Seni kaybedebilirdim . Onların peşini bırakmamı nasıl beklersin."dedi sesini yükselterek.

"Mirza beni bu şartla bıraktılar. Bana bir sürü miras belgesi imzalattılar. Mirasımı onlara devrettiğimi sanıyorlar. Muhtemelen dedemin son düzenlediği vasiyetten haberleri yoktu.ve dedemin yaşadığından da haberleri yok.  Bırak yüzlerin de patlasın." Dedim.

"Cidden seni anlayamıyorum. Karımın daha cesur olmasını beklerdim."dedi hayal kırıklığı vardı gözlerin de. Odadan çıkmaya davranınca ona seslendim ama dönüp bakmadı ve odayı terketti.
Öylece arkasından bakakaldım.
Kapım yine açılınca o yöne baktım içeri doktor girdi. Orta yaşların da esmer kahve renkli gözlü ve bakımlı bir doktordu. Neredeyse yakışıklı sayılabilir bir yüzü vardı. Bakışları yüzümü bulunca samimi bir gülümseme gönderdi.

"Merhaba Şehrazat hanım ben doktorunuz Melih Kaya. Nasılnısız?" diye sordu gülümseyerek.

"İyiyim teşekkür ederim doktor bey. Sizden bir rica da bulunabilir miyim? Lütfen kolumdaki alçıyı çıkarabilir miyiz? Tahammül edemiyorum artık."dedim. Gülümsemeye çalışarak.

"Tabi Şehrazat hanım fakat önce doktor bilgilerinizi almam lazım. Zamanı geldiyse alırız."dedi gülümseyerek.

"Aslın da dün çıkarmamız lazımdı. Fakat malum onlanlar yüzünden gidemedim. Yani yine de arayalım derseniz doktor Semih beyin bilgilerini verebilirim." Dedim.

"Selim Kaya mı? " Diye sordu meraklıca. Evet dedim.

"Çok iyi kendisi kuzenim olur, ben hemen ararım şimdi. Hem bir hatırını da sormuş olurum. "Dedi gülümseyerek.
Bir saat sonra alçım çıkarılmıştı. Doktor taburcu olabileceğimi söyleyince hazırlandım. Anlaşılan Mirza gelmeyecek diyerek  kapıya yürüyordum ki içeri giren Mirza ile duraksadım. Yanıma gelip önüm de durdu. Gözlerimi yukarı kaldırdım ve yeşilleriyle buluştum.

"Ne o yoksa bensiz mi gidiyorsun?diye sordu imalı bir şekil de.

"Ben seni göremeyince gittin sandım."dedim içerlenerek.

"Bana olan güvenin gözlerimi yaşarttı." Dedi sinirle. Ve elimdeki montu alıp elimden tutup hastane çıkışına kadar gittik. Elim elimdeydi ama sevinemiyordum bile. Onu bu kadar kızdıracak ne yaptım ki ? Cesur olmamı istiyor ama ben zaten cesurum sadece artık bu insanlara bulaşmak istemiyorum. Bunu anlamak bu kadar zor mu?

CESUR YAŞAMWhere stories live. Discover now