"Sana anlattıklarımı başkasına söyleyemezsin, gerekli durumlarda görevlerini yerine getireceksin. Bu iki şartı ihlal etmediğin sürece, benim tam desteğimi alırsın. Zaten NEO'nın totişi kalktı ben de kendime yeni çekirgeler arıyordum."

"NEO kim abi?"

"Hani Matrix diye bir film vardı, başrolde üstünde uzun siyah deri yağmurluğu, gözünde çakma Ray-Ban'ları olan artis oğlan."

"Valla ne karizma adamdı o."

"Son bölümde gözleri kaybedince, Medine fukarası gibi süründürüp sonunu Türk filmlerine benzettiler. Ben de o zaman ayrılıp kendime yeni çekirgeler aramaya başladım."

Selami, kendini NEO'nun kıyafetleri içinde hayal ettiğinde, içi bir hoş olmuştu. Tabi uzun süre dar deri pantolonla gezmenin pişik yapacağını da göz ardı edemezdi. "Trinity'e banmak nasıl olurdu acaba?" diye düşünmeden edemedi.

Trinity'e, Trinity'e, Trinity'e bandım. Bedava mı sandın, para virdim aldım.

Morfiş Selami'yi hayallerinden uyandırdı. "Sonunda yazar bana bu kitapta iş verince, bende senin potansiyelini görüp peşine düştüm."

"Abi bir şeyi çok merak ediyorum. Bu yazar dediğin kim? Herkesin ödü kopuyor ondan."

"Merak etsin pezo, anlatma Morfiş" dedim.

"Emir yüksek yerden Selami, sana bu konuda bildiklerimi anlatamam. Canım kıymetlidir, sen bakma öyle sert göründüğüme."

"Kalıbına bakıp da adam sandım, sende korkak çıktın be hocam."

Selami'nin hayal kırıklığı sürerken, Kâhin Recai içeri girdi. Morfiş'i görünce enseye tokat g.te parmak samimi bir karşılama yaptı. Morfiş kıçını ovuşturarak "Reco yapma allasen ya. Bir gün tersime gelecek yapıştıracağım duvara seni fukara sümüğü gibi."

"Tamam abi kızma ya, samimiyetimizden öyle yapıyoruz. Sen niye buradasın, dur tahmin edeyim. Kendine yeni kurbanlar mı arıyorsun. Duyduğuma göre NEO seni sepetlemiş, sende Mert'e gitmişsin ama onun Hacı Annesi(bakın: Üçüncü Göz) olduğu için sana yüz vermemiş."

Morfiş Selami'ye çaktırmadan bakarak, Recai'ye sus işareti yaptı. Recai sıradaki kurbanın Selami olduğunu anlayınca gülmeye başladı.

"Bizim Selami abiyi mi seçtin? Abi ondan seçilmiş kişi olur mu ya, pazara koysan kimse seçip de almaz."

Selami bozulduğunu belli edercesine sinirle öksürünce Morfiş işe karıştı.

"Recai, duyduğuma göre, John yakın zamanda Dünya kadar büyük bir beyin görmüş (bakın Koza: Dünya'nın istilası). Rica edeyim de sana da küçük bir parça hibe etsinler. Boş kalan yerleri doldurur."

Bozulma sırası Recai'ye gelmişti. "Mert gibi gelişmiş bir birey varken, Selami abiyle uğraşacaksan sen bilirsin. Benden söylemesi, yeni bölümlerde Mert'i kimse tutamaz. Sen bile tutamazsın, yıldızlar tutamaz."

"Bırak şimdi Murat Kekilli ayaklarını" dedi Selami, "neden geldin sabah sabah, canımı sıkıyorsun?"

"Bir sen olurum, bir ben ölürüm. Bu akşam ölürüm sırf senin için..."

"Takıldı galiba yazar bey, şuna bir el atsanız" dedi Morfiş.

Recai'ye kısa devre yaptıran şarkıyı unutturup, resetledim. Recai yeni uyanmış gibi çevresine bakındı. Morfiş'i görünce enseye tokat denemek istedi ama Morfiş onu durdurdu. "Biz o kısmı geçtiydik Recai."

"He tamam, bir an için unutmuşum. Ee sen burada ne arıyorsun, dur tahmin edeyim."

"Gözünü seveyim tahmin etme Recai, bak cinlerin seni bekler. Yeni kehanetler yazman lazım, Nostradamus'u geçmek istemiyor muydun?"

Recai ne için geldiğini unutup aceleyle dükkândan çıkıp evine yöneldi. Morfiş adamdan kurtulmanın verdiği zevkle Selami'ye döndü.

"Hazır mısın çekirge?"

"Hocam çekirge demesek, hani kendimi hayvan gibi hissettiriyor."

"Peki aslanım nasıl istersen."

Aslan da hayvan olmasına rağmen gururla kabul eden Selami göğsünü kabartarak kükredi.

-DEVAM EDECEK-

Yayımlanma Tarihi: 30.06.2015

Bu kitap uzun aralıkla yazılıyor. İlham gelsin diye beklediğim tek kitabım. Diğerlerinde hiç zorlanmadığım kadar zorlanıyorum. Oylarınızla ve yorumlarınızla beni motive ederseniz sevinirim.

Kelime sayısı: 828 


Günaydın Selami abi (SY)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin