14- Yanan dudaklar

114 13 11
                                    

Bir yıl sonra
Önümde büyük tuval, yanımdaki sehpanın üstündeki yağlı boyalar, arkada çalan hafif müzik, atölyenin açık camından içeri sızan rüzgar, beni oldukça huzurlu hissettirmiş, yüzümde gülümsemeye neden olmuştu.

Bu ortam, yaptığım iş beni oldukça mutlu ediyordu zaten. Üstüne sevdiğim şeyler de eklenince, huzurla dolup taşıyordum.

Son bir yıldır, açacağım sergi için çizim yapıyordum. Okul bittikten sonra ressamlığa başlamıştım. İlk sergimi de bu yıl açacaktım.

Tuvale, hafifçe fırça darbeleriyle hayal gücümü yansıtırken, arkamdan boynuma dolanan kollarla gülümsemem büyüdü. Kokusundan da tanıdığım üzere, Aida'ydı bu.

"Hoş geldin güzelim." dedim, elimdeki boyaya bulanmış paleti, kenardaki sehpaya bırakırken.

"Hoş buldum. Hâlâ çizim mi yapıyorsun?" dedi kolları hâlâ boynuma sarılır bir şekilde dururken.

"Hı hım. Bitmek üzere ama. Gölgelendirmeler kaldı sadece. Bitince çok güzel olacağına eminim." dedim, karşımdaki tuvale bakarak.

"Şimdi bile çok güzel duruyor. Senin elinin değdiği bir şeyin kötü olma olasılığı yok zaten." dediğinde, başımı sola doğru çevirdim ve dudaklarına sıkı bir öpücük bıraktım.

"Teşekkür ederim. Sen bana destek olmasan, bu sergiyi açmaya cesaret edemezdim belki de."

"Bu güzel çizimleri herkes görmeli. Duvarları süslemeli bu çizimler." dedi gülümseyerek. Ben de gülümsedim. Ben ressamlığa adım atmıştım ama Aida bir ilkokulda güzel sanatlar öğretmenliği yapıyordu.

"Ee.." dedim yerimden kalkarken. "Senin günün nasıldı? Çok yoruldun mu?" diye sordum.

"Yok canım. İyiydi." diyerek, atölyedeki deri koltuğa oturdu. Ben de kendimi yanına bıraktım. Bütün bedenim tutulmuş gibiydi. Saatlerdir o tuvalin başından kalkmamıştım. Elim, istemsizce boynuma gittiğinde, eş zamanlı olarak dudaklarımdan bir inleme dökülmüştü.

"Saatlerdir o tuvalin başından kalkmadın hiç değil mi? Boynun mu ağrıdı?" dediğinde, başımla onayladım. Aida sessiz kalırken, birkaç saniye içinde, boynumda sıcak ellerini hissettim. Sihirli elleriyle masaj yapmaya başlamıştı boynuma.

"Gevşe şimdi ve gözlerini kapat." dediğinde, gözlerim kendiliğinden kapandı. "Yeşil kırlarda, çimene uyandığını düşün ve topraktan gelen pozitif enerjiyi hisset."

Aida yumuşak sesiyle bana bir şeyler anlatırken, iyice mayıştığımı hissediyordum. Neredeyse uyuyacaktım.

"Çok iyi geldi. Ellerin pamuk gibi hissettiriyor." dediğimde sessiz kaldı. Birkaç saniye sonra da, boynumda dudaklarını hissettim. Beni delirtecekti bu kız!

"Aida beni zorluyorsun." dedim zar zor konuşarak.

"Evet, zorluyorum. Ne yapacaksın?" dediğinde, elimi ensesine attım ve bir öpücük bıraktım dudaklarına.

"Ne yapacağımı şimdi göreceksin." dedim ve kucağıma çektim bedenini. Kucağıma yerleştiğinde, saçlarını geriye doğru taradım elimle. "Beni delirtiyorsun." dedim ve dudaklarına bastırdım dudaklarımı. Dudakları alev gibiydi sanki. Anında karşılık alırken, kollarımı beline sardım. Aida'da kollarını boynuma sardı.

"Burada mı?" diye sordu, dudaklarımdan ayrılıp nefes nefese.

"Burada kimse bizi rahatsız edemez, biliyorsun." dedim ve elimi üstündeki ince bluzun düğmelerine attım. O da benim üstümdeki boya olmuş tişörtü çıkardı tek hareketle.

Üstündeki bluzu çıkardıktan sonra, koltuğun üstüne bıraktım. Beyaz teni beni çok cezbediyordu. Dudaklarımı omuzuna bastırdım ve fısıldadım.

"Benimle birlikte yanmaya hazır mısın güzelim?"

Az daha smut geliyordu he 🤭👀

Yorumlarınızı bekliyorum 🫠

ALICE (GxG)Where stories live. Discover now