İhtimal 2

3.2K 133 33
                                    



YA BEN SOFT ASLAZ KADINIYIMMM!!! İnanılmaz sevdiğim bir bölüm oldu resmen içimdeki aşk taştı yazarken... Ve de şimdiden söyleyeyim benim hikayemde vurdulu kırdılı zıtlaşan aslaz pek fazla olmayacak!!!! bölümü lütfen yorumlayın çok merak ediyorum yorumlarınızı, özellikle son kısım büyük ihtimalle çoğumuzun aslazdan beklediğinden farklı bir şekilde akmış oldu. Umarım beğenirsiniz<3

ps: benim evrenimde mavi kapı hala mavi.

Oradaydı işte,  neden geldiği önemsizdi. Belki Alaz' ın burada olduğunu haber vermişlerdi ona, belki de her zamanki gibi habersizce çekilmişlerdi birbirlerine. Belki Alaz' ı dinlemeye, belki dün gece atamadığı okkalı tokadı atmaya gelmişti. Genç adam koşar adım kıza doğru ilerledi, içindeki türlü türlü düşüncenin ona yaklaştıkça kaybolup zararsızlaşacağını biliyordu çünkü. Yine de korkuyordu, adımlarının aksine yüreği ona kızdan uzak durması için emirler yağdırıyordu.


Yanına vardığında Asi' nin denizden gelen esinti ile birlikte hafif hafif dalgalanan buklelerini inceledi Alaz, ardından güneş vurdukça daha da parlayan güzel yüzünü. Her daim hayallerinde, gözünün önündeydi bu güzel yüz fakat her zaman bir kere daha farkına varıyordu, hiçbir hayal onun gerçekliğinden güzel olamazdı. Asi ona sinirle de, kırgınlıkla da, aşkla da baksa, bakan onun gözleriydi. Buydu zaten ondan gelen her duyguyu özel yapan. Öyle güzelleştiriyordu ki baktığı her yeri, onun gözleri genç adama her değdiğinde Alaz kendinden bile o kadar nefret edemiyordu o anlarda. Çok güzel bakıyordu, tamam, ama çok güzel görüyordu da. Daha nezarethanede anlamıştı Asi' nin gözlerinde farklı bir şeyler olduğunu, galiba gözlerinde ona ait olan şeyler var gibi hissetmişti. Asi' nin tek bakışta onun içini bu kadar okumasını başka bir şekilde açıklayamıyordu çünkü. Dudakları vardı bir de, hastanenin terasında onu belki de başka bir amaçla öpmesine rağmen sonrasında  bağımlısı olmuş  gibi sürekli hasretini çektiği dudakları. Dudakları onunkilerle buluştuğunda, tüm sinir uçlarıyla birlikte vücuduna yayılan hisler vardı. Onu yüksek voltaj elektriğe maruz kalmış gibi afallatacak ama aynı zamanda hayatındaki tüm huzurlu anları bir araya toplamış gibi mayıştıracak güçte hisler. Sonra, dudakları her ayrıldığında, Alaz' a hayat boyu peşinden koştuğu anı bulduğunu fark ettiren iki saniyelik nefeslenmeleri vardı güzel kızın. O anlarda içinde yeşeren umutlara engel olamazdı Alaz, Asi' nin iki saniyelik soluklanmasında türlü türlü anlamlar arardı. Asi' nin de içinde onunkine benzer bir heyecan olabileceğine inanırdı, ikisi için.


Şimdi de karşısında durmuş ona bakan kızın gözlerinde buna benzer duygular aradı Alaz, umdu. Ama ilk defa anlamlandıramıyordu, okuyamıyordu onun bakışlarını. Heyecan, umut yoktu. Yorgunluk vardı, ama üzgün de değildi. Sanki Alaz' a hayatında tatmadığı kadar yüksek bir mutluluk bahşeden aşkları, Asi' ye mutluluk değil de yorgunluk vermişti sadece. Bu sefer onu farklı bir yerden kırdığını tekrardan anladı, ve Asi' nin ona tam anlamıyla "son" bir şans vermek için geldiğini.

"Asi." Genç kızın yüzü hala tepkisizdi, konuşmayacaktı belli ki, dinleyecekti. En azından Alaz ona yeniden aralarındaki şeye tutunmalarını sağlayacak bir dal uzatana kadar.

Ama Alaz bunu nasıl yapacağını bilmiyordu ki. Asi ona sinirliyken üstüne gider, sataşırdı. Asi üzgünken sarılır, öper, elinden geldiğince acısını hafifletmeye çalışırdı. Asi mutluyken içi giderdi, ama maalesef ne yapıp edip bir şekilde onu da mahvederdi. Bu sefer işler farklıydı, Asi sadece bekliyordu. Alaz' ın çalışmadığı yerden gelmişti de, bu sefer de sadece ne hissettiğini açık açık söylemesi gerektiğinin farkındaydı.

"Asi, ben-"

Asi' nin telefonu çalıyordu. Ekranda Çağla' nın adını görünce Alaz bir an panikledi. Daha az önce yan yanalardı o ikisi, ne diye şimdi arıyordu?


Peki MademWhere stories live. Discover now