Çılgın

31 1 0
                                    

(Bölüm şarkısı  LOCO - Itzy)

Sessiz bir alarmla uyandım bu sabah.Okula gitmem gerekliydi.Üniversiteli biri olarak derslerime odaklı bir insandım.Her ne olursa olsun her zaman dersime odaklı biri olmuşumdur.Yonsei Üniversitesinde tıp okuyorum.Pijamalarımı çıkardım ve üniformamı hızlı haraketlerle giydim.Okula gittim.Okuldan otobüsle evime doğru gittim.Ödevlerimi bitirdim ardından ders çalıştım.Akşam arkadaşlarımla tteokbokki yemeğe gidecektim.Hazırlandım.Arkadaşlarımla buluşacağımız yere doğru yola koyuldum.Buluşacağımız yer evime yakın olduğu için buluşacağımız yere yaya olarak gidecektim.Arkadaşlarım Calvin ve Irene buluşacağımız yere çoktan varmışlardı.sanırım birlikte gelmişlerdi.

"Selam Lillesol."dedi saçlarını uzatan erkeklerden olan Calvin.Sanki bir sorun var gibiydi.Kişisel veya ailevi sorunları olabilirdi.Bu beni ilgilendirmezdi.

"Öğretmen bana takmış.Hatırlıyor musunuz bir ara zorlandığım konunun sorusunu sormuştu."diyerek konuyu açtı ders çalışmaktan darmaduman olmuş haliyle Irene.Irene tam bu kelimeyi söylediği anda kalbime bir ağrı inmişti.Sanki her an ölebilirmişim

gibi.Karşıdan bakımlı olduğu çok belli olan bir garson geliyordu. Siparişimizi almaya gelmiş olmalıydı.Siparişi vermesi için Calvin'e kaş göz haraket'i yaptım. İç çekerek siparişi verdi. Herkes neden iç çekilmesinden nefret ettiğimi bildikleri halde inatla iç çeker ki!? Anlamsız. Neyse bu kanunun açılmasını sevmiyorum. O gün benim doğum günümdü. Henüz kimse doğum günümü kutlamamışlardı. Bu benim hiç canımı sıkmadı ki zaten niye sıksındı. Belki de benden nefret ediyorlardı. Siparişlerimiz geldi ve yemek yemeğe koyulduk. Ben çok aç değildim ancak yemeğe bitirmeye kendimi zorluyordum. Aç olmadığım halde zorlamamın sebebi yemek yemem gerektiğini bilmemdi.

"Çok acıktım var yaa."diye zırladı Irene yumuşak bir ses tonuyla. Irene'nin bembeyaz tişörtüne daha az önce gelen tteokbokki dökülmüştü. Ardından Irenenin telefonu acı acı çaldı ve bu acılı telefon sesi kulakları sağır edecek şekildeydi.Irene sanırım kendi konuştuğu kişiyi duymuyor olacak ki kişinin sorduğu her şeye evet diyordu. Büyük ihtimalle telefonda konuştuğu kişi kuzeni ile konuşuyordu. Irene telefonu kapatıp yanımıza geldi.

"Benim acil bir işim çıktı. Acilen gitmem gerekli. Kendinize iyi bakın." dedi siyah çantasını alan Irene.

Hemen gitmek için can atıyormuş gibi bir hali vardı.

Bize hiç birşey demeden daha az önce geldiği restoranttan ayrıldı. Canım sıkıldığı için kolej ceketimin cebinde duran telefonu aldım.Arkadaşım Whitney mesaj atmıştı.

"Kanka."

Attığı ikinci mesajı okudum.

"Canım çok sıkıldı.''

Sakin bir şekilde üçüncü mesajı ve son mesajı okudum.

"Seluntary alışveriş merkezine gidelim mi?"

"Tamam,gidelim."diye mesaj attım telefonumu ceketimin cebine acelece koyarken.

"Acil gitmem lazım. Görüşürüz Calvin!"dedim hemen restorantan çıkarken ve hesabı Calvine kitlemenin sevinciyle.

Ancak içim rahat etmiyordu

Hiçbir zaman etmemişti 

Pembe BıçakWhere stories live. Discover now