6. Sorular

580 60 43
                                    

Bölüm 6 | Sorular

Eskiden olsa Aral'ın hayatımda olup olmamasının pek etki etmeyeceğini düşünürdüm ancak onunla sadece birkaç gün içerisinde yakınlaşmışken hayatımdan çıkarmak çok zor bir karar gibiydi. Ama yapmıştım. Yapmam gereken buydu çünkü.

Kalbimin hızlanmasına engel olamıyorum, kırılmasına da öyle.

Bizim yakınlığımız sadece bana sorun değildi. Ona karşı bir şey hissedecek olsam Ardıç'ın yaşayacağı hayal kırıklığını tahmin edebiliyordum. Bu hislerin karşılıklı olmayacağını biliyorum, onun gözünde kardeşiyim. Bu mu daha kötüydü yoksa Aral'ın bana karşı bir şey hissedip de Ardıç'a hayal kırıklığı yaşatması mı, bilemiyorum.

Tek bildiğim aramızda hiçbir zaman bir aşkın gerçekleşmeyeceği.

Ama bunu istiyorum.

Bunu istemek kalbimi kırıyor.

"Çıkışta bir şeyler yapalım mı?"

Yaren hocanın dikkatinin dağılmasıyla bana dönerken sorduğu soruya olumsuz yanıt verdim. "Eve gidip matematik çalışmam gerekiyor. Sınavlara kadar anca yetiştiririm konuları. Puanım yüksek gelirse fotoğraf makinesi almama izin var." Yaren'in gözleri ışıldadı, o da benim kadar çok sevinmişti bu duruma.

"Çok sevindim. Güzelce çalış da alsınlar artık." Gülümsedim. "Doğum gününü kutluyoruz değil mi? Planda bir değişiklik yok?"

"Hayır, yok. Bizde kutlayacağız her zamanki gibi."

"Sessiz!" Hocanın uyarısıyla Yaren hızla önüne dönerken daha fazla konuşmadık, tekrar derse odaklandığım esnada sonuna kadar açılan sınıf kapısından içeri giren Aral dikkatimi dağıtmayı başardı. "Hiç gelmeseydin, Aral?" diyen Özlem Hoca'nın sesi bile ona bir ceza alacağını gösteriyordu.

"Kusura bakmayın." Kapıyı kapattı. "Cezamı söylersiniz."

Başka bir şey demesini beklemeden sırasına doğru ilerledi. "Kütüphaneyi düzenlemeye yardım edeceksiniz Akasya'yla." Gözlerim kocaman açılırken Özlem Hoca ve Aral arasında gidip geldi. Aral duraksamış, aynı şekilde Özlem Hoca ile benim aramda bakışlarını gezdirmişti.

Ondan uzak durmaya karar verdiğim gibi ona yakınlaşmamı sağlıyorlardı.

"Ben kendim hallederim, hocam," dedi Aral en sonunda. "Onun cezasını da ben alıyorum."

Sınıftan yükselen bir o sesiyle neye uğradığımı şaşırırken Özlem Hoca eliyle masaya vurdu. "Sessiz olun!" diye uyardı onları, ardından bize döndü. "Öyle bir şey mümkün değil. İkiniz de cezalısınız. Birilerini göndereceğim, Akasya orada olmazsa ek ceza vereceğim."

"Kütüphane romantizmi mi?"

"Kes sesini!" dedi Aral öfkeyle, Buğra umursamazca güldü. "O kelimelerine dikkat et, Buğra. Elimde kalacaksın!"

"Sizi dün uyarmadım mı ben?"

Aral hiçbir şey demeden sırasına oturduğunda gözlerim onun üzerindeydi. İyi gözükmüyordu. Öfkeli olduğu kesindi, bunun yanı sıra canının sıkkın olduğu da belliydi. Ben mi sebep olmuştum?

"Beş dakikamı çaldınız," diye homurdandı Özlem Hoca. "Çıkışta kütüphaneye gidin, Akasya ve Aral." Göz göze geldiğimizde sadece bir baş sallamasıyla onu onayladım, sonra tekrar Aral'a döndüğümde onunla göz göze geldiğim gibi bakışlarımı kaçırdım.

BEYAZ IŞIK KIRINTISI | SARIWhere stories live. Discover now