-4-

12 5 2
                                    


Dördüncü Bölüm

Zifiri karanlık odanın içinde duyulan çığlıklar, gözler önüne serilen suretler hayatlarımızın bir parçası olacaklarının mesajlarını veriyordu. Karşısında gördüğü gözlerin etkisiyle boğazına tıkanan bağırışları dudaklarının arasından çıkaramıyordu. Etrafında hiç kimse, hiçbir şey yoktu. Gözleri korkuyla etrafı taradığında sürekli karşısına çıkan bembeyaz gözler haricinde hiçbir şey göremiyordu. Bedenini saran titremeleri durdurmaya çalıştıkça kendini ele veriyor, karşısındaki gözlerin sahibinin gülüşüne tanık oluyordu. Gözlerin sahibi ona yaklaşmaya başladığında arkasına bakamadan geriye doğru yürümeye başladı. O yaklaştıkça geriye giden adımlar daha da sendeliyordu. Sonunda karanlık biraz loş ışığa bürüdü kendini. Dışarıdaki ay ışığı odayı aydınlattıkça uzun, siyah saçlık mahluk ona tiksinircesine bakıyordu.

Çığlık atmak istedi, yapamadı. İçinde kopan fırtınalar bedenini üşüttü, sarsarak titretti. Kendine gelmeye çalıştıkça terliyor, hareket edemiyordu. En sonunda ayaklarının bağı çözüldü ve korkak bedeni yere serildi. Ağzından firar etmeye çalışan çığlık onu biraz daha boğmaya başladı. Yardım isteyemiyordu, bağıramıyordu, içinden geldiği gibi korkamıyordu bile. Şuurunu kaybetmek üzereydi. Etrafına da bakamıyordu artık. Çünkü karşısında beliren şeyden gözlerini alamıyordu. Şok geçirmişçesine öylece bakakalmıştı.

Yutkunmaya çalıştı umudunu kaybetmeyerek. Alnından dökülen ter damlaları aşağı doğru ilerleyip önce çenesine, sonra göğsünden aşağı süzüldü. Karşısındaki mahluk öylece donuk bir şekilde kendisine bakıyordu. Titreyen ellerini yukarı kaldırmaya yeltendi, daha fazla bakmak istemiyordu. Bu hareketi yaptığında karşısındaki daha çok sinirlendi ve hırçınlaşmaya başladı. Şimdi yerinde tepiniyor, korkunç kahkahalar atıyor ve adımlarını daha da yaklaştırıyordu.

Artık çığlık atmanın zamanı gelmişti. Onu durduran engelin ne olduğunu bilmiyor, çığlık atmaya her yeltendiğinde başarısız oluyordu. Nefesinin ritmi hızlanmış, kalbi duracakmışçasına atmaya başlamıştı.

Çığlık at artık, çığlık at!

Birileri duymalı, görmeli. Neyi bekliyorsun, hadi!

Karşısında duran yaratık şimdi de diz çökerek ona bakıyordu. Daha fazla dayanamayacağını hissetti. Ölecekti. Burada ölüp gidecekti ve kimsenin ruhu duymayacaktı. Boğazını yakan şeyin nefes mi yoksa başka bir şey mi olduğunu da düşünmedi. Şu an odaklandığı tek şey karşısında duran yaratıktı. Pür dikkat kendisini izliyordu. O odadan kaçamıyor, uzaklaşamıyordu. Takati kalmamıştı artık.

Ölmeyi dilemekten başka seçeneği kalmamıştı.

Katarsis (+18) | Oyun Serisi 1Where stories live. Discover now