36 - Düğün Fotoğrafı

Start from the beginning
                                    

Zafer abi derince oflayıp kaşlarını çattığında son kurulumları tamamlayıp ona dönmüştüm. Yüzünde rahatsız bir ifadeyle bana bakarak konuşan adamın gergin halinde bile babacan tavır takınmasına gülümsedim.

"Yav oğlum, bu adamlar bize '10'da çekelim.' demedi mi? Biz 11'de varıyoruz, hâlâ yoklar. Allah'tan vaktinde falan gelmedik, şükür."

Söylenmesine gülümserken içimden çıkıp gelen sevgi patlamasıyla dayanamayıp yanına adımlamış koca adamın yetmeyen kollarımla sarmaya çalışmıştım. Ağzından şen bir kahkaha kaçtığında ben de gülmüş, kollarımı sıkılaştırmıştım.

"Lan dur. Düşeceğiz. Bırak oğlum."

Olduğumuz yerde sallanarak sarıldığımdan düşeceği korkusuna çekilmemizi isteyen adamın gözlerinin içine minnettarca bakıp çekildim. Bu adam olmasa kendimi zor toparlardım. Böyle zamanlarımızda insanın babasını seçebiliyor olmasını dilerdim. Babamın Zafer abiden başkası olmasını istemezdim.

Bir evlilik yapmış, genç yaşta karısını kaybedince parmağındaki yüzüğü dahi çıkartmamış, hatta bir daha evlenmemeye and içmiş adamın kalbinin benimle ısındığını söylemesine oturup ağlamıştım. Beni olmayan oğlundan farksız gören bu adamı herkesten çok seviyordum. Kollarımı duyduğum araba sesiyle indirdiğimde arkamı dönmeden Zafer abiye bakmayı sürdürmüştüm.

"Geldiler, şükür."

Arabanın park edildikten sonra açılan kapılarının sesini duyduğum halde arkamı dönemiyor, olduğum yerde Zafer abiye bakıyordum. Arkamı dönecek kadar cesur değildim. Göreceklerimin etkisinden bir süre çıkamayacağımı düşünüyor ve büsbütün korkuyu kuşanıyordum.

"Hoş geldiniz."

Zafer abinin yanımdan geçip arkamdaki adamlara selam vermek için ilerlemeye başlamasıyla el mecbur arkamı dönmek zorunda kalmışken bile gözlerimi gelenlere çeviremeden yere eğmiştim. Bedenim kuş gibi titremeye başlamışken ayağımın ucuyla yerdeki toprağı sağdan sola sürüyordum.

"Hoş bulduk."

Sesini duyduğum gibi içime işleyen özlem hissiyatıyla bayılacağımı hissettim. Bu kadar özlemiş olamazdım. Böyle bir adamı, tam unuttum derken tekrar özleyemezdim. Kendime bunu bir defa daha yaşatamazdım. Gözlerimi sıkı sıkı kapatıp derince iç çektiğimde kapalı gözlerim ardından keskin bakışlarının bana döndüğünü hissetmiştim. Gözlerimi aralayıp başımı yerden kaldırarak 'En kötüsü de olsa elbet bunun da sonunu getiririm.' demiş ve başımı deli dehşet korktuğum o görüntüye çevirmiştim.

Önde üzerine tam oturmuş lacivert bir takım, kırmızı kravat, şekilli saçlarla Zafer abinin elini sıkan adamın bakışlarına karşılık vermeden gözlerimi ardına çevirmiştim. Arkasında gördüklerimle gözlerimi iri iri açmamak için kendimi zor tutmuş, başımı sessizce tekrar yere eğmiştim.

O adamın gerisinde biri siyah damat takımıyla, diğeri bembeyaz gelinliğiyle duran, kol kola girmiş birbirlerinin yüzüne huzur bulmuş gibi bakan çiftte bakışlarımı dolandırmakta çekinmiştim. Dünden beri hissettiğim rahatsızlık hissi bedenimi büsbütün terk ederken yüzüme yerleşen hafif gülümsemeyi hızla silmeye çalıştım. Elimi ağzıma götürüp öksürüyormuş gibi yapmaya çalışırken gerçekten öksürmeye başlayıp iki büklüm kalmıştım.

Öyle şiddetli öksürüyordum ki dışarıdan bakan bir göz bu öksürükten ölebileceğimi bile düşünebilirdi. Öksürüm krizim yavaş yavaş hafiflerken iki büklüm kaldığım yerden doğrulmuş, kısa bir zaman önce hemen dibimde bitmiş sırtıma vuran Zafer abiye gülümseyerek 'Tamam abim, iyiyim.' diye mırıldanmıştım. Yüzündeki tedirgin ifade dağılmazken sözlerimin sahiliğini ispatlamak istermişçesine elini sıkmış, yüzüne kocaman gülümsemiştim. Zaten üstümdeki kasvet kalktığından gülümseyecek yer arıyordum.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Mar 02 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

KARIMIN SEVİŞTİĞİ ADAM - GAY (YARI TEXTİNG)Where stories live. Discover now