18. Bölüm Tiyatro

Magsimula sa umpisa
                                    

"Çok özür dilerim." Diyen Çiçek'e döndüğümde "Niye özür diliyorsun? Bir sorun yok. Neyse hadi sınıfa gidelim." Dedim ve Bekir kolumu tutarak "Aynı sınıfta değiliz be kuzu." Diyince üzülmüştüm.

"Hadi be." Dediğimde yeniden bana sarılmış ve zil çalmıştı.

"Bir şey olmaz ya. Geliriz teneffüslerde yanına."

"İyi tamam." Dediğimde beraber okula girmiş ve merdivenleri çıkmaya başlamıştık. Mutlu gözüksem de her zaman bir gerginlik vardı üzerimde.

"Kışın gittiğimiz yetmiyormuş gibi, bir de yaz okulu çıktı başımıza!" Söylene söylene sırama oturduğumda kafamı gömüp uyumaya karar vermiştim.

*********

İki dersin sonunda kafamı kaldırdığımda yanımda oturan yeni birini gördüm.

"Sıram da ne işin var?" Diye sordum sakince.

"Sıran değil sıramız." Demişti ukala!

Sıradan çekilip arkama yaslandığımda "Adın ne senin?" Diye sordum.

"Yeni insanlarla tanışmayı sevmiyorum." Dediğinde sinirlerim bozuluyor ama sakin kalmaya çalışıyordum.

"Bak canım benim. Benim sıram da oturuyorsun. Eğer burada oturmaya devam edeceksen tanışmamız gerek. Kiminle oturduğumu bilmek benim hakkım öyle değil mi?!" Sonlara doğru sesim biraz yükselse de yanımdaki çocuk sırıtarak "Uraz Koçer." Demiş ve kendisini bana çevirerek yüzünü yüzüme yaklaştırıp devam etmişti.

"Yeterli oldu mu Alya Yılmaz?"

Adımı ve soy adımı söyleyince şaşırsamda belli etmedim. "Adımı nereden biliyorsun?" Diye sordum.

"Geldiğimden beri yattığın için, sınıfa girip çıkan erkek çok oldu. Hepsi de senin adını söyleyince." Cümlesine devam etmeden bakışları üstüme giydiğim dantelli büstiyere inmiş ve sırıtarak ela  gözlerini yeniden kahverengi gözlerime dikmişti.

"Ne bakıyorsun? Dön önüne." Dediğimde derste olduğumuzun farkında değildim. "Bir sorun mu var Alyacığım?" Diyen hocayla göz göze gelince "Evet hocam. En büyük sorun. Yanımda oturan şahıs." Dedim.

Hoca da gülerek Uraz'a baktığında "Uraz benim oğlum. Kendisi annesinin sınıfında olmak istediği için buraya geldi. Bir sorun yaşıyorsanız, Uraz sen başka bir arkadaşının yanına geç oğlum." Demiş Uraz ise bana dönerek "Bir sorun yaşamıyoruz anne ya. Alya hanım biraz gergin sanırım. Ama ben halledeceğim." Demişti.

Sinirlenip ayağa kalktığımda zil çalmış ve herkesten bir kıkırdama sesi gelmişti.

Hoca da gülüp arkasını dönünce çantasını alarak sınıftan çıktı.

"Bana bak yürüyen ego, hoca annen diye kendini torpilli zannetme. Beni bu okulda tanıyan herkes nasıl bir kız olduğumu çok iyi bilir. O yüzden akıllı ol yoksa alırım o aklını."

Bacaklarını dizimle itip sıra arasından çıktığımda sınıftan da çıktım. Arkamdan "Alya!" Diye bağıran Bekir'i dinlemeyerek okuldan kendimi dışarıya attığımda sigara içmeye gidiyordum.

Cebimdeki sigarayı çıkarıp içinden bir dal alarak çakmakla ucunu alevlendirdim.

"Piçe bak ya! Annesi öğretmen diye sanki okul onunmuş gibi davranıyor. Ama bekle sen. Ben sana yapacağımı biliyorum."

Kendi kendime konuşurken elimden alınan sigarayla "Lan!" Diye bağırıp arkamı dönmüştüm ki, Uraz karşımdaydı.

Sigaranın üstünde dudaklarımdaki rujun izi varken, bunu umursamayıp sigarayı ağzına götürmüş ve gülerek "Rujunun tadı güzelmiş." Demişti.

ARAMIZDA SIR ÇOCUKLARTahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon