A hint of weirdness...

59 8 4
                                    

(E/c) gözlerini araladığında farkedebildin anca Ajax'ın odasında olduğunu. Etrafa bakındın ve yatakta doğrulmaya çalıştın hafifçe. Gözündeki ağrı acıyla inlemene neden oldu. Elin yavaşça, korkuyla, asla olmasını istemediğin bir düşünceyle havaya kalktı, yüzüne doğruldu ve dokundu. Pütürlü sargı bezinin rahatsız edici kumaşını hissedebiliyordun. Tahminen yüzünün yarısını kaplıyordu. Aynaya bakmaya korktun. O güzel ve herkesin hayran kaldığı yüzün artık malvolmuştu. Ya insanlar sana artık iğrenerek bakarsa? Ya dışlanırsan? Ya
... Ajax artık seninle beraber olmak, yanında olmak istemezse ve seni çirkin bulursa?

Son soru kalbini sıkıştırdı adeta. Bunun olmasını istemiyordun ancak bu sorular kafanda dönüp durdu. Tekrar yatakta yavaşça doğrulmaya çalışırken hızla yaklaşan adım seslerini duydun. Turuncu saçlı çocuk göz yaşları içinde senin parlak (e/c) gözlerine bakıyordu. Yüzündeki endişeyi ve hasreti görebiliyordun adeta. Sana doğru koştu ve yatağın kenarına diz çöktü. Senin rahatsızlığını bozmak istemedi. Yatağın yanında diz çöktü. Titrek küçük elleri senin beyaz ellerini tuttu. Ağzı açıktı ama ne ses ne seda vardı..

Göğsün heyecan ve başka bir duyguyla çalkalandı. Kafanı hafifçe diğer tarafa döndürdün. Gözlerini kaçırdın. Onun seni böyle görmesini istemiyordun. Elleri senin ellerini tutuyordu. Hiç bırakmamak üzere. Öyle nazik ve sıkı bir şekildeki.

"Özür dilerim.. Yeterince güçlü olmadığım için.."

Kuru dudakları arasından küçük bir fısıltı duyuldu. Göz yaşlarını zor tutuyordu. Tüm bunlardan kendisi sorumluydu ona göre. Senin onun yüzünden acı çekmeni kaldıramıyordu. Biricik arkadaşını koruyamamıştı.

"Hayır"

Ağzından çıkan tek kelime. Gözlerin artık onun kine kitlenmişti. Onun senin yüzünden acı çekmesini istemiyordun.

"Yalvarırım affet beni"

"Neyi affedeceğim?"

"Anlamıyorsun"

"İnatçı oluyorsun"

"Her zaman öyleydim"

Bu sözcükler pembe dudakalarında küçük bir gülümseme oluşturdu.

"Evet.. Evet öyleydin..ve hâlâ-"

Sözün yarıda doktorun odaya gelmesiyle bölündü.

"Bakıyorumda küçük hanım şimdiden kendisini iyi hissediyor. Ne mutlu sana. Yaralarını kontrol etmemin sakıncası varmı?"

Sarı saçları belinden aşağıya sarkıyordu, ela gözleri seninkine kitlenmişti. Seninle nazikçe konuşuyor izin istiyordu.

Hafifçe kafa sallamaktan başka birşey yapamadın. Genç kadın nazikçe gözündeki bandajı araladı. Olabildiğince nötr bir ifade takınmaya çalıştı. Yaran hava alınca hafif bir acı hissettin. Dudaklarından küçük bir inleme çıktı. Ajax kenarda seni izliyordu. Yumruklarını sıkıyordu. Tırnakları neredeyse avucunu kanatıyordu. Başka bir yöne baktın ve derin bir nefes aldın..

"Ah ne kadar şanslısın.. Gözün gayet iyi durumda..yanlzıca sana vereceğim damlayı ve kremi kullanman gerekiyor. Tamam mı?"

"Peki.."

Doktor ayrıldı. Ajax sana yavaş adımlarla yaklaştı. Dağınık saçları gözlerinin üzerine düşmüştü.

"(y/n)"

Titrek sesiyle konuştu.. Kafasını kaldırdı ve koyu mavi gözleri seninkisiyle buluştu. Gözleri.. Garip bir keskinlikle bakıyordu. Bir tür soğukluk.. Kalbin hızlandı bu görüntü karşısında.

Hanker (Childe x Reader) Where stories live. Discover now