Küçük Karım 1

762 33 37
                                    

Yıllar sonra dönmüstü mahallesine genç adam. Yıllar önce yaşanan bir talihsizlik sonucu elini kana bulamıs. Polisler ona ulaşmadan bir kaç saatlik evli olduğu karısını ailesine teslim etmiş. henüz gece güne dönmeden teslim olmuştu. O gün bu gün dört duvar arasındaydı. Takı bu güne kadar bu gün ana babasından kalan hatıralarla dolu yıllardır kapısına kilit vurulmuş olan bu evin kapısında dikiliyordu.

Seneler öncesini düsündü genç adam. On yasında anne babasını kaybetmiş. Aynı mahallede yasıyan amcası ve ailesiyle yasamıs büyümüştü. Amcası ve yengesinin yıllarca çocukları olmamıs. Yasın henüz altı yasındayken Amcası ve Yengesi nerdeyse 16 yıllık evliyken suprız bir sekılde dünyaya gelmişti Ela , sürpriz olarak gelmiş diyordu çünkü yengesi hamile olduğunu asırı agrı sikayetiyle hastaneye gittiğinde ögrenmiş ve birkaç saate doğum yapmıştı. Ela doğduğunda annesi 40 babası 58 yaşındaydı.

Annesi ve babası yasları nedeniyle Ela ile çok ilgilenemezdi. Çabuk yorulur enerjisine yetişemezlerdi. Ela elimde büyümüştü. Parka bahçeye heryere ben götürür ben getirirdim. Oh o şirin kız bir gülse içimde baharlar gelir cicekler acardı. Neşesi bulasıcıydı. Abi kardeş gibi birlikte büyümüştük. Gece abi uyan hadi sahur vakti sofra hazır diye beni uyandıran kız aynı gün ikindi namazından sonra nikahlı karım oluvermişti. Zor sınavlar vermiştik ama üstesinden gelmiştik çok sükür.

Düsüncelerimden arkamdan gelen sesle ayrılmıstım.

-Yasin! Oğlum. Bu senmisin gerçekten döndün mü?

-Benim yenge benim döndün allahın izniyle...

-Hos geldin oğlum oy kokusuna kırban olduğum nasılda özlemişim hadi gel bize gidelim.

-Sen git yenge ben bi eve gireyim... Seneler oldu biliyosun.

-Bilmezmiyim oğlum. Gir eve üstünü başını değiştir . Biraz dınlen

-tamam yrngem sağol

-Tamam o zaman sen işlerini halledersin akşam yemeğinde kadar gelmiş ol. Ev temiz Ela her hafta havalandırdı temızledi bir kere bile aksatmadan. Hem oda seni gördügüne mutlu olur.

-Tamam yengem sen söyleme benim geldiğimi önce sene bir kere ne telefonlarıma çıktı ne görünüme geldi. Birden karsısına çıkayım bakayım küçük hanım ne tepkı verecek.

Yengemin son dediğimden sonra yüzü mahsunlasmıs gözleri dolmustu.

-Öyle yaptı deli kız dimi. Neyse hadi ben gidiyorum sende çok oyalanma

-Tamam yenge görüsürüz.

Gerçekten evim kapısını açtığında buram buram beyaz sabun ve şirketi kokuyordu. Annem evi hep sirkeyle silerdi. Koku okadar tanıdıktı ki sanki suracıktan anam cıkacakda "bu saate kadar sokakta ne işin vardı" diye bagıracaktı. Bir anda burnumun diregi sızlamış gözlerim dolmuştu. İçeri adım attım hiç bir şeyin yeri değişmemiş ev hala annemden kaldıgı haliyle duruyordu. Bir çöpün bile yeri degişmemişti. Annemin 10 yasındaki bana giydirmek için başladığı ama asla tamamlayamadıgı süveter yarım halıyle Şişlere takılı ve yumanlarla dolu olan sepetin üzerinde duruyordu. Özlemle derin nefesler almıs elindeki bavulu köşeye bırakmış, annem ve babamın odasına gecmiştim. Bu odayı ellerimle tamir etmiş yenilemiştim sanki mobilya çürüse kırılsa anılarım da yok olacaktı. Amcam mobilya ustasıydı. Bende kendımı bildim bileli onun yanında calısırdım. Evde kalmayı bıraktıktan yani onlarla kalmaya basladıktan sonra bana her usta olduğun işte evinin tadilatını yap demişti. Mesela o ay menteşe montajı mı ogrendım evdeki tüm dolap menteşe lerini degiştitmiştim. Sonra kapak montajı saglamlastırma ne lazımsa... Eşyalar bitince deneye deneye fayans yapmayı ogrenmiştim ilk balkon yerleriyle baslamıs sonra banyo tuvalet mutfak.... Parkede de aynısı oldu deneme yanılma yontemıyle o işi de çözmüştüm. Öyle öyle hem meslek ögrenmiş hem evimi çürütmemiştim.

Kızıl Kaplı DefterHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin