" Tamam hadi kimse görmeden çıkartalım şunu ". Kafasını sallayıp Hikmetin baş ucuna geçti.

" Komutanım nasıl vurduysanız nefes almasa öldü derim valla "

" Hata yaptı Pusat " 

" Ne hatası sizi dokunmaya falan mı çalıştı yoksa " anlamsız ve bir o kadar da tedirgin çıkan sesine güldüm.

" Bir Türk askerine arkasını döndü "  suratındaki telaşlı ifade silindi ve gülümser gibi oldu.

" Helal olsun komutanım şu an ortam müsait olsa sizi saatlerce alkışlardım. " Koridordaki adımlarım durdu ve kan ter içinde hem konuşup hem de adamı sürükleme çalışan Pusata baktım.

" Allah aşkına Pusat ne anlatıyon ya " benim duraksamam üzerine kollarından tuttuğu bedeni hiç bir yavaşlık göstermeden yere bıraktı. Etrafa yayılan baş vurma sesi ile elimi yüzüme bastırdım.  Adamın uyanacağı varsa da uyanmayacaktı artık.

" Vay aq kafasını sıçtığımın kafası beton gibi " iki üç adımda yanına adımladım. " Pusat kendine gel ve şu lanet yerden çıkalım hadi "  eğilip adamın ayaklarını tuttum. Bu hamlem ile kollarından tutup kaldıran Pusat ile beraber merdivenlerden inmeye başladık.

Yavaş yavaş indiğimiz kattan koşan ayak sesleri duyduğumda bakışlarımı hızla Pusata çevirdim. Burası adam kaynıyordu ve bizim elimizi kolumuzu sallaya sallaya çıkamayacağımız belliydi.

Gözüme kestirdiğim odayı gösterip temkinlice oraya adımladım.

" Durun ne oluyor orda "  koridorun sonundan ses ile hızla kafamı Pusata çevirdim. Odanın kapısını açıp tuttuğumuz bedeni fırlatıp can havli il kapıyı kapattım ve bedenimi Pusata doğru devirdim.

Hamlem üzerine hızla tuttuğu bedenimi

" Ay ay başım çok kötü Hakan ayy ölüyorum galiba " hızla rolüne giren Pusat ayılıp bayılan bedenimi doğrultup eliyle yelpaze gibi  yapıp suratımda salladı.

" Nazlı bu kadar içersen böyle olur işte sana kaç kere içme dedim ama "

bize anlamsız gözlerle bakan adam bıkkın bir sesle konuştu.

" Ne oluyor burada aşağıda demedik mi bu gün ortalıkta dolaşmayın diye "  Pusat  beni biraz daha arkasına çekti.

" Kusura bakma kardeş sarhoş işte ne yaptığını bilmiyor gidiyoruz şimdi. " bakışlarındaki tereddütle bize baktı. Eliyle gidin gibi bir işret yaptığında Pusatın kasılı bedeni gevşerken bende bir adım  geriledim.

Bir anda bir kaç tane daha adam koşarak yanımıza doğru geldi ve eğilip adamın kulağına doğru konuştu. Odanın kapısını tam aralamadan açtım. Pusat da bana ayak uydurdu ve yavaşça geriye doğru adımladı.

" Bir dakika bir dakika sen "

Pusat bana bir bakış atıp odaya doğru iteledi.

" Buyur abi bana mı seslendin. " işin karışacağı belliydi. Bu salaklar bir şeyler çakmış olmalıydı. Odanın içinde göz gezdirdim ve şöminenin yanında duran iki odun parçasını alıp kapıya doğru adımladım.

Yerde yatan şerefsize de giderken bir tekme atmamayı unutmamıştım. Evet artık kesinleşmişti. Uyanacağı varsa da bu saatten sonra uyanmayacaktı.

Elimdeki odunları arkama saklayıp odadan çıktım. Çıkar çıkmaz bir tabur adamın koridora üşüştüğünü gördüm. Pusat bizi durduran adama bir şeyler söylüyor ama pek inanmışa benzemiyorlardı.

" Beyler sorun ne " konuşmam üzerine bana dönen bakışlar ile Pusatın yanına adımladım ve arkamda tuttuğum odunlardan birini ona doğru uzattım. Bu işin sonu belliydi biz bu adamlarla devirmeden ne Hikmeti çıkartabilirdik ne de kendimiz çıkabilirdik.

ASİWhere stories live. Discover now