C. 2

121 19 83
                                    


Yapıcı yorumlarınızı paylaşın, kurguyu geliştirmem lazım babies. İyi okumalar :)

***

Kaçmak istedim. Çünkü korktum.

Ben hep korkaktım. Hep korkutuldum. Çevremdekiler ürkekliğimden zevk duyuyordu. Onlar için benim kapana kısılmam, bir oyundu. Soen'i en çok korkutan kazanır! gibi bir şeydi bu.

İlişkilerim de böyleydi. Sırf stres olmam için bana türlü türlü oyun oynadıkları olmuştu. Sadefe korkup ağlamamı duymak istiyorlardı. Ve de çığlıklarımı...

Niki ilk başta onlardan farklıydı. O beni korkutmuyordu. Aksine beni sakinleştiren evimdi o benim. Her zaman ona aşıktım. Ta ki takıntılığının farkına varana kadar... O da beni korkutmuştu.

Niki sadece takıntılıydı. İnat etmeyi severdi ve herhangi bir konuda kendi isteği dışında durdurulması çok zordu. Onu, o istemedikçe ne vazgeçebilir ne de durdurabilirdiniz. Bunu acı bir tecrübeyle öğrenmiştim.

Bana olan takıntısı zaman geçtikçe beni daha da tedirgin ediyordu. Ayrılmak isteyince de devam etti... Birlikte geçirdiğimiz son dakikalarımız kavgadan ibaretti. O kadar sinirlenmişti ki, onun Niki olduğuna, bir zamanlar deliler gibi aşık olduğum sevgilim olduğuna inanmamıştım. Arkamdan söylediği son sözler kulağımda yankılandı.

"Seni öldüreceğim Soen! Önce ruhunu, ardından bedenini... Benden başka kimseyi sevmeye fırsat bulamadan öldüreceğim seni."

O günden sonraki üç sene, gerçekten bomboştu. Ne birini sevmiştim, ne yeni biri hayatıma girmişti. Gerçekten, Niki'den başka birini sevmeye fırsatım olmamıştı.

Ve şimdi, o fırsatlar tamamen tükenmişti: Ölecektim.

Niki sözünü tutacak, ve beni öldürecekti. En büyük korkum olan Freddy kılığında hemde. Gerçekten psikopatın tekiydi.

Onun Niki olmasını mı tercih ederdim, yoksa gerçek Freddy mi? Bir seçim yapamazdım, ikisi de aynıydı.

Kapalı gözlerim arasından, kirpiklerimden yanağıma damlayan su tomurcuğu yeri boyadığında Niki'ye bırakmadan kendi kendimi öldürmüş gibi hissettim.

Niki'nin (Freddy'nin) ayak sesleri yoktu. Nefes sesi yoktu. Yerde herhangi bir ses yoktu. Ama hissediyordum, hiç uzağımda değildi.

Bir yanım Kaç Soen! diye bağırıyordu, diğer yanım ise Ölme, yeter derdindeydi.

Gözlerimi açarsam, Freddy'nin korkunç kahverengi sırıtan suratını yüzümün dibinde göreceğimden emin olduğum için gözlerimi açmamaya özen gösterdim. Ellerim kıyafetimi sıkıyordu. Vücudum kaskatı kesilmişti, tüm kaslarım gerilmiş... Saklanacak bir yer istiyordum.

Ama hiçbir yer yoktu. Bu saatten sonra beni koruyacak tek yer cehennemdi.

Ne yapacağım konusunda kafam karıştı. Kendimi bile kontrol edemiyordum. Sessiz ağlamam, karşımdakinin Niki olduğunu öğrendiğimde daha sesli hale gelmişti.

"Hadi bir oyun oynayalım." dedi Niki. Robotun arkasından gelen sesini duyunca kendimi gerçekten fnaf oyununda hissettim. Ben kaçmak zorundaydım, Freddy ise beni canice öldürmenin peşindeydi. Böyle olacaktı.

"Oyunun adı..." dedi neşeyle. Robotun arkasından gülümsüyordu. Psikopat ruhunu gerçekten ortaya çıkarıyordu. "Niki ile beş gece. Nasıl?"

Psikopatlığından mı korkuyordum, Freddy'den mi? İkisinden de. Ve bu, korkumu ikiye katlıyordu. Korku, bedenimi olduğum yerde eritip çürütmeye yeterdi.

5 nights at Freddy's | Nishimura Riki Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin