4. bölüm

2.9K 220 18
                                    

Uyandığımda mis gibi kokan bir yataktaydım, bir dakika, yataklar horlamazdı ki....

Gözlerimi açıp resmen üstünde yattığım Ozan'a baktım, adam uyurken bile yakışıklıydı. Hafif bir sesle horluyordu ve kulaklarım kıpır kıpır kıpırdıyordu o horladıkça.

"Ne kadar da sevilesi..." burnumu boynuna sokup kokusunu içime çektim ve üstünden kalktım.

Mutfağa gidip bir bardak dolusu sütü mideye indirdim, kahvaltılıkları masaya dizerken bugün cumartesi olduğu için şükrediyordum. Beyaz peyniri elime alıp minik minik ısırarak bitirdim, çay demini almak üzereydi.

Tam parmaklarımı yalarken Ozan mutfağa girdi, yalanışıma gülerek bakıyordu. Arkamda savrulan kuyruğuma bakıp derin bir iç çekti, gözleri kedi kulaklarıma yönelince sağ kulağım hafifçe hareket etti.

"Heyy, kulağını oynatabiliyor musun?" Gözlerimi devirdim, aptal gibi beni izliyordu.

"Hayır istemsizce oluyor, birisi konuşmadan önce." Ağzı açılıp kapandı, yutkunup başını salladı. 'Sen konuşmadan önce oluyor' diyemezdim.

"Çok sevimli.." dudaklarını yaladığında bende yaladım, sanki onu yaladığım andaki gibi tuhaf hissetmiştim.

"Kahvaltı edelim, çok acıktım." Sofraya doğru adımlarken elini kulağıma atıp hafifçe okşadı.

Kafamı sallayıp elinden kurtuldum ve sinirli bir ifadeyle ona baktım. Tavrıma gizlice gülüyordu, dudaklarımı büküp masaya yerleştim.

"Dokunup durma, tuhaf hissettiriyor." Dudakları kıvrıldı.

"İyi tuhaf mı, kötü tuhaf mı?" Amerikan özentisi şerefsiz....

"Tuhaf tuhaf, daha önce sahip olmadığın bir organa dokunuluyormuş gibi..." zaten öyleydi.

"Ee, zaten öyle." Dedi iç sesimi dışa yansıtır gibi.

"Sen niye hiç şaşırmadın yaa.." gerçekten tuhaftı bu Ozan da.

"Şaşırdım, ama hoşuma gitti. Kedi gibi sırnaşık olman özellikle, tam seni yansıtan bir hayvan zaten." Yaladığım orta parmağımı kaldırıp ona hareket çektim.

Gülerek cevap verdi sadece, yumurtaya, peynire ve süte zaafım var gibiydi. Bir lokma bile ekmek yiyesim yoktu şuan.

Karnımı doyurana kadar peyniri yedim, çay dilimi yaktığı için soğumasını bekliyordum. Kuyruğum kabarmıştı dilim yanınca, çok tuhaftı.

Ozan benim yiyişimi izliyordu hala, meraklı gözleri üzerimden ayrılmıyordu. Kuyruğumu uzatıp kafasına vurdum, kıkırtısı hoşuma gitmişti.

"Peki kuyruğuna dokunursam nasıl hissedersin?" Meraklı sesiyle ona baktım, bilmiyordum. Kendim dokununca normal geliyordu.

Elini uzatıp kuyruğumu okşayınca yerimde dikleştim, bu... başka türlü etki ediyordu. Savurup elinden kurtardım tüy yumağı kuyruğumu, yüzüm kızarmıştı.

"Do-dokunma, dokunma sakın." Gözleri kararırken bakışlarını kaçırdı, ayağa fırlayıp soğuk bir su içtim.

Ozan artık farklı hissettiriyordu, kedi olduktan sonra farklı geliyordu. Bu farklılık çok heyecan vericiydi, kokusu ve hissettirdikleri bile farklıydı.

"Mutlu, benim gitmem gerek. Ailem gidiyor yarın, onların hazırlanmasına yardım etmem gerek." Başımla onaylayıp onu yolcu ettim, son kez eğilip kulağımı okşadığında kafamı eline sürttüm.

Alnımı öpüp evden çıktı, yalnız kalmak garip gelmişti aniden. Telefonuma mesaj geldiğinde koşarak bakmaya gittim, Ozan olmasını beklerken Alican olduğunu görmek canımı sıkmıştı.

Ex : Ozan gece sende mi kaldı?

Mutlu : Sanane gereksiz herif

Ex : Ne işi varmış evinde, ne yaptınız?

Mutlu : Dedim ya, teselli ediyor beni diye

Ayrıntı mı istiyorsun yoksa?🤭

Ex : Sevgilim, hadi ama

Yapma böyle, sen başkasıyla yapamazsın ki hem

Mutlu : Seni engellememek büyük hataymış cidden

Bıktırdın

Ex : Beni özlemedin mi?

Bu kişiye mesaj gönderemezsiniz.

Ex : Cidden bunu yaptın mı?

Bu kişiye mesaj gönderemezsiniz.

Hayatımda verdiğim en doğru karar bu salağı engellemekti galiba, şimdiden içime bir huzur yerleşmişti. Kuyruğum sevinçle sağa sola savruluyordu, buzluktan çikolatalı dondurma çıkartıp birde kaşık aldım.

Salondaki koltuğa oturduğumda yoğunlaşan Ozan'ın kokusuyla kuyruğum kıpırdanmayı kesti. Yastığın etrafına dolanmıştı, dondurmayı sehpaya bırakıp yastığı kucakladım.

İstemsizce kokusunu içime çekiyordum ve gözlerim kapanıyordu. Mest olmuştum kokusuyla, odunsu ama çok sert olmayan, insanı rahatlatan bir kokusu vardı. Bahar mevsiminde, başını büyük bir ağaca yaslamış gibi güven vericiydi.

İçimdeki kıpırdanmayla Ozan'a mesaj attım, belki onu kullanıyor gibiydim ama ona ihtiyacım olduğunu hissediyordum.

Mutlu : Bu gece de kulaklarımı okşayarak beni uyutur musun?

Ozan : Sen iste yeter pisi pisi..😽

Gel Pisi Pisiحيث تعيش القصص. اكتشف الآن