16. Bölüm Basket Seçmeleri

Start from the beginning
                                    

" Oh rahatladım, sabah görüşürüz canını sıkma babanla aranız düzelir."

" Sağ ol görüşürüz" sabaha kadar gözüme uyku girmemişti. Babamın hareketleri bir nebze düzelmiş geliyordu bana. Sude hanım ve Aybüke'nin yanında öyle davranması gururumu incitmişti. O şekilde sabah ettim.

       Sabah Sinem biraz erken çıkmış evden eczaneye geldi. Hemen arkasından Meltem geldi. Meltem:

" Günaydın Musti'm " diyerek enerjik bir şekilde girmişti içeri. Sinem rahatsız oldu. " Sinem sen de hoş geldin"

" Beni nereden tanıyorsun"

" Mustafa o kadar bahsetti ki senden , öyle tarif etti ki tanımamak mümkün mü seni" dedi gülümseyerek. Sinem yumuşamıştı biraz. Meltem getirdiği poğaçaları arkadaki masanın üzerine bıraktı ben de çayları sipariş ettim ve üçümüz kahvaltı ettik. Sinem ile Meltem iyi anlaşıyorlardı. Dün çekip giden Sinem'den eser kalmamıştı. Sonra Gülderen abla geldi ve kalkıp okula gittik. Giderken Meltem kulağıma eğilerek

" Bu kızı sakın kaçırma elinden, kafanı kırarım" dedi ve sırtıma hafifçe bir yumruk vururken bana göz kırptı.

       Sinem ile birlikte okula gidiyorduk, neşem yerine gelmişti. Karşıdan Mehmet'in geldiğini gördük ve Mehmet Denizli horozu gibi göğsünü şişirerek yanımızdan geçti. Sanki bana gözdağı veriyor gibiydi. Herkes cürümü kadar yer yakar. Okula yaklaşmıştık iyice. Sinem :

" Dün için teşekkür ederim. Çok güzel bir gün dü."

" Ben teşekkür ederim Sinem, benim için mükafattı dün."

" Keşke her günümüz öyle olsa. Sana alışmaya başladım ben." dedi. Ben içimden

''sen bana alışmaya daha yeni mi başladın. Ben sana aşığım'' dedim.

       Okuldan içeri girdik.Görüşmek için sözleşerek ayrıldık. Benim ilk iki dersim beden di. Çantamdan eşofmanlarımı çıkarıp giydim. Beden eğitimi öğretmenimiz okulun basket takımının koçu Alaaddin hocaydı. Önce bize çöp toplattı. Fakat buna karşı çıkan bir isim vardı. Oda Emrah. İsyan etti. Hepimizin hakkını savundu orada. Fakat bizler korkumuzdan mıdır yoksa bir başka şeyden midir bilinmez onun arkasında durmadık. Fakat tek başına gene sivrilmişti. Kızların ve erkeklerin ona hayranlıkla bakışı beni delirtiyordu. Hocamız

'' Sizler devam edin. Ben Emrah ile konuşacağım '' dedi. Emrah ile karşılıklı biraz konuştular. Çöpleri toplarken onları izliyordum. Karşılıklı gülüyorlar ve sohbet ediyorlardı. Ben hocanın ona kızmasını bağırmasını hatta dövmesini beklerken onların sohbet etmesine şaşırmıştım. Sonra hocamız hepimize döndü.

" Arkadaşlar bugünlük bu kadar yeter. herkes serbest iki ders. Serbest derken erkekler futbol ve basketbol oynayabilir. Kızlar ise voleybol oynayabilir" dedi.

       İlyas , Gökhan ben ve üç kişi daha karşılıklı iki takım olduk basketbol oynayacaktık. Sonra Volkan'da geldi. Kıramazdık. Sonra bir kaç arkadaş daha oynamak istedi. Fakat bir takım dört kişi diğer takım ise beş kişiydi. İlyas

'' Emrah gel sende oyna '' dedi. Oda yavaş adımlarla oyuna girdi. Onu çağırmasına dellenmiştim fakat ses etmedim.

       Herkes tarafından seviliyordu çünkü. Ben Volkan Gökhan İlyas ve Burak bir takımda. Diğerleri ise öbür takımdaydı. Ben çocukluğumdan beri arkadaşlarımla basketbol oynardım. Zevk alarak oynadığım tek oyun du bu. Spor olarak değil de oyun olarak bakardım basketbola. İlyas , Gökhan ve ben mahalledeki okulun bahçesinde çok oynamışlığımız vardır. Genelde Gökhan ile teke tek maçlarımız daha fazla. Teke tek çok yorucu ama bir o kadar da zevkli oluyordu. Hem oyun kurucu , hem forvet hem de pivot oluyordunuz tek başınıza. Düşünsenize tek başına takımsınız. Gökhan'ın boyu benden biraz kısaydı. Ben turnikelere kolaylıkla çıkabiliyordum. Ama o da gard olayında iyiydi. Çok sert bloklarla beni kesiyordu.

MUSTAFA HAKKINDA HER ŞEY- DEVAMI "KUTUDAKİ SON KIBRIT ÇÖPÜ" KİTABINDA Where stories live. Discover now