taehyun beomgyu'nun diğer kolundan tutup onu sürüklemeye başladı ama heeseung beomgyu'nun ilerlemesine engel oldu. o da beomgyu'yu kendine doğru çekiştirdi. beomgyu arada kalıp bir sağa bir sola gidiyordu ve birazdan ortadan ikiye yırtılacaktı.

"bıraksana beomgyu'yu!"

"asıl sen bırak be. dünkü çocuk gelmiş arkadaşımı elimden almaya çalışıyor. yürü git sen köylü cafende iç oraletini. beomgyu gel, ben de sana bir kadeh soju ısmarlayayım."

"soju ne?"

"kimin cafesine köylü diyorsun sen?!"

"senin çalıştığın yere diyorum amele, bir sıkıntı mı var?" diyerek beomgyu'yu bırakıp taehyun'un üstüne yürüdü heeseung.

"sen de çalışıyorsun, bilmem farkında mısın?" taehyun da heeseung gibi onun üzerine yürüyüp omuzlarından ittirdi.

"ben keyfine çalışıyorum, senin gibi işçi fakir sınıfında değilim ben." deyip ittirdi taehyun'u.

"baba parası yemekten iyidir!"

"senin baban da çalışıp kazansaymış?"

"babam mafya mı olsaymış amına koyayım?"

"heeseung, ne oluyor?"

ikili herkesin içinde birbirine dalmak üzereyken içeriden çıkıp gelen jake ile kalakaldılar. heeseung önünde yakasına yapıştığı taehyun'a bir bakış atıp gülümsedi ve hemen pozisyon değiştirip yakasını düzeltti. tek kolunu beomgyu'nun, öbürünü de taehyun'un omzuna atıp jake döndü ve içten bir şekilde gülümsedi.

"ah, hiç. şakalaşıyorduk öyle. bak tanıştırayım, bu en yakınlarımdan beomgyu," deyip yine gülümseyerek beomgyu'ya döndü, ardından taehyun'a dönüp "bu ultra sevimli çocuk da onun bir arkadaşı." dedi gözlerini kısarak. 'ultra sevimli' kısmını bastırarak dişlerinin arasından söylemişti. taehyun jake'in üslubunun aniden değişmesiyle şaşkın şaşkın ona baktı.

"memnun oldum, jake ben de."

jake teker teker ikisinin ellerini sıkarken heeseung aptalca sırıtmış onu izliyordu. onu böyle göreceğimi rüyamda görsem yine inanmazdım.

"bu iki salağı tanıyorsun zaten." deyip eliyle bizi işaret ettiğinde jisung ile gülerek selamlaşıp sarıldık jake'e.

biraz oturup muhabbet ettik. öylesine havadan sudan konuşurken beomgyu ve jake bir anda kaynaşmaya başladı. beomgyu,  jake'e taehyun ile nasıl tanıştıklarını anlatmaya başladığında jake de heeseung ile nasıl tanıştıklarını anlattı. beomgyu bu hikayeyi heeseung'dan en az kırk defa dinlemiş olmasına rağmen jake'i sonuna kadar dinleyip sanki ilk defa duymuş gibi tepkiler verdi.

bu sırada ben de hyunjin'i düşünüyordum. bilmiyorum, sanırım çok düşünüyorum ama düşünmeyi kesemiyorum. beni sevdiğini bu kadar dile getirip her yönüyle belli ediyordu ama sevgili olma kavramı ne konuşmalarımızda ne de yazışmalarımızda neredeyse hiç geçmiyordu. ikimiz de açmıyorduk konusunu, bu yüzden sadece hyunjin'i suçlamak istemiyordum. evet onu affettiğimi söylemiştim ona fakat bir yandan da "acaba benimle sadece takılmak için mi birlikte?" diye düşünmekten alıkoyamıyordum kendimi. sorun onun bana teklif etmemesinde değil, sorun sanki benimle takılmak için birlikteymiş de bir anda koluna başkasını takıp gelecekmiş gibi hissettirmesinde. sanırım travma yarattı yaptıkları. ona asla güvenemeyecekmiş gibi hissediyorum.

ya da acaba istediğimi elde ettim diye hevesim kaçtı da ondan mı böyle düşünüyorum?

hayır. hâlâ en ufak hareketine bile heyecanlanıyor, en ufak iltifatında dünyadaki en değerli kişiymişim gibi hissediyor ve her konuştuğumuzda konuşma asla bitmesin de sonsuza kadar devam edelim istiyordum. normalde üzgünken arkadaşlarıma sarıldığımda bir nebze de olsa iyi hissederdim mesela, ama artık hyunjin'den başkasına sarılmak rahatlatmıyor beni. artık önceden güzel bulduğum şeyler bile sönük kalıyor hyunjin'in yanında. onun bende böyle güzel hisler uyandırabildiği gibi ben de aynı etkiyi onda yaratabiliyor muydum? durup dururken ansızın aklına geliyor muydım? yolda yürürken dükkanların önünden geçerken herhangi bir şey gördüğünde "bunu jeongin'e alsam çok sevinir." diye düşünüyor muydu? belki bir kazak, belki çiçek, belki bir biblo, parfüm, hatta dondurma bile olur. ne aldığı umrumda bile olmaz böyle bir durumda, durup beni düşünmeye vakit ayırması bile en büyük hediye olur. hiç oldu mu acaba böyle bir şey? bana oldu çünkü. müzik aletlerinin satılduğı bir yerden geçerken üzerinde güzel desenler olan bir baget çarptı gözüme, yanımda değil ama umarım vermeye fırsatım olur. beğenir mi acaba? ya beğenmezse...

entrancing / hyuninWhere stories live. Discover now