Bölüm 18: Kına

152 13 35
                                    

✨️ Umarım bu bölümü beğenirsiniz, oy vermeyi ve yorumlarda düşüncelerinizi, fikirlerinizi belirtmeyi unutmayıınnn💘

✨️ Keyifli okumalarr







İçimde buruk bir heyecan vardı. Mutlu değildim ama üzgün de değildim. Bugün kızlarla birlikte kınam için bindallı bakmaya gideceğiz. Ben, Rumeysa, Asmin, Merve, İrem, Rojin ve Eylül ile gideceğiz. Erkekler de sonradan gelip düğün için takım deneyecekler. Sanırsam Hazar bu sefer lacivert takım elbise alacaktı. Tabii bu sadece benim tahminimdi, tahminimi yürütmemin nedeni ise düğünde siyah takım elbise giyecek olmasıydı. Annem ve Hazar’ın annesi Atiye abla da kendilerini elbise almaya gittiler. Babalarımız ise düğün için herkesten bağımsız bir şekilde kendilerine takım almaya gittiler. Babam, Cihan abi ve Cavit amca kesinlikle farklı takımlar alacaklardı fakat Kenan Bey’in ne alacağını bilmiyordum. Ona henüz ne diye hitap edeceğimi dahi bilmiyordum. Hazar bile ona baba demezken ben ona ne diyecektim ki?

*********

İrem bir anda bize doğru dönüp heyecanla üzerimize bağırdı: “Ayy hadii buraya da girelim. Kesin burada istediğimiz bindallıyı buluruz. Erkeklere de konum atalım. Onlar da buraya gelsin, hem damatlık da var burada, onlarda burada kendilerine göre takım bulurlar.” Şu an gireceğim yer 7. dükkandı ve İrem her dükkana aynı cümleyi kuruyordu. Böyle şeylere bu kadar meraklı olduğunu düşünmüyordum. Ne ara buraları bu kadar gezip görmüştü ki?

“Önce buraya girip bakalım ona göre erkekleri peşimizden sürükleriz. Adamlar heba oldu. Tam istedikleri yere gidiyorlar, biz arıyoruz.” dedi Rumeysa ikaz ederek. Biz de Rumeysa’nın dediğini onaylayarak dükkana girdik. İçeri girdiğimiz an Rojin yeşil olan bindallıya doğru koştu ve denemem için gözlerime baktı. Ben de onaylamayarak başımı salladım. Gerçekten de iğrenç bir şeydi. Genel olarak hepsi aynı modeldi ve hepsi iğrençti.

“Bence gelin bir tur atalım burada. Biriniz erkekleri arasın, takım elbiseler bu tarafta. Onlar takım elbiselerini denerken biz de bindallı seçeriz.” dedi Merve.

“O zaman ben Karan’ı arıyorum ve hızla gelmeleri için de yalandan bulduğumuzu söylüyorum.” dedi Asmin. Ben yavaş adımlarla etrafı turlamaya başladım. Aklımda hiçbir renk ve model yoktu. Aslında bunlara dahil aklımda hiçbir şey yoktu. Yanımda mağaza çalışanı, arkamda ise bir ordu ve daha sonrasında gelecek bir ordu ile oraları turluyordum. Kim bilir mağaza çalışanları ne kadar kar edeceklerini düşünüyorlardır fakat sadece ben alacaktım. Diğer kızlar ise kendilerine yakışıyor mu diye bakacaklardı.

“Aklınızda bir renk veya model var mı?” dedi çalışan. Hayır anlamında kafamı salladım.

10 dakika sonra…

Artık sıkılmıştım, bunalmıştım ve midem bulanmaya başlamıştı. Bir sürü mağaza gezmiştim ve 10 dakikadır da buradaydık. Erkekler gelmiş ve takım elbise bakıyorlardı. Ben tam buradan çıkalım diye kızlara doğru gidecekken gözüme bir bindallı çarptı. Tüm klasik bindallılardan farklıydı, bu kadar mağazadan sonra ilk defa bir bindallıyı beğenmiştim. Bordo, çok fazla kabarık olmayan bir bindallıydı. Umarım da bana olurdu…

Denemek istediğim için mağaza çalışanını gözüm aradı ve o an Hazar’ın elleri cebinde bana baktığını fark ettim. Tahmin ettiğim gibi lacivert bir takım giymişti. Bu düşünce aklıma gelince gülümsedim ve çalışanı çağırmak üzere bakışlarımı Hazar’dan kaçırdım. Bana tuhaf bakıyordu. Ne bileyim böyle… aşık gibi bakıyordu, seviyormuş gibi bakıyordu. İlginçti bakışları. Ve umarım ben yanılıyorumdur yoksa fazlasını kaldıramazdım. Ahh Hazar, ahh Hazar Komutan, nasıl bir çukura çektin beni?

BEN KARSU VURALWhere stories live. Discover now