SAFİ AŞK

Misafirlik

SELAAAAAMMMMM. BU KURGUYU TAMAMAN ÖYLESİNE, EĞLENCESİNE YAZIYORUM BALLAR. YAZIM VE NOKTALAMA YANILIŞIM OLURSA UYARIN LÜTFEN. ÖPTÜMMM

Esra Kaygılar : 17 yaşında kumral, yeşil gözlü, 1.60 boylarında bir kızımız.

Fırat Dağhan : 26 yaşında esmer, kara kaşlı kara gözlü, 1.95 boyunda bir doğal afet.

Esra, şu küçücük yaşında hayatın sillesini yemiş, 14 yaşından itibaren abisi Melih'le  yaşayan Esra. Şu anda 17 yaşında olmakla beraber, sınav senesindeydi. Tek derdi güzel bir üniversite kazanıp abisini de kendisini de İstanbul'dan kurtarmaktı. Ve her zaman olduğu gibi bu düşüncelere sığınarak ders çalışıyordu. Abisi Melih, o çok çabaladığı için her ne kadar mutlu da olsa, bir yandan buruktu. Onu sosyal hayata bağlamak istiyordu. Arkadaşı olsun, çevresi olsun istiyordu. Melih, yine bu düşünceler içinde kaybolmuşken, aklına bir fikir geldi. Yakın arkadaşı Fırat ve onun kardeşi Banu'yu çağırmayı düşündü.

Telefonu kaptığı gibi Fırat'ı arayan Melih, telefon açıldığı gibi cümleleri sıraladı;
"Alo, kardo nerdesin? Hemen Banu'yu da alıp bize geliyorsun. İtiraz istemiyorum."

"Melih, bir sakin ol amina koyayım. Noluyor lan, ne bu acele hayırdır?"

"Esra, acelemin sebebi Esra kardeşim. Sabahtan akşama kadar kendini odaya kapatıp ders yapıyor. Annemleri kaybettiğimizden bu yana böyle biliyorsun sen de. Artık onu bu bunalımlı halinde çıkarmaya karar verdim. Bu yüzden, Banu'yu kap gel. Yardıma ihtiyacım var."

Gülümsemesini durduramadı Fırat, canına minnetti Esra'nın yanına gitmek. Onu biraz bile olsa göreceği düşüncesi dahi kalbini durdurmaya yeterdi. Zaten bir tek Esra'sı gülümsetebilirdi onu öyle. Bu derin düşüncelerinden çıkıp, hazırlanmaya koyuldu.

"Banu! Çabuk aşağıya gel abim hadi."

Banu, abisinin sesini duyunca koşar adım aşağıya indi.

"Ay noldu abi ya?"

"Ne olmadı ki kızım, Esra'nın yanına gidiyoruz."

"Ne! İyi de nasıl? Esra'nın yanında ne yapacağız ki? Kız bizimle konuşmuyor bile."

"İşte tam da bu yüzden gidiyoruz. Hadi gülüm, hadi çabuk çıkalım."

______________________________________

Esra'dan
Ders çalışırken çalan zil sesiyle irkilmeme engel olamadım. Zil çaldığı için de kalkmak içimden gelmedi açıkçası. Abim açardı ne de olsa. Zil tekrar ve tekrar çaldığında oflayarak çıktım odamdan, hızlı adımlarla kapıya doğru gidip kapıyı açmamla şok etkisi geçti bedenimden.

Çünkü, karşımda her zamanki etkileyici ve cezbedici bakışlarıyla bir adet Fırat ve yanında kuzu gibi kalmış bir adet Banu görmeyi beklediğim söylenemezdi.