Bir Çay İçer Miyiz?

49 0 0
                                    

O gün sabah bir heyecanla uyanmıştım. Aslında bakarsanız bütün bir yaz bu anı dört gözle ve heyecanla beklemiştim. Peki önemi neydi diye mi soruyorsunuz?

BUGÜN LİSENİN İLK GÜNÜ

Babam bir holding sahibi ve annem sürekli moda dergilerinde çıkan eski bir manken. Öyle dediğimi bakmayın sakın 8 senedir burnumdan getirdiler. Sürekli iyi bir lise iyi bir lise türküsü tutturmuşlar gidiyordu. Onlar iyi bir lise dedikçe ben içimden "ÖZGÜRLÜK!" diye haykırıyordum resmen. O yaz sonuçlar açıklandı tercihler yapıldı ve Galatasaray Lisesi'ne adımı yazdırmıştım. Peki sizce çilem bitti mi? Aslında burada hikayeyi evet çok mutlu hayatım devam ediyor deyip bırakmak isterdim ama ne yazık ki kazandığım günden beri iyi üniversite türküsü oldu bu seferde.

Daha 9.sınıfa yeni başlıyorum dememe rağmen değişmiyor evdeki konuşmalarımız. Hiç bir zaman babası holding sahibi olduğu için ona güvenip de kolejlerde sadece para yiyerek özel okullara üniversitelere hayal bağlamadım. Hep ne yapacaksam ve olacaksam kendim yapmak istedim. İlkokulda devlet okullarını çok istememe rağmen annemin  sosyetik çevresi yüzünden koleje gitmek zorunda kaldım. Aslında Galatasaray Lisesi'ni belki de ondan bu kadar çok istedim. Yataktan kalktım, duşumu aldım, yen, okul kıyafetlerimi de giyindikten sonra kahvaltı sofrasına indim. Babam sadece holdingle değil aynı zamanda siyasetle de uğraşırdı. Hatta bir sonraki dönemde milletvekili olayım mı diye sormuşluğuda oldu. Bu kararı tabii ki de ona bıraktık. Daha Siyasete çok kafam ermezdi benim.

Kahvaltımı yaptıktan sonra okula doğru yürümeye hazırlanıyordum ki;

-Nereye böyle küçük hanım?

-Okula anne nereye olacak.

-Yürüyerek mi?

-Hava güzel okul yakın neden yürümeyeyim?

-Bu kız beni delirtecek. Mert lütfen kızını okula bırakır mısın?

-Bırak yürüsün kız bu kadar isityorsa.

Çok geçmeden yine kavga etmeye başlıyorlardı. Aslında babam bir çok konuda bana hep destek olmuştu. Annemse sosyetenin ileri gelenlerinden olduğu için bana hep şatafatlı elbiseler ayakkabılar perdeler vs. göstermeye yetmediği gibi aldırmaya çalışmıştı. Ama ben öyle bir kız değildim.

Derken Okula geldik. Kocaman bir giriş kapısı vardı. hemen koşa koşa okulun arka tarafına gittim. İşte oradaydı.

-Ohhh Deniz

-Buyrun, Benim

Çok utanmıştım ben aslında sahile çarpan dalgalara sahip büyük mavi su kütlesi ismi de marmara olan denizden bahsetmiştim.

-Şey...ben...marmara...kabataş...

-Şaka yapıyorum biliyorum bana dediğini.(GÜLEREK!)

Ben Deniz, okulun 9.Sınıflar Komite başkanıyım aynı zamanda da okul meclis üyesiyim.

Ne ara bunlar seçilmişti daha ders başlamadı ki.

-Ben de Yağmur. Hem sen ne ara bunlara seçildin.

-Babam Kulüp yöneticisidir. Okulda bu insanların yakınlarına da baya yardım edilir.

-Ona yardım değil ayrımcılık hatta kayırma derler.

-Emin ol sana hak veriyorum. Hem siyasal görüşüm hem de kişiliğim aslında bu olaya karşı ama ne yapabilirim 15 yaşındayım ve hala yeme içme gezme gibi bir çok ihtiyacımı babam karşılıyor ve o ne derse olmak zorunda oluyor.

Bu kadar güzel konuşması, uzun boyu , renkli gözleri ve bir de sarı kafası o konuşurken ben gözlerinde yüzüyor saçlarında uyuyor gibiydim.

-Yağmur iyi misin?

-He... İyiyim neyse kabalık ettim sana da kusura bakma

-Ne demek. Gel sana okulu gezdireyim.

İşte bizim maceramızda böyle başlamıştı....

Sana Benden Bir Parça Sevgilimحيث تعيش القصص. اكتشف الآن