S.H.I.E.L.D.' in özel asistanlarından birisiniz ve Nick Fury sizi Tony'nin yanına sekreter olarak gönderdi. O yüzden Tony ile iş hakkında görüşme yapacaksınız. Ancak tek sorun ikiniz arasında geçen kötü bir geçmiştir.
***
Rất tiếc! Hình ảnh này không tuân theo hướng dẫn nội dung. Để tiếp tục đăng tải, vui lòng xóa hoặc tải lên một hình ảnh khác.
(elbiseniz)
Saatler geçmek bilmiyor. Ben ise bekliyordum. İş görüşmesi için geldiğim yer burasıydı. Stark'ın kulesi. Adama ayrı bir gıcık oluyordum ama şu işe bak ki şu an onun ofisinin önünde bekliyordum. Neymiş sekreter lazımmış. Benden başka biri mi yoktu acaba?!
Fury ile kavga etmem gereken konular var. Şu durumda çok kötü hissediyordum. Derken kapı kendiliğinden açıldı. Bu adamın ileri derecede gelişmiş teknolojisi ürkütücü görünebiliyordu fakat adam nasıl oluyor da bu kadar zeki oluyordu ya?! Zekasını sadece teknoloji alanında kullanıyordu sanırım.
Ofise girip etrafa bakındım. Kimsecikler görünmüyordu. Gözlerim kocaman ofiste gezindi. İleri derecede gelişmiş bilgisayarlar, yapay zeka robotlar ve dahası...
-Gelmişsin. Gelmezsin sanıyordum. Beni sevmiyorsun ya
Yüzündeki o gıcık sırıtışa ayar olmuştum bile.
+Bak seninle çalışmak falan istemiyorum zorla buradayım. Gidip Fury'e kızı sevmedim falan de tamam mı? Bu iş burada bitsin.
-Ben sana ne yaptım ya? Benden nefret ediyorsun.
Gözlerim elindeki viski kadehine kaydı. Manyak herif. Viski bardağını tutan ellerini inceledim. Adam iyi hoşta bütün kadınlara böyle davranan biriydi. Tek amacı beni yatağa atmak olabilir yani.
+Bana bir şey yapmadın ama bu senin zengin bir zampara olduğun gerçeğini değiştirmiyor.
-Saçmalama güzelim, ben zenginim ama zampara değilim. Özellikle sana karşı.
+Senden nefret ediyorum.
-Biliyorum.
Bezgin bir nefes verip yüzüne baktım.
+Gidebilir miyim artık?
-E daha iş konuşacaktık? Ne bu acele? Kovulursun bak :)
+E iyi ya, seninle vakit kaybetmemiş olurum.
-Otur şuraya, dedi koltuğu gösterip kendi de karşımdaki dönen sandalyeye otururken. Dediğini yapıp koltuğa oturdum ve sol bacağımı sağ bacağımın üzerine attım. Kollarıma göğsümde birleştirip tek kaşımı kaldırdım.
-Daha önce bir iş geçmişin var mı sekreterlik konusunda.
+Öncelikle ben asistanlık yaptım ve sıradan bir ticaret şirketinde değil. Savunma ve Savaş Sanayiinde bir şirketteydim. Bu detayları geç Tony, beni tanıyorsun.
Sıkıntıyla yanaklarımı şişirerek başımı yan tarafa çevirdim.
-İşe alındın bebeğim. Elbisen hoşuma gitti. Bilerek mi bunu giydin? Beni etkilemek için?
+Niye senin için giyineyim? Senin özelliğin ne?
-Niye öyle dedin ki? Daha önce öyle dememiştin.
+Geçmişi önüme serme.
-Noldu? Sinirlendin mi?
Olduğu yerden kalkıp yanıma geldiğinde yüzüme eğildi. Parfümünün alkolle karışmış kokusu yeniden burnuma çalındı. Yüzümü yan tarafa çevirdim.
-Bana aşıktın ya? Unuttun mu?
+Aptallıktı.
-Altımda olmakta mı aptallıktı?
Dediği cümleyle sinirle ona dönüp yüzüne tokat attım.
+Öncelikle beni yattığın fahişelerle karıştırma, ayağa kalktım. Kendi pisliklerini yeniden bana bulaştırmaya da çalışma. Bacak arandakine güvenip bana laf çarpıtmaya da çalışma. Egoist.
-Ne dedim ki şimdi? Yalan mı?
+Gerçekten seni seven birinin duygularıyla oynadın! Gördüğüm en adi insansın! Yalancı birisin ayrıca! Beni seviyormuşsun, yok ya?! Beni delirtiyorsun-
Lafım Tony'nin beni öpmesiyle yarım kalınca kan beynime sıçradı ve sinirle onu ittim.
-Öncelikle asıl sen beni delirtiyorsun ve sana asla yalan söylemedim. Seni seviyordum ve hâlâ seviyorum.
+Bir yalan daha!
-Yalan değil! Anlamıyor musun?! Sorunun ne? Neden böyle davranıyorsun?
+Bana seni seviyorum dedikten sonra başka kadınlarla nasıl konuştuğunu hatırlatmama gerek var mı?
-Ne?!
+Sen anca salağa yat.
-Bi dakika bi dakika! Sen benim başka kadınlarla yattığımı mı düşünüyorsun? Aptallık etme y/n! Hiçbiriyle ciddi anlamda konuşmadım. Hepsinin amacı vardı. Planın parçasıydı. İnanmıyorsan gidip Fury'e sor. Benimle konuşmayı kestiğin günden beri hiçbir kadına dokunmadım ve aklımda hep sen vardın. Hiçbir kadına yan gözle bakmadım bile!
Duyduklarımla olduğum yerde kaldım. Doğru söylüyordu çünkü ajanlık eğitimlerimin bir parçası vücut diliydi ve ben onun yalan söyleyip söylemediğini çok rahat anlıyordum.
-Anladın mı? Eğer istiyorsan şimdi gidebilirsin.
+...
+Ne yani işe girer girmez sekreterini kovuyor musun?
Duyduklarıyla gülümsemesi büyüdü.
-Ne kovması? Odama davet ediyordum.
+Hâlâ zamparasın.
-Hadi ama! Şimdi buna mı takılalım güzelim!
***
Bundan sonra bu tarz kıssa hikaye gibi yazmayı düşünüyorum. Beğendiğiniz yerleri belirtmeyi unutmayın.
Yorum ve oylarınızı eksik etmeyin. Çok fazla bir şey istemiyorum oy vermeseniz bile olur ama yorumlarınızı okumak benim için çok eğlenceli oluyor. Seviyorum sizi. Öptüm bol bollll <<<<33333
