Hahahahahaha başlayalım
Ağrıdan patlayacak gibi olan başım sayesinde gözlerimi açtım. Aklıma son yaşadıklarım gelince kendime geldim. İhanet edenin Cem olduğu söylenmişti. İnanmıyordum. Zeki bir kızdım ve kim olacağını başından beri kafamda tartıp ölçmüştüm. Ama gel görün ki beni zayıf anımda yakaladılar.
Bulunduğum yer kapkaranlıktı. Sadece tepemde bir ışık vardı ve her yer leş gibi kokuyordu. Beni hayvan gibi bir yere bağlamışlardı. Arkamda olan bir boruya kelepçelenmiştim. Beyaz albisem ise kır içindeydi! Allah kahretmesin suyun içindeydim. Leş gibi su birikintisine oturtmuşlardı! Ne olursa olsun pisliğe gelemezdim. Açılan kapıyı fark edince kapının ardından beklediğim kişi çıkmadı. Bir adamdı ama yüzü gözükmüyordu.
Bana doğru gelince biraz ürktüm ama belli etmedim. Yemin ederim bana dokunacak olursa öldürmekten çekinmem.
Bu haldeyken onu yapmayı nasıl düşünüyorsun?
Bacaklarım bağlanmadı sonuçta. Adamın bakışları rahatsız edici bir şekilde açıkta kalan bacaklarımdaydı.
"Gözlerini çek!" Dedim. Adam herhalde ağlayıp zırlamamı bekliyordu?
"Seninle işimiz var küçük kız." Dedi. Ya Rabbim sadece öğretmenim ile beraber oldum. Bu kadar şeyi yaşamak zorunda mıydım?
Aşkım okumaları için aksiyon gerek;)
Sikerim aksiyonu! Burada elleri bağlı olan benim! Adam bana doğru yaklaşıp önümde diz çöktü. Eli yanağıma çıkınca sinirlerine hakim olamadım.
"Yaklaş." Dedim. Adam kaşlarını çatsa da onu istediğimi sanıp bana yaklaştı. Yeterince yakınımda olunca adama beklemediği bir anda kafa attım. Tam burnuna isabet! Adam acı içinde burnunu tuttu. Öfke ile sert bir tokat attı. Kafam yana düşmüştü. Saçlarım yüzümü kapatıyordu. Ama yine gülümsedim. Ağlamamak için gülümsedim.
"Orospu!" Diye bağırdı.
"Çok duydum." Dedim. Adam önünde deli varmış gibi odadan çıktı. Çok korkuyordum ama korkup ağlarsam bu onlara zevk verirdi bana da bir şey kazandırmazdı.
Saatler boyunca o depoda kaldım. Sabah mı akşam mı bilmiyordum. Pencere yoktu içerisi havasızdı. Arslan beni bulmak için geç mi kalacaktı? Neden hala gelmemişti? Belki de gerçekten Cem vardır olayların arkasında. Derin bir nefes alıp olayları kafamda tarttım. Ya IP adresi Arslan'ın evinde değilse. Ya Belçim yalan söylemiş ise?
Bir anda kapı açıldı. İçeri biri girdi. Kıyafetlerinden dolayı kadın mı erkek mi anlamıyordum. Yüzünde ise bir maske vardı. Kimdi bu orospu çocuğu?
Eyşan nasıl beddua ettiyse tuttu.
"Kıyamam sana!" Dedi karşımda ki kişi. Sesi kalın çıkıyordu. Ama Eyşan'nın videosunda da kıyamam sana dediği için karşımdakini kısa süreliğine Eyşan sandım.
"Kimsin sen?" Dedim.
"Bilinmeyen?"
"Maskeni çıkar seni korkak."
"Korkan taraf sen olmalısın." Dedi ruh hastası. Ama elleri maskesine gitti. Kendimi her şeye hazırladım. Ama bir anda ellerini indirdi ve açmadı. Onun yerine kapıdan geri çıktı. Kimdi o? İhtimalleri kafamda sıraladım. Cem'in boyu uzundu yani Cem değildi. Arslan'a ihtimal bile vermemiştim. Geriye Esra, Azra ve Belçim kalıyordu. Bir anda aklımda şimşek çaktı. Doğru ya!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MİHRİMAH/ Yarı Texting [+18]
Teen FictionDİKKAT: ÖĞRETMEN ÖĞRENCİ KURGUSUDUR +18 VARDIR RAHATSIZ OLACAK OKUMASIN. Lavinia: Sana vermem gereken bir ceza vardı. Defne: Tobe hasa Defne: Ben neden hatırlamıyorum? Lavinia: Hatırlatayım istersen. Lavinia: Yanına gelirsem hallederiz. Lavinia: Ama...