28.BÖLÜM

1K 135 45
                                    

- Zeynep Bastık - Lan

Ruhum gibi dar koridorlardan geçen rüzgâr ürpertici bir sesle ilerliyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.










Ruhum gibi dar koridorlardan geçen rüzgâr ürpertici bir sesle ilerliyordu. Sırtıma çarptığında sırtımdan kurşun yemiş gibi göğsüme çarptığında ise kalbimden vurulmuş gibi bir acı veriyordu.

Kaskatı kesilen bedenim Göktuğ'un bana doğrulttuğu silah karşısında savunmasızdı. Bir ihtimal kafatasımın içinden yağ gibi kayarak karşı duvara saplanacaktı. Saplandığı yerde tutunamayınca yere düşüp, zeminde güçlü bir gürültü yaratıp aramızdaki bu sessizliği sonsuza dek gürültülü bir hale getirecekti.

Ya da dudaklarının arasında kalan sigara bağımsızlığını ilan edip intihar edecek ve ayaklarımızın altındaki ahşap döşemeyi tutuşturup bizi de alevlerin içine hapsedecekti.

Gözüne gelen duman yüzünden sağ gözünü kısmıştı ama gözlerindeki o dehşeti saklayamamıştı. Tek bir kasının hareket etmediği parmakları silahı sıkı sıkıya tutuyordu.

Hataya yer yoktu, endişeye mahal yoktu.

Silahın emniyetini tekrar kapattığında eli bedeninin yan kısmına düştü ve diğer eliyle dudaklarından çekip aldığı sigarayı kül tablasına bastırıp söndürdü. Gözümü dahi kırpmadan tanıdık ama yabancı olan Göktuğ'a bakıyordum. Uzaklarda bir yerde şimşek çaktı ve gökyüzü aydınlanıp tekrar karanlığına kavuştu.

Geceydi bu. Karanlığa, karanlığına sığınanlara âşıktı.

Boğazımdan başlayıp kadınlığıma kadar olan kısmı yarıp içine kızgın demirler saplayan o ses tekrar duyuldu. İkimizin arasındaki sessizliğe gülüyor gibiydi.

Sonra içimde bir ateş yandı ve Göktuğ'a bakmayı bırakıp içeriye daldım. Neyi ve kimi görmeyi umduğumdan bir haber şekilde eve göz atmaya başladım. Ses artık duyulmadığı için benim geldiğimi fark ettiğine emindim. Sonra o ince kadınsı sesiyle konuşmaya başladı ama kulaklarım uğuldadığı için ne konuştuğunu anlamıyordum.

Ahşap merdivenleri çıkmaya başlamadan önce öfkeyle arkamı döndüm.

''Nerede o?''

Eğer evin duvarları camdan olsaydı gür sesim ufak bir çatlak açardı ve tüm ev başımıza yıkılırdı.

Nefesim göğsümü delip geçmek için deliriyor gibiydi. Göktuğ yavaşça içeri girdiğinde ona sırtımı dönüp merdivenleri ikişer ikişer çıktım. Labirent gibi olan üst katın her kapısını açıp duvara çarparak kapattım.

''Dışarı çık!'' diye kükreyip merdivenleri uçarak indim. Bu duygu beni alaşağı edecekti. Bu içimde yanan ateşin adını koymadığım sürece kalbimi avuçlamaya devam edecekti.

''Rüya evde benden başka kimse yok.''

''Sen kes sesini!'' deyip işaret parmağımı ona doğrulttum. ''Seninle ayrı hesaplaşacağız.''

KARAYELHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin