BÖLÜM:25 ONUR OLAYI

Start from the beginning
                                    

"Utanman geçti mi?" Dedi gülerek.

"Hayır."

"Güzelim utanmana gerek yok zaten yalan bir şey söylemedin."

"Çok saçmaladım ama!"

"Evlilik saçmalık değil." Dedi sırıtarak.

Planlar farklı

"Diyorsun..."

"Diyorum." Dedi.

Ellerini belime daha çok sardı ve boynuma ıslak bir öpücük kondurdu. Beni kucağına aldı bacaklarımı beline doladım. Tarihi tabloların sergilendiği bir masanın üstüne oturttu. Bacaklarımı açarak arasına girdi.

"Şu an neler yapmak istiyorum tahmin bile edemezsin." Dedi.

"Terbiyesiz." Dedim ayıplar gibi gülerek.

"Tablolara bakmaktan bahsediyordum. Niye konuyu başka yönlere çekiyorsun." Dedi o da.

"Ben mi çekiyorum?" Gülerek söylemiştim. Bakışları dudağıma indi. Yaklaşıp kıvrılan dudaklarıma öpücük bıraktı. Geri çekildi ve ardından tekrar öptü.

Bu sefer ben ona yaklaştım ve dudaklarımı dudaklarına kapadım. İlk başta birbirlerine temas eden dudaklarımız benim onun dudağını ısırmam ile hareketlendi. Dilini işin içine sokunca içimden yükselen bir alev var gibi hissettim.

Eli boynuma çıktı ve açık saçlarımdan tutup geriye doğru çekti. Dudakları açıkta kalan boynumda gezindi. Saçlarımı eline dolamıştı. Dudakları boynumu talan etmişti.

beni daha çok kendine bastırdı. Bacaklarım beline dolanmıştı. Dudaklarımız ayrılınca nefes nefeseydik. Üstten bana bakarken gülümsedi. Kafasını boynuma döndü ve kokumu içine çekti.

"Kokun huzur veriyor." Dedi. Çenemden tutup kafamı kaldırdı ve gözlerime baktı. Ne diyeceğimi bilemediğim için susmayı tercih ettim. O da bunu anlamıştı, benim yerime konuştu.

"Çok garip bir kızsın."

"Pardon?" Dedim şaşırarak.

"Kendi içinde çok çelişkilisin. Net olamıyorsun."

"Çok net biriyim ben."

"Mesajlaşırken dünyayı fethedecek kadar cesursun ama şu an hiç konuşmayacak kadar utangaçsın." Dedi tam konuşacağım anda sözümü kesti.

"Bu haline aşığım." Dedi ve dudağımın kenarından öpüp uzaklaştı. Uzaklaşması ile boşluğa düşmüştüm.

"Benim ardımdan inersin." Dedi ve merdivenlere yöneldi. Sanırım konuşma yetimi kaybetmiştim. Konuşamıyordum.

Kendimi toparlayınca aşağı indim. Azra beni görünce yanıma koştu.

"Neredeydin?... Bu halin ne?"

"Ne varmış halimde?" Dedim beni kolumdan tuttu ve kalabalıktan uzaklaştırdı. El aynasını açıp bana verdi.

El aynasından kendime bakınca şaşırdım. Boynum...

Çantasından kapatıcıyı ve süngeri çıkarttı. Elime verip bana baktı.

"Aptal kız." Dedi gülerek. Tabi hanımefendinin ağzına malzeme verdik.

MİHRİMAH/ Yarı Texting [+18]Where stories live. Discover now