1:)

2.8K 172 389
                                    

Yeni bir hikaye yeni bir kurguyla karşınızdayım umarım severek ve beğenerek okursunuz. Sizden bir ricam var bol bol yorum atıp beğenir misiniz ?

Başlama tarihinizi ve saatini buraya yazarsanız sevinirim 😌 fazla vakit kaybetmeden bölüme geçelim buyrunuz efenim:)

Hayat her anlamda zordur acımaz mesela eğer düştüyseniz kaldırmaz kanayan yaranızdan öpmez hiç bir zaman pembe gözlüklerle bakılmaz hayata çünkü öyle bir şey anca masallarda olur... Sahi kaç yıl olmuştu masal dinlemeyeli ne zaman çıkarmıştım o gözlükleri büyümeyi istemişmiydim ki gerçi fikrimi soran da olmamış ki önüme koyulmuş seçim şansım olmamış hiç bir gece de büyümüştüm ben hayatın acı gerçekleri tokat gibi çarpmıştı adeta yüzüme...siyah değildi hayat benim için ama beyaz da olamazdı benim için hayat griydi sisli ve kasvetli her daim...
Düşüncelerime o kadar çok dalmıştım ki arkadaşımın sesini yükseltmesiyle irkildim ister istemez
- Hu Hu beni duyuyor musun acaba? Kaç saattir sana sesleniyorum nereye daldın yine kızıl afetim

Gözlerimi sisli havadan çekip arkadaşıma baktım ne çok isterdim engeller olmadan onunla saatlerce sohbet edebilmeyi ama işte her istediğimiz gerçek olmuyor maalesef ki. Yanımdan ayırmadığım defteri aldım elime ve yazmaya başladım
(" kusura bakma Berfin dalmışım görmedim geldiğini ne kadardır burdasın") yazıp gösterdim

- Çok değil kız 10 dakka ya olmuştur ya olmamıştır. Ne düşünüyordun öyle kara kara anlat bakim
tekrar dan yazmaya başladım
(" Genel olarak düşünüyordum herşeyi özellikle düşündüğüm bir şey yok")
- iyisin ama demi
(" iyiyim berfo merak etme sen neden gelmiştin")
-senle konuşacaklarım var yürüyelim mi biraz hem sana da iyi gelir belki açık hava ne dersin?
(" güzel olur tabi sen çık ben üstümü giyinip geleyim olur mu ?")

Berfini gönderdikten sonra dolabımın karşısında geçip hazırlanmaya başladım. Hava çok sıcak olmadığı için üstüme bej rengi bir badi altıma kahverengi bol bir pantolon giydim saçımı dağınık topuz yapıp mutfağa geçtim kahvesiz dertleşmek olmazdı değil mi? Yaptığım kahveyi termoslara koydum askılıktan hırkamı alıp üstüme geçirdim tam çıkacakken defterimi yanıma almadığımı fark ettim ve odaya geri dönüp aldım ve evden çıktım Berfin de telefon görüşmesini bitirip yanıma geldi

-Bende bu kız nerde kaldı diyordum kahve yapıyormuş meğersem bitanesin ifnan
Tebessüm edip kahvenin birini ona uzattım ve yürümeye başladık hava serin di tatlı bir rüzgar ediyordu hafiften de yağmur çiseliyordu iyi geliyordu bana bu hava
-İfnan elbise bakmaya gidiyoruz yarın biliyorsun değil mi ?
Elimi alnıma götürüp hafifçe vurdum tamamen aklımdan çıkmıştı
-Unuttun değil mi ?
Kafamı sallamakla yetindim
-Allahtan benim gibi arkadaşın var he yoksa bu unutkanlıkla ne olurdun sen diyip burun kıvırdı güldüm bu haline asla egolu biri değildi ama arada böyle söyleyip kendini egolu gibi göstermeyi sever

-Hangi renk giyiceksin kızılım
omuz silktim sadece bilmiyordum aklımda da bir şey yoktu gidip görmem lazımdı

-Yarın 11 ' de gidicez abim götürecek bizi
kafamı salladım ve elime defterimi aldım
("Senin derdin başka Berfin anlat neler oluyor")
İç çekti ve konuşmaya başladı
-Mevzu Hüseyin kızıl çok değişti hali tavrı çözemiyorum canımı acıtıyor bu hali ne yapmam gerek bilmiyorum neden böylesin bana karşı diyorum her zaman ki halim diyor ama değil işte her zaman ki hali değil anlatmaya çalışıyorum ama duymuyor bile neden?

O konuşurken bir anda telefonuna bildirim gelmeye başladı bilinmeyen numaradan bir kaç mesaj bende meraklanıp telefona yaklaştım bir kaç resim ve uzun bir mesaj yazılıydı iyi ama kimdi bu? Telefonu elime alıp mesajı okumaya başladım

SUSKUNA VURGUN (DÜZENLENECEK)Tahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon