5. bölüm

2.9K 222 19
                                    

Akşama kadar oradan oraya yürümüştüm evin içinde, dondurmanın hepsini yemiş ve yemek yapmıştım. Evi temizleyip, havalandırmıştım ama vakit geçmiyordu.

Ozan'ın gelmesine bir saat vardı, yastıktaki kokusu uçup gitmişti. Dudaklarım büzüldü, tişörtünü mü alsaydım acaba...

Banyoya girip ılık bir duş aldım, saç kurutmayı açmamla kapatmam bir oldu. Sesi ve yaydığı negatif enerjiyi hissedince anında geri kapattım.

Saçıma attığım havluyla çalan kapıya koştum, delikten bakmama gerek yoktu. İki yana savrulan kuyruğum ve kıpırdanan kulaklarım Ozan olduğunu anlamamı sağlıyordu.

"Hoşgeldin." Kolundan tutup içeri çektim ve kokusunu almak için kollarımı sarıp onu kendime yapıştırdım.

"Iıı, hoş-buldum." Coşkulu karşılamamla şaşırmıştı tabi, bende biraz şaşkındım.

Elini kafamdaki havluya atıp iki yana doğru sürttü, bu hareketi bile mırlamama yetmişti. İçimdeki kedi Ozan diye ölüyordu.

Burnumu boynuna sürtüp kokusunu soludum, kuyruğum baygınca aşağı düştü. Kulaklarım bile inmişti, uykulu bir hale bürünmüştüm.

"Beni mi özledin pisi pisi?" Boğuk sesi içimi kıpırdatırken miyavladım, kıkırtısı koridorda yankılandı.

"Gülme, sen gelene kadar yerinde duramadı bu lanet kuyruk." Göğsüme yaslı göğsünden hızlanan kalp atışlarını hissedebiliyordum.

"Hmm, öyle mi? Peki kulaklar, onlar da özlemiş mi beni?" Kulağımı hafifçe okşayınca gözlerim kapandı ve sadece 'hmm hmm' diyebildim.

Kalbi daha da hızlanıyordu, eğilip boynuma sokulduğunda yanağımı yanağına sürttüm. Bir kaç kez aynı şeyi yapınca elini yanağıma atıp okşadı, eğilip beni kucakladığında hızla gözlerimi açtım.

"Ne yapıyorsun?" Gülerek cevap verdi.

"Kedimi kucaklıyorum ki daha rahat seveyim." Kuyruğum dimdik olmuştu, kulaklarım da öyle.

"Ben senin kedin miyim?" Gözlerim kapalı ve başım omzuna yaslıydı.

"İster misin? Benim kedim olmayı?" Kafamı olumlu anlamda salladım, gülüp beni kucağında tutarak koltuğa oturdu.

"Önce şu saçlarını kurutalım, sonra seni sevelim." Havluyu saçlarıma sürterken kulaklarıma da sürtündüğü için mayışıyordum.

Uykulu halime bakıp gülümsedi, kalbi hala çok hızlıydı. Burnumu gömlek yakasına dayamış, mis gibi kokusunu içime çekiyordum. Karnımda sanki kurt var gibiydi, içim kıpır kıpırdı.

"Evde çok sıkıldım sen yokken, bu gece de burada kalacaksın değil mi?" Hevesli sorumla dudakları büküldü.

"Bu gece olmaz tatlım, ailemi havaalanına götürmem gerek. Biliyorsun Almanya'ya geri dönüyorlar." Kafamla onaylarken kulaklarım aşağı düşmüştü, gece yalnız kalacaktım.

"Onları bırakınca geç olmazsa gelirim." Kuyruğum ve kulaklarım heyecanla dikelirken halime gülüyordu.

"Geçte olsa gel, ben uyumam. Seni beklerim." Kuyruğum Ozan'a doğru uzanırken elimle tutup geri savurdum, halime gülen Ozan yüzünden kızarmıştım.

"Bırak uzansın bana, ne olacak ki?" Daha çok kızarırken kuyruğum Ozan'ın yanağına sürtündü, karnımı ve kasıklarımı yakan bir kıvılcım oluştu ufacık temasta.

Ozan'ı keşfeder gibi alnına ve boynuna sürtünen kuyruk yüzünden kıpır kıpır bir haldeydim. Sertleşmemek için içimden çarpım tablosunu tekrar ediyor, matematik işlemleri yapıyordum.

"Kıpırdanma Mutlu, kendimi tutuyorum zaten." Koyulaşan gözlerine bakarken dudaklarına sürtünmek üzere olan kuyruğu yakaladım.

"Yeter sende, tamam artık." Tekrar kuyruğu savurduğumda Ozan büyük bir kahkaha atıp beni kendine çekmişti.

Koynuna sokulmuşken mırlamaya başladım, bunu daha da komik bulmuş olmalı ki kıkır kıkır gülüyordu. Saçlarımı ve kulaklarımı okşarken her dokunuşunda aşağı düşen kulaklarım yüzünden sağ kulağımı iki parmağı arasına alıp öyle okşadı.

Yüksek sesle mırlayıp burnumu boynuna sürtüp olduğu yeri minik minik yalamaya başladım. Kendime engel olamıyordum, onu yalayıp, ne kadar sevdiğimi göstermeye çalışıyordum.

Derin bir nefes alıp dişlerini sıktığını gelen seslerden anlarken kocaman olmuş gözlerle Ozan'a baktım. Sinirli değildi, hafifçe gülümsedim ve burnumu çenesine sürttüm.

Dudakları kıvrılsa da çenesi hala sıkılıydı, çene kemiğine de burnumu sürtüp kulağının altına yaklaştım. Burnumun sürtündüğü yer öyle hoş kokuyordu ki gözlerim kapandı.

"Mutlu, yeter bence.." boğuk sesiyle konuşurken o bölüme ufak bir dil attım. Ozan'ın ağzından fırlayan küfür ve altımda büyüyen sertlikle yüzümde istemsiz bir gülümseme oluştu.

"Bana mı kaldırdın cidden?"

Gel Pisi PisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin