"I don't have a wristband!"

110 12 5
                                    

"Yazmalımıyım sizce?" -Beomgyu uzun koltukta oturmuş dakikalardır elindeki telofonuyla yazıp yazmayacağı hakkında düşünüyordu. Daha doğrusu karar veremiyordu.

"Ya yaz gitsin ne kadar düşündün amk" - tekli koltukta elindeki son cipsi ağzına atarken konuşmuştu Felix, 1 saatten fazladır buradaydılar ve Beomgyu sadece 'yazmalımıyım?; ne yazayım ki?; yok yazmayacağım' gibi şeyler söyleyerek arkadaşlarını bunaltmıştı.

"Çok yardımcı oldunuz gerçekten ya, şakayı bir kenara bırakın ve doğru dürüst bir şey söyleyin bana, fikir verin" -cümlesinin hemen ardından arkadaşlarına baktı ama ikisinde de ses yoktu. Pes edercesine elindeki telefonu kapatıp bıraktı Beomgyu. Dakikalardır düşünüyordu, ne hakkında mı? Bu gün okulda gördüğü çocuk hakkında, çocukla tanışmıştı bu gün okulda ve nasıl olduğunu kendisi bile bilmediği bir şekilde numaralarını birbirlerine vermişlerdi. Beomgyu açık bir şekilde hoşlanıyordu, çok hızlı olmuştu bu ama aslında Beomgyu zaten çabuk aşık olan birisiydi, yada aşık olduğunu zannediyordu.

Herneyse, yeniden arkadaşlarına baktığında Felix'in yeni bir cips almak için mutfağa gittiğini gördü. Sabahtan beridir yediği 4. cipsdi bu ve şimdi yenisini almaya gidiyordu? Yüzünü buruşturdu Beomgyu ve ardından Seungmin'e baktı. Seungmin, o yine kitap okuyordu ve Beomgyu'nun hiç bir işi yoktu. Tabiki de Seungmin'i rahatsız edecekti. Seungmin'i rahatsız etmek hobilerinden biriydi sonuçta.

"Hey! Seungmin! " -arkadaşı ona cevap vermemişti, çünkü biliyordu Seungmin, Beomgyu onun dikkatini dağıtmaya çalışıyordu ve Seungmin'in dikkati dağıldığında kitabı okumayı yarım bırakacağını da. Seungmin'in kendisini umursamadığını anladığında yeni bir konu açmıştı. "Bu Felix var ya-" -daha cümlesini bitirmeden Felix ismini duyduğu anda koşarak gelmişti salona "Yine ne saçmalıyacaksın acaba? Bak bana bulaşma kötü olur"

Beomgyu'ya korkutucu (!) bir şekilde bakarken söyledi Felix, tabii Beomgyu'nun söylediği sözlere karşı kahkaha atacağını bilmiyordu.

"Komik bir şey mi var? Neye gülüyorsun ha?!" -Beomgyu arkadaşının sözlerine karşılık gülmeyi bırakmış ve dik bir şekilde durmuştu.

"Komik değildi, biliyorum. Ama yinede güldüm. Boş ver sorgulama "

Beomgyu'ya boş bir ifadeyle bakıyordu Felix, Beomgyu'yu anlamak gerçekten zordu, hatta imkansızdı diye geçirdi içinden. Ama artık alışmıştı. 3 yıldır arkadaşılardı sonuçta.

Beomgyu bu sefer giderken "Hey! Tatlı çocuk kaldır kafanı o kitaptan, kitap kurdu!" -demişti Seungmin'e karşı. Ve hemen koşarak çıkmıştı salondan. Arkadaşını tanıyordu ve söylediği söze karşı ne tepki vereceğini biliyordu.

Seungmin kitabı kapattı ve hemen Beomgyu'nun arkasından koşmuştu.
"Beomgyu bittin sen, göstereceğim sana tatlıyı!"

Felix elindeki cipsi yerken boş bir şekilde bakıyordu ikiliye, her zaman böyleydiler; kedi köpek gibi. İçinden ' ben nereye düştüm ' demişti.

***

Bir kaç saatin sonunda hepsi yemeklerini yemiş ve koltuğa kurulmuşlardı. Rahatlardı çünkü evde kendilerinden başka kimse yoktu.

Yıllar önce Seungmin'in annesi ve babası boşanmıştı, Seungmin de tabiki annesinde kalmayı seçmişti, zira annesini çok seviyordu ama babası için aynı şey söylenilemezdi. Annesi bir kaç gün bir arkadaşında kalacağını söylemişti, ve şimdi tabikide Felix ve Beomgyu arkadaşlarını yalnız bırakmayacaktı.

Uzun dedikoduların ardından konu Felix'in yeni aldığı saate gelmişti.

"Waow Felix'ten beklenilmedik şeyler"

Twins ఌ︎ Hyunmin Where stories live. Discover now