11. Bölüm; 2. yüz

16 7 0
                                    

Nirceyle otopark'a indik. Mert ve mehmet arabanın önünde bizi bekliyordu. "Biz geldik." Dedi nirce. "Hoş geldiniz." Dedi mehmet. Mert kafasını bana döndürdüğünde şaşırmış bir yüz ifadesi ile gözlerime bakakaldı. Bana doğru gelmeye başladı ve kolumdan tutarak "sen bi gelsene benimle." Dedi. Beni nirce ve mehmetten uzak bir kısma götürdü. Önümüze kolon denk gelecek şekilde durduğumuzda "ne istiyorsun?" Dedim. "Niye ağladın?" "Ağlamadım?" "Karşında salak yok mira." "Ağladıysam ağladım sanane?" "Olayla ilgili mi diye merak ettim." "Değil olayla ilgili felan. Hadi gidelim arabaya bakıcaz daha." "Kumsal niye gelmedi? Oda olayla bağlantılı." "Boşver kumsalı. Gel hadi." Hızla yürüyerek nirceyle Mehmet'in yanına geri döndük. "Önce bakmaya araba'nın altından başlayalım." Dedi mert. "Sen arabadan anlar mısın?" Dedim alaycı bir ses tonuyla. "Anlarım. Hem tamir felan etmiycem sadece inceliycem." Dedi mert. Arabanın altına doğru çömeldi ve tekerlekli garip bir alete sırtını verip uzandı. Tekerlekli şeyle kendini arabanın altına ittirdi. Üçümüz nefesimizi tutmuş merti bekliyorduk.

5 dakika olmuştu. Mert aşağıda birşeyleri kurcalıyordu. "Birşey buldum!" Dedi. "NE BULDUN?" Diye heyecanla sordum. Mert yavaşça arabanın altından çıktı. Ayağa kalktı. "Benzin kablosu." "Nolmuş benzin kablosuna?" Dedi nirce. "Kesilmiş." Hepimiz çok şaşırdık. "Nasıl yani?" Dedi mehmet. "Biri bıçakla kesmiş. Normal kendiliğinden oluşan ya da bir taşa çarpıp kesilen boru daha farklı olur. Bu boru çok sağlam. Biri bıçakla kesmiş ama çok fazla bir kesik değil, ufak bir kesik. Bıçakla delinmiş gibi." "Parmak izi almamız gerekiyor." Dedi mehmet. "Nasıl biri kesmiş olabilir? Kim kesti? Niye kesti?" "Biri o benzinlikte olmanızı istemiş mira. Sizin benzinlikte bulunmanız bir tesadüf değil." Hala inanamıyordum. Aklım, mantığım almıyordu. "Ben hemen parmak izini alıyim. Gereken malzemeleri getirmiştim." Dedi mehmet. Hızla Mert'in yaptığı gibi arabanın altına girip parmak izini almaya başladı. Bir süre bekledikten sonra mehmet parmak izini almayı başardı ve arabanın altından çıktı. "Gerçektende biri yapmış çünkü parmak izi var." "Hadi karakola gidelim." "Yok sizin gelmenize gerek yok mert. Ben işleme sokar sonuç çıkınca haber veririm size." "Tamam ozaman gidelim biz." "Kafeye gidelim mi kızlar bir hava alırsınız. Lanetle ilgili konuşuruz." "Bilmem ki. Gidelim mi mira?" "Bence gidin. Parmak izi sonucu 2-3 saat içinde çıkar. Üçünüz bir aradayken haber veririm." "Tamam gidelim ozaman." Dedim. Hep birlikte Mehmet'in arabasına geçtik. Mehmet bizi kafeye bıraktı ve kendiside karakola geçti. Üçümüz kafeye girip yer seçtikten sonra içeceklerimizi sipariş ettik. Ben hep yaptığım gibi yine çilekli milkshake aldım. Nircede soğuk latte aldı. Mert berybiscus aldı. Oturduk. "Sizce parmak izi kimin?" Dedi mert. "Bilmiyorum. öğrenmeye de korkuyorum." "Nereden geldi sizin aklınıza arabayı araştırmak?" "Mehmet'in fikriydi. Belki bir iz buluruz diye bakalım dedik. İyiki de bakmışız." "Kumsal'ın ne yaptığını biliyor musun?" "Yo bilmiyorum." "Mira sen mert'e söylemedin mi?" "Söylemedim. Bence gerek yok bilmesine." "Eğer istemiyorsan söylemiyim." "Söyleme." "Tamam. Kızma." "Hiç araştırma yaptın mı?" Diyerek konuyu değiştirdim. "Yaptım." "Ne buldun?" "İlayda Seçkin'in ormanla bağlantısı olduğunu öğrendim."

Bir süre şaşkınlıkla nirceyle bakıştık. "Ne bağlantısı?" "Olay çok büyük. İlayda seçkin lise yıllarında okulun popüler kızıymış. Bütün erkeklerin gözü onun üzerindeymiş. Birde okulun ezik ineği varmış. Adı Ozan Taşkıran. Ozan ilayda'dan hoşlanıyormuş ve birgün gidip ilaydaya ben senden hoşlanıyorum demiş. İlayda da ben seninle olur muyum sence? Diyerek birsürü laf söyleyip ozanı rencide etmiş. Ozanın ondan hoşlandığını bütün okula yayıp ozana zorbalık yapmış. Bunu üzerine ozan ilayda dan soğumuş. İlayda okula yeni gelen çocuğa aşık olmuş. Çocuk çok yakışıklıymış. Kısa sürede okulun popüler çocuğu olmuş. İlaydayla sevgili olmuşlar. Ozan bunu duyunca çıldırmış. Okulun yıl sonu balosunda ilayda ve sevgilisinin yanına gidip kavga çıkarmış. Kavga sırasında balkondalarmış ilaydanın sevgilisi ozanı aşağıya itmiş. Ozan aşağı düşünce sevgilisi hemen oradan kaçmış ama ilayda balkondan aşağı ozana bakarak dona kalmış ve ozanın ölümüne şahit olmuş. Ozanın ruhu ilaydaya musallat olmuş ve ilaydayı lanetlemiş. Böylece bizim lanet ortaya çıkmış." "Bunları nasıl öğrendin?" "İlaydanın arkadaşının numarasını bulup mesaj attım. O anlattı bunları."

2 buçuk saat geçmişti. İçecekleri içmiş oturmuş sohbet ediyorduk. Nirce'nin telefonu çaldı. Arayan mehmetti. Hızla telefonu açtı. "Ne oldu sonuç çıktı mı?" "Maalesef çıktı." "Nedir sonuç?" Mert ile ben heyecanla Nirce'nin ağzından çıkacak tek kelime ile kalp krizi geçirecektik. "Söyle artık mehmet. ne oldu?" "Ne olur ne olmaz diye elimizdeki bütün parmak izleriyle eşleştirme yaptık ve içlerinden birine ait çıktı." "Kim?" "Hazır mısın?" "Ya söyle artık mehmet. Acun Ilıcalı'nın yaptığı reyting kadar reyting yaptın şuan." "Parmak izinin sahibi..." "Evet?" "Parmak izinin sahibi kumsal..." Nircenin yüz ifadesi dehşet içindeydi. Telefon elinden kayıp düştüğünde gözünden akan bir damla yaşta yanağından aşağı süzüldü. "Ne oldu nirce? Kötü birşey mi olmuş?" "Mira..." "Evet? Noldu?" "P-parmak izinin sahibi..." "Kim?" "Kumsalmış..."

~ᴅöɴɢüɴüɴ ʟᴀɴᴇᴛɪ̇~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin