Genç kız alarmının sesi ile uyanmış, kısa bir gerinme ardından yataktan kalkmıştı . Yüzündeki mutluluk uzaklardan bile fark edilecek durumdaydı. Bu özgürlüğünün sevinciydi. Kim mutlu olmazdıki onun yerinde olsa?
Hızlıca hazırlandıktan sonra üzerini de değiştirip otelden ayrıldı.
Ops! Esta imagem não segue nossas diretrizes de conteúdo. Para continuar a publicação, tente removê-la ou carregar outra.
Taksiye binmek gibi bir lüksü olmadığı için kendini durakta buldu. Beklediği otobüs kısa sürede geldiğinde bindi ve kartını okuttu. Evet iş yeri yakın olsada pek yürünebilecek bir masafe sayılmazdı.
Oturacak yer bulduğunda oturarak kafasını cama yasladı. Yolu izlerken çoktan istediği durağa gelmişti. Araç durduğunda indi ve iş yerine yürüdü. Yongbok onu yine her zamanki gülümsemesi ile karşıladığında selamlaştılar ve genç kız iş önlüğünü üzerine geçirdi .
Ops! Esta imagem não segue nossas diretrizes de conteúdo. Para continuar a publicação, tente removê-la ou carregar outra.
Saçlarını kolundaki lastik toka ile topladığında Yongbok un yanına gitti. Bugün Seungmin yoktu. Bu sebeple ona herşeyi Yongbok öğretecekti. Yongbok gelen müşterilerin siparişini aldıktan sonra Haeun un yanına döndü ve konuştu.
-Evet, ilk önce siparişlerden başlayalım. İki tane chai tea hazırlamamız gerekiyor.
Yakışıklı genç eline aldığı bardağa sırası ile gerekli olan malzemeleri koyuyor güzel kadına öğretiyordu. Bir bardak ardından sırada aynısını Haeun yapacaktı. Eline aldığı bardağı patronundan gördüğü gibi hazırladı. Hızlı öğreniyordu. Hazır olan bardakları ve önceden hazırlanmış olan taze kurabiyeleri bir tabağa koyduktan sonra müşterilerin masasına doğru ilerledi. Siparişleri masaya bırakırken güler yüzü ile konuştu.
+Afiyet olsun.
Tebessüm kazandığında herşeyin güzel gittiğine kendini inandırdı ve tezgahın arkasına geçti.
~
Saat ilerlemiş, genç kız birçok yeni tarif öğrenmişti. Çıkış saati geldiğinde cafeyi Yongbok ile beraber toparlamış ardından önlüklerini çıkarmışlardı. Son olarak cafeyi kilitlediklerinde vedalaşıp ayrıldılar. Yakışıklı yeniden ona otele kadar bırakabileceğini teklif etsede kız onu nazikçe red etmişti. Çünkü zaten kendisi için birçok yardım etmişti karşısındaki adam.
Durağa yetiştiğinde gelmiş olan otobüse bindi ve kartını okuttu.
~İki hafta sonra~
Bu iki haftada herşey yolunda gitmişti. Hyunshik mecburen boşanmış genç kız özgürlüğüne kavuşmuştu.
Aynı saatte iş başı yapılmış siparişlerin ardı arkası kesilmiyordu. Güzel kız yorulsada bu tatlı bir yorgunluktu çünkü artık kendi parasını kazanıyordu.
Sıradaki siparişide öğrendiği gibi hazırladıktan sonra gösterilen masaya ilerledi . Her zamanki gibi kahve ve pastaları masaya bırakırken ve müşterilerin yüzünü görmeden önce güler yüzü ile konuştu.
+Afiyet ols-
Sözünü kesen yüksek ses ile kızın başından aşağıya kaynar sular dökülmüştü. Yanlış duymuş olmayı diliyordu.
-HEY SENİ OROSBU BENDEN KAÇIP BURAYA MI GELDİN HA!
Yavaşça kafasını kaldırdı kız fakat duaları kabul olmamış görmeyi istemediği yüz tam karşısında duruyordu. Karşısındaki halsiyetsiz adam kalkıp elini masaya vurması ile birkaç adım gerilemişti. Korku ile elindeki tepsi gürültü ile yeri boylamış elleri titremeye başlamıştı. Adam ise hala hakaret ve tehditlerini savuruyordu. Tüm cafe onları izlerken kızın elinden hiçbirşey gelmiyordu.
-SENİ ÖLDÜRECEĞİM DUYDUN MU BENİ! BU OROSBULUĞUNU SANA ÖDETECEĞIM. KENDİNİ NE SANIYORSUN SEN HA!? BENDEN BOŞANINCA BAŞKA ERKEKLERİN SANA BAKACAĞINI MI DÜŞÜNÜYORSUN! SEN BEN OLMADAN BİR HİÇSİN.
Elini kaldırıp vuracağı sırada kız korku ile gözlerini kapatmıştı. Fakat beklediği gibi olmamış bir tokat yememişti. Gözlerini açtığında havadaki el Yongbok tarafından tutulmuştu. Yongbok u hiç bu kadar sert bir yüz ifadesi ile görmemişti. Kaşları çatılmış, boynundaki damarlar kendini belli ediyordu. Derin ve sert sesini duyduğunda bir şok daha yaşıyordu.
-Savunmasız bir kadını tehdit etmeye utanmıyor musun?! O hakaretlerini de alıp özür dileyeceksin hemen!
