"Evet! Hep beraber bir oyun oynamaya ne dersiniz?" Bayan Lilith elindeki büyü kitabını bırakmış ışıldayan gözlerle hepimizi süzüyordu. Juno ellerini çırptı ve neşeyle

"Sonunda!" diye çığırdı. Hepimiz pür dikkat kesilince Bayan Lilith ayağa kalktı

"Saklambaç." dudaklarının kenarında biriken sinsi gülüşü durdurmaya çalışmıyordu bile. Endişeyle Sage'e baktım. Bana 'Rahat ol halledicez.' bakışını attı.

"Hepimizin bildiği saklambaç mı?" Cason meraklı gözlerle Bayan Lilith'e bakıyordu. Bayan Lilith'in kırmızı dudakları arasından sinsi bir kahkaha kaçtı. Yavaşça ateşin etrafında yürürken

"Çocuklar gibi koşup eğlenmeyeceksiniz tabi. Bu Alev Saklambacı." hepimizin yüzlerine teker teker bakıyor belki de bilerek bizi korkutmaya çalışıyordu.

"Herkes yanındaki arkadaşıyla oynayacak bunu. İtiraz istemiyorum. " sinsi gülüşü için dudakları hazırdı bile.

"Ebe ben olacağım. Ve sizlerde benim avlarım olacaksınız. İkili gruplar halinde saklanacaksınız. Bütün ormanı kullanabilirsiniz. Gruplar birbirine yardım edebilir. Ya da kendini kurtarmak için başkalarını ele verebilir. Yakaladığım grup benim için bir hafta çalışacak. Düşük olsa bile sizin kazanma ihtimaliniz de var tabi... Eh bu durumda da benden karşılıksız bir iyilik isteyebileceksiniz." iyilik derken elleriyle havaya tırnak işaretleri bırakmıştı. Onun için ne yapabilirdik ki? Cehenneme gidip birilerine işkence mi edecektik? Hepimiz şüpheli bakışlarla birbirimize bakıyorduk. Tek bir kişi dışında. Victor. Eliyle Sage'in çenesini tuttu.

"Sonunda başbaşa kalacağız." Sage kendini geriye çekti ve ters bakışlarla Victor'u süzdü. Bu Victor'ın susması için yeterli gelmişti.

"Çok eğlenceli olacak." Juno kolunu Aryan'ın boynuna atmış sırıtıyordu. Gözlerimi devirdim ve ilgimi tekrardan Bayan Lilith'e verdim.

"Size kaçmanız için zaman tanıyacağım. Saklanmak için 15 dakikanız var. Yalnız elementleri kullanmanız yasak. Kendi çabanızla neler yapabiliyorsunuz görelim! Beni sobelemek için buraya tekrar gelmeniz gerektiğini söylememe gerek yok sanırım." ellerini birbirine vurdu ve keyifli bir kahkaha patlattı. Ardından ateşin hemen yanına oturdu ve açtığı avcunda ateşten bir kum saati belirdi.

"Ne bakıyorsunuz? Oyun başladı bile!" huysuzca sarfettiği sözler hepimizi bir paniğe sürüklemişti. Bir anda Derek bileğime yapıştı ve beni ormanın içine sürüklemeye başladı.

"Tanrım - tamam, ben de yürüyebilirim!" diye söylenerek bileğimi kurtarmaya çalıştım.

"Yenilirsek bize neler yaptıracağından haberin yok." sesindeki endişeyi gayet güzel hissettirmişti. Bir yandan yürümeye devam ediyordu. Geniş omuzlarında gözlerimi gezdirdim.

"Sen biliyor musun?" diye sordum. Olduğu yerde durdu ve bana o ifadesiz suratıyla dönerek

"Tahmin edebiliyorum."

"Bayan Lilith'i ne kadar tanıyorsun ki bu kadar kolay tahmin yürütebiliyorsun?"

"Kadın cehennemi yönetiyor? Şimdi soruların bittiyse saklanmalıyız Giselle..." ismimi üstüne bastıra bastıra söylemişti. Gri gözlerinde bir telaş fırtınası oynuyordu. Gözlerimi kıstım ve

"Nedense bana bir şeyleri saklıyormuşsun gibi geliyor." dedim kollarımı göğsümde bağlayarak. Sağına soluna dikkatlice baktı. Belli ki sırrını söyleyecekti.

"Ne sakladığını söylemen bence de hayrına olur." zafer kazanmış bir edayla gülümsedim. Sabırsızca derin bir nefes aldı ve bir anda kendimi sırtında buldum.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Mar 29 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

MELEZLERWhere stories live. Discover now